Korku gerilim filmleri deyince şeytani bir gücün
musallat olmasını konu edinenlerin sonu gelmiyor. Hayaletler, kötü ruhlar,
doğmamış ikizler, ormanda dolaşan cadılar derken neredeyse her türünü her
anlatım şekliyle gördüğümüzü düşünsek bile türün yönetmenlerini
heyecanlandırmaya devam ediyorlar. Güney Afrikalı yönetmen Rudolf Buitendach,
doğaüstü gerilimi “Hex” ile bu yolun yolcularından.
Kurgucu olarak başlayan Rudolf Buitendach, günümüzün
gözde isimlerinden biri olarak dikkat çekiyor. 2003 ile 2009 yılları arasına
altı kısa film ve bir dökümanter sığdıran yönetmen uzun metraja 2014’te iki
filmle birden girişmiş ve rüya gibi bir başlangıç yapmıştı. Fantastik gerilim
“Dark Hearts” vasat bir filmdi ama dikkatleri dramayla çekmişti. Ekvator
Gine’sinde çekilen ilk film olarak da tarihe geçen “Where the Road Runs Out”
beş ödülle taçlanmakla kalmadı yönetmenin BBC tarafından “en iyi yeni yönetmen”
adayı olarak ilan edilmesiyle katlandı. Dünyanın ilk dijital filminin
çekilmesini sağlayan 2K Viper kamerasının üretilmesinde de parmağı olan Buitendach,
üç yıl sonra “Amerika’da her şey satılıktır” sloganını kullanan “Selling Isobel”
ile seks kaçakçılığını anlatan gerilimle başarısını tekrarlamıştı. Bir çok
festivalde ayakta alkışlanan yönetmen on bir ödülle taçlanmış ve bir sonraki
filmi heyecanla beklenir olmuştu. “Hex”in ilgi görmesinin nedeni de yine farklı
bir ülkeye gitmesi esasında. Bu kez Kamboçya’yı mesken tutarak bir doğaüstü bir
gerilim ile dönmüş. Senaryoyu daha önce “Dark Hearts”ta birlikte çalıştığı Christian
Piers Betley ile birlikte kotarmış. Oyuncu kadrosunu da dizilerden aşina
olduğumuz simalardan oluşturmuş. “Legacies”in Lizzie’si Jenny Boyd, Aaron Stone,
Ross McCall