♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

The Vow : Bir Yemin Ettim Ki!

Mutlu bir aşkı evlilikle taçlandırmışken, bir kaza sonrası kalbinizin sahibi sizi hatırlamazsa, dahası güvenmek ve dokunmak kilometrelerce uzaklaşmışsa ne hissedersiniz?... Bu sorunun peşindeki “Aşk Yemini”, gücünü gerçek olaydan aldığının altını çizerek aşk tutkunlarını çağırıyor sinema salonlarına… Gerçek aşkın bir kere başa geldiğinde yenilenebileceğine dair inanç sorgusunun peşinde aynı zamanda…

Çok iyi olmasa da, vasatta olmayan bir açılışla kısa sürede benimsenen çiftin, kaza sonrası aşklarının paramparça oluşu sonrası, erkeğin kadının aşkını yeniden kazanıp kazanmayacağının öyküsü belli ki kitaplaştığında okuyana “Vay bee” dedirtmiş. Filmin birkaç sahnesinde kullanılıyorsa da, filme dönüştüğünde aynı duyguyu yaratmak o kadar kolay değil… Zira önünüzde sayfalar dolusu anlatacak kelime yok, iyi bir senaryo ve oyunculuklar özellikle de kimya gerekiyor… 

Kaza sonrası hafıza kaybı yaşayan ve son 5 yılı silinmiş olarak uyanan Paige’in, eşi Leo’yu hatırlamamasıyla başlayan olaylar dizisi, Leo için aşk imtihanı gibi yaşanıyor. Tüm aşkı tek başına omuzlamak ve hatırlamak zorunda olmak pek kolay bir şey değil elbette… Ama filmin güç alacağı yer tamda burasıyken, klişeler giriyor devreye. Hemde ne klişeler… Paige’in ailesinin devreye girişi, ailenin çizdiği geleceği yaşamaya zorlanış derken kızın babası damada para teklif eder klişesi çıkıp geliyor. Aşkın büyüsü de o klişelerle paramparça oluyor. Senaristlerin de takvimlerinde 2012 yazmadığını anlıyoruz… Belli ki, geçmişte kalmışlar… Yaşanan hikayeye fazla inanmamışlar yada doğru okumamışlar sanki… İyi bir çıkış noktasına yakalamalarına rağmen bu kadar kötü bir senaryoya dönüştürmelerini başka türlü açıklamak zor…Konu okunduğunda akla gelen “50 İlk Öpücük” ile kadının hafıza kaybı yaşaması dışında herhangi bir benzerliği taşımıyor Aşk Yemini…

“Rosswell”, “Friday Night Lights” ve “Parenthood” dizilerinin senaristi Jason Katims’in başında olduğu 4 kişilik senaryo ekibinden bundan fazlasını bekliyor insan… “Grey Gardens” ile HBO’nun TV filminden fazlasını çıkaran Michael Sucsy elinden geleni yapsa da nafile… Oyunculuklarsa pek iç açıcı değil… Rachel McAdams ile Channing Tatum’un kimya yakaladıklarını söylemek pek kolay olmuyor. Tatum’un oyunculukla alakası olmayan kazmalıkları filmde yakalanması gereken çok şeyin ıskalanmasına sebep oluyor… Daha çok, aksiyon yıldızının kazara kendini aşk filminde bulması gibi bir durum yaratıyor perdede… Şaşkoloz bakışlar nerdeyim ben gibi duruyor… Jessica Lange ve Sam Neill’i görmekte işin bonusu… 

Leo’nun aşkını kaybetmemek uğruna hiçbir hileye başvurmadığı film, en fazla (o da zorla) “böyle erkek kaldı mı” şeklinde dedirtiyor “Vay bee”sini… Çıkış noktasından hareketle, gerçek olayı anlatan değil, ondan esinlenen olabilse farklı sonuçlanacakken, klişelere teslim oluyor… En azından sıkıcı değildi diyerek koltuğunuzdan kalkıyorsunuz hepsi o…

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template