♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Sel Yayıncılık’tan Eylül Yenileri


Sel Yayıncılık Eylül ayını sekiz kitapla karşılıyor. John Steinbeck imzalı “Bilinmeyen Bir Tanrıya, Fabienne Betting'in yanlışlıklar komedyası “Mesmenya’dan Sevgiler”, Georges Bataille'ın uzun yıllar yasaklı kalan romanı “Göğün Mavisi”, Claude Simon’un dilsel şöleni “Flandra Yolu” ayın dünya edebiyatı romanları olurken, Salah Birsel’in “Aynalar Günlüğü” ve Zulüm Haktan Kalır’ın romanı “Kaçışın Ürküsü” de Türkçe edebiyat yenileri… Red Kitaplığı dizisiyse iki ustanın kitaplarıyla sürüyor: Pierre Bourdieu’nun aptal kutusuna karşı ateşi “Televizyon Üzerine” ve Paul Ricœur'ün filozof kimliğiyle yaptığı sorgulama “Sevgi ve Adalet”.

BİLİNMEYEN BİR TANRIYA * John Steinbeck
Bilinmeyen Bir Tanrıya, pagan inançların söylencelerle, kadim kutsal kitapların batıl itikatlarla iç içe geçtiği bir atmosferde, hem koruyucu bir anıta hem bir alegoriye dönüşen kutsal ağacın gölgesinde mutluluk ve bolluk arayışındaki insanların kaçınılmaz kaderlerini resmeden gizemli, canlı ve özgün bir anlatı.

John Steinbeck, California'nın bereketli topraklarında yeni bir hayat inşa etmek üzere memleketini terk eden çalışkan ve hırslı bir çiftçinin bu umut ve hüsran dolu hikâyesinde insanla tabiat arasındaki bitmek bilmez çekişmeye olduğu kadar, insan ilişkilerinin temelinde yatan bağlılık, arzu ve inancın doğasına da ışık tutuyor.
Özgün Adı: To a God Unknown * Çeviren: Ezgi Kardelen * Dünya Edebiyatı, Roman * 240 Sayfa * 28,00 TL


MESMENYA'DAN SEVGİLER * Fabienne Betting
Hayattan da işinden de bezmiş mutsuz Thomas, dergide gördüğü bir ilana başvurarak unutulmuş bir Baltık ülkesinde konuşulan Mesmenceden yetkin olmadığı halde bir kitap çevirisini üstlenir. Ne var ki, ender bir maden yatağının keşfiyle Mesmenya makûs talihinden kurtulup gündemin başköşesine yerleşince kitap bir anda çok satanlar listesine girer. Bu "başarı" çok temel bir sorunu da beraberinde getirir: Çevirinin aslına uygunluğu. Kırık bir aşk hikâyesinin mirası olan "çevirisiyle" Thomas artık yeni bir hayatın eşiğindedir.

Fabienne Betting'den yazmak, çevirmek, ün kazanmak ve elbette âşık olmak üzerine ummadık taşın baş yardığı bir yanlışlıklar komedyası...
Özgün Adı: Bons baisers de Mesménie * Çeviren: Hüseyin Can Akyıldız * Dünya Edebiyatı, Roman * 287 sayfa * 30,00 TL


GÖĞÜN MAVİSİ * Georges Bataille
Savaşın gölgesinde faşizm karanlığına adım adım sürüklenen Avrupa'da insan doğasının en yaban arzularına savrulan; sanrılar, kâbuslar ve aşırılaşmış cinsel deneyimlerin ortasında, ruhunu en az dış dünyası kadar kirleterek nihilistçe bir arınışa ulaşmaya çalışan bir adam...

Yazıldığı dönemden itibaren yirmi yılı aşkın süre yasaklı kalan; tiksinti, safiyet, kutsallık, ihlal, tabu, nefret, tutku, taşkınlık gibi çeşitli ikiliklerle erotizm ve ölüm birliğinin tanıtlandığı Göğün Mavisi, Georges Bataille'ın, onun putları alaşağı etme marifetinin, provokatif dünya görüşünün ve öfkesinin en keskin ifadesi.
Özgün Adı: Le Bleu du ciel * Çeviren: Yaşar Avunç * Dünya Edebiyatı, Roman * 135 Sayfa * 18,00 TL
                              

FLANDRA YOLU * Claude Simon
Gerekçesi bilinmeyen bir ölümün hayatta kalanlar için yaşama sebebi olduğu, bu olayı aydınlatacak anıların birbirine karıştığı, anımsamanın kuşkularla, hatalarla, bulanıklıklarla ve farklı seslerle lekelendiği yerden geçer Flandra Yolu. Hem gerçek bir güzergâha hem de bir anlatı patikasına dönüşen bu yol, benzersiz kurgusu ve ritmiyle edebiyat tarihindeki en özgün eserlerden biri haline gelir.

