Televizyon kanallarının izleyicinin mumla arandığı yaz dönemi manevralarında sık sık başvurduğu ucuz tv filmleri, uzun süre sonra ilk defa ses getirdi... Syfy’ın sıklıkla yaptığı denemelerin izle unut etiketi alarak genellenmesinin dışına çıkan film, üstelik bunu olabildiğince berbat haliyle başarıyor... Yayınlandığı gün reyting rekoru kıran ve bir kaç kez tekrar yayınlanan “Sharkando”, en basit tabiriyle rezil bir film ama arada rezil filmlerde eğlendirip, dilden dile yayılıyor...
Aslında ortada ne mantıklı bir senaryo ne de yönetmenlik becerisi var ama biz yine de adet olduğu üzere, önce künyeye bakalım... Ki o künye de az buz değil... Merakla beklenen gişe filmlerinin benzerleriyle beslenen, yakın adlarıyla seyircinin aklını çelen ucuz işlerin yaratıcılarından Thunder Levin senaryoyu kotaran isim... Sinemayı pc başından takip edenlerin özellikle “American Battleship” ve “AE: Apocalypse Earth” ile bildiği Levin, mantığa ihtiyaç duymayan filmlerle kendi tarzını oluşturmaya doğru giden bir isim... Yönetmen koltuğunda da benzer bir isim var: Anthony C. Ferrante... Sinemanın her alanında iş çıkaran çok yönlü kişilik Ferrante, adını 2005 yapımı korku “Boo” ile duyurmuş bir isim... B türüne yönetmen olarak geçişi ise bu yıl video pazarına sunulan “Hansel & Gretel” ile olmuş... Ki onunda “Sharknado”dan daha kötü olduğunu belirteyim, siz anlayın gerisini... 90’ların meşhur gençlik dizisi “Evimiz Hollywood’da” dizisinden Ian Ziering’in başını çektiği kadro, Tara Reid, John Heard, Cassie Scerbo, Jaason Simmons, Alex Arleo ve Neil H. Berkow’dan oluşuyor... Doğal olarak oyunculuğun yanından bile geçemiyorlar...
Santa Monica sahilindeyiz, tam köpek balıklarının göç mevsimi... Kopan şiddetli fırtınayla korkulan oluyor ve köpek balıkları sahile vuruyor, sayılamayacak kadar çoklar... Yalnız filmimizde sıradan hayvan değiller, her yerde dehşet saçıyorlar... Ne de olsa fırtına şehre sel getirince, şehrin içinde hatta evlerin bile içinde terör estiriyorlar... Öyle ki sonu yok bu durumun... Fırtına hortuma dönüşünce, uçarakta dehşet saçıyorlar... Akla mantığa ihtiyaç duymayan senaryo, bir dakikası bir dakkasını tutmayan bolca hatayla, olay örgüsünü bir yana bırakıp saçmalıklar silsilesini öyle bir sele dönüştürüyor ki, kapılmamak elde değil... Daha ne kadar saçmalanabilir diye düşünerek zevk alıyorsunuz ve her defasında filmimiz bir cevap veriyor, daha da saçmalıyor... Başka bir şeye de benzemiyor... Baş karakterimizin filmdeki düsturunu uygulamak gerekiyor... “Sepra Peratus”, yani “Her zaman hazır ol”mak lazım... Bunca saçmalığa rağmen sıkılmadan izlediğiniz “Sharknado”, müthiş final sahnesiyle de “yok artık” ile “oha” arasına konuşlandırıyor sizi... Az buz değil yani, boş yok her saniyesi olay!... Fenomene dönüşmesinin hemen ardından, devam filmin gelecek olması da ayrı bir meydan okuma gibi... Saçmalıklar devam edecek belli ki...
Köpek balıklarının deniz dışında her yerde korku salabildiği çöp film, hem arkadaş ortamında izlediğinde bolca geyik malzemesi veriyor, hem de suçlu zevke dönüşüyor... Arada kötü filmlerde izlemekten korkmayanlar için tam bir hazine, ıskalamayın!
Yorum Gönder