Tv dünyasında “Buffy the Vampire Slayer”ın yaratıcısı olarak kendine hatrı sayılır bir yer edinen Whedon, peşi sıra dizi ve filmlerle fantastik bilim-kurgu dünyasının önemli isimlerinden biri haline gelmiş, “The Avengers”a attığı imza ile herkese adını ezberletmişti. Yeniden gişe için çizgi roman uyarlamalarına dönmeden önce, biraz daha küçük ölçekli bir uyarlamaya imza atmış olması da şaşırtıcı... Pek iliştiğini görmediğimiz Shakespeare uyarlamasına, gişe canavarları arasında imza atmasını bu yüzden alkışlamak gerek... Bu derece çok bilinen bir eseri, modern yorumla böyle bir filmografinin arasında çekmek önemli iş... Whedon belli ki, kendisi için çekmiş “Much Ado About Nothing”, onca fantastik öykü arasında klasik bir eseri bir tür merdivenaltı olarak kullanmış gibi görünüyor... Zamansız klasik; Amy Adams, Alexis Denisof, Clark Gregg, Sean Maher, Nathan Fillion, Fran Kranz, Tom Lenk, Reed Diamond ve Ashley Johnson’dan oluşan kadroyla yeniden hayat buluyor... Zaten biliyorsunuzdur ama konuyu bir kez daha hatırlatalım...
Leonato Messina valisidir ve abisi asi Don John karşısında parlak bir savaş zaferi kazanmış arkadaşı Don Pedro tarafından ziyaret edilmektedir. Don Pedro’ya subaylarından ikisi eşlik etmektedir: Benedick ve Claudio. Mesina’dayken Claudio Leonato’nun kızı Hero’ya aşık olur; bu arada Benedick’de valinin yeğeni Beatrice ile ağız dalaşına girişmiştir. Don Pedro, Claudio ve Hero arasında bir aşkın filizlenmeye başladığını görür ve Lenato’yu Hero ile evlendirmek üzere harekete geçer. Düğün töreni günü yaklaşırken Don Pedro, Claudio ve Hero ve Lenato’nunda yardımlarıyla Beatris ile Benedick’i birbirilerine aşık etmek için bir oyun yapama girişiminde bulunur. Bu arada kötü kalpli Don John, Conrade ve Borachio adlı mütefiklerinin de yardımlarıyla mutlu çift aleyhine bir entrika planlar. Amacı evliliğin gerçekleşmesini engellemektir. Birbirini takip eden trajik ve komik olayların ard arda gelmesi iki çiftin gerçek mutluluğu bulmasını engellemek üzereyken sonunda belkide aşk galip gelecektir.
Prömiyerini Toronto’da yapan film, peşi sıra dört festival ve ülke dolaşmış durumda... Yapılan yorumlar genelde afişin üzerine gururla eklenen cümlelerden oluşuyor, ki izleyicilerden tam puan alıyor Whedon... Siyah beyaz sahnelerde içeren film, her modern uyarlamanın izleyicide yarattığı dezavantajı, o ikircikli durumu aşmayı başarabilmiş durumda... İstanbul Film Festivali’nde de “Edebiyattan Beyazperdeye” bölümünde “Kuru Gürültü” adıyla yer alan film, festival izleyicisinden de tam not almayı başardı... Bu yüzden, fragmanı ayrıca değerlendirmeye gerek yok... İstanbul dışındaki izleyicilerin de aynı keyfi çıkarabilmesi için, filmi başka festivallere, vizyona istiyor, merakla bekliyoruz...
Yorum Gönder