Savaş felaketinin gerçeklik duygusunu yok ettiği ortamı, konturları silinmiş bir metinle belleğimize kazıyan Nobel ödüllü Claude Simon, bir gecenin birkaç saatine sayısız dönemi ve olayı sığdırarak şiddeti, bireylerin birbiriyle, aileyle, duyumsal dünyayla, doğayla, evrenle ilişkisini sorgularken dilsel bir şölen yaratıyor.
Özgün Adı: La Route Des Flandres * Çeviren: Sündüz Öztürk Kasar * Dünya Edebiyatı, Roman * 303 Sayfa * 35,00 TL
                              

AYNALAR GÜNLÜĞÜ * Salâh Birsel
Edebiyatımızda günlüğün bir tür olarak kabul görmesindeki tartışmasız rolüyle, Türkçenin hem kazıcısı hem kuyumcusu Salâh Birsel Aynalar Günlüğü'nde kendisiyle ve okuruyla mahrem söyleşisine devam ediyor. Günlük türünde bir esere verilen ilk ödülün de sahibi olan Birsel, Günlükler dizisinin bu üçüncü kitabında 1986-1988 yılları arasındaki, yetmişlerine yaklaştığı günleri paylaşıyor. Yaşlılık ve ölüm rüzgârlarının efil efil estiği sayfalarda edebiyatın yakın ve uzak karakterleri canlanıyor, Edip Cansever'in deyişiyle Kentlerin Büyük Terzisi'nin terzihanesi okura tüm hoşmerimliğiyle açılıyor.

"Ama yetmiş beşinde, sekseninde hâlâ dingildek ve Kemal Sunal gibi sırıtkan papatyalar da var. Bunlar, yaşamaya ne kadar? Ya ben? Ben ne kadar?" diyen yazarla birlikte biz de yaşlılık biliminde az da olsa yol alıyoruz.
Türkçe Edebiyat, Günlük * 211 Sayfa * 20,00 TL


KAÇIŞIN ÜRKÜSÜ * Zulüm Haktan Kalır
Kendinden kaçan, kaçtıkça yakalanan ve yakalandıkça tekrar kopan bir metin Kaçışın Ürküsü. Zamanların ve mekânların birbirinin içinden geçerek çoğaldığı, dehşetini eksik etmeyen bir çiçek dürbünü. Bu dürbünden okur belki kaos, belki toplumsal ya da bireysel bir şizofreni, belki de hezeyanlı bir tarih yazma çabası görecek. Kesin olan tek bir şey var: Bu bir kaçış öyküsü. Avni'nin kendinden, bedeninden, bedeninin ona fısıldadıklarından ve bunların sonucunda toplumdan, insandan, bir tarihten, belki de gelecekten kaçışı. Hiçliğe doğru ürpertici bir koşu. Bedeni ancak işkencede ve linçte kabul gören, toplum karşısında hiçleşen bireyin yepyeni bir dille kurulan çağıltılı anlatısı.
Edebiyat, Roman * 82 sayfa * 16,00 TL


TELEVİZYON ÜZERİNE * Pierre Bourdieu
Pierre Bourdieu, bu kitapta gündelik hayatın neredeyse merkezine yerleşen televizyonun felsefi, politik ve sosyolojik anlamları üzerine düşünüyor; iktidar ilişkilerinin uzantısı ve aracı olarak medyanın kanaat üretme mekanizmalarını çözümleyerek, medyanın asli parçalarından biri olan televizyonun, hakikatin erozyonundaki rolünü gözler önüne seriyor.

Rekabet, sansür, kâr ve rıza mekanizmalarının girift dişlileri arasında geleneksel medyanın ve dolayısıyla haberciliğin nasıl dönüştüğünü açıklayarak, iktidar ilişkilerinin ve pazar mantığının bu sürecin sonunda "toplumsal"ı manipüle etme teknolojilerini analiz ediyor, televizyonda üretilen kullanışlı ama sahte bilgi hiyerarşisinin ipliğini pazara çıkarıyor.

Televizyon Üzerine, "aptal kutusu"nun hakikati tahrif eden tekeline "içeriden" yakılan bir karşı ateş...
Özgün Adı: Sur la télévision * Çeviren: Alper Bakım * Red Kitaplığı, Kuram * 102 Sayfa * 18,00 TL


SEVGİ VE ADALET * Paul Ricoeur
Paul Ricœur'ün sevgi ve adalet arasındaki gerilimli ilişkinin izini sürdüğü konferanslarını bir araya getiren Sevgi ve Adalet, felsefe ile teolojinin kesiştiği sahada yepyeni patikalar açıyor. Kutsal metinlerde adalet arayışının neden sevgi temasından ayrılmadığı sorusunun peşine düşen Ricœur, kişinin komşusuna dönük bireysel sevgisiyle toplumsal adalet arayışı arasındaki uçurumun anlamı üzerine düşünmeye davet ediyor okurunu.

Edebiyat eleştirmeni kimliğiyle kutsal metinlerdeki simgeleri çözümleyen, filozof kimliğiyle ise toplumsal yaşamda etiğin yerini sorgulayan Ricœur, iki perspektifin ufuk noktasında yeni bir yaklaşım icat ediyor. Sevgi ve adalet ilişkisinin açmazlarını birbirinin ışığında görünür kılarken, iki kavramın dikiş izlerinde yeni bir imkân arayışına giriyor.
Özgün Adı: Amour et justice * Çeviren: Aziz Ufuk Kılıç * Red Kitaplığı, Kuram * 106 Sayfa * 18,00 TL


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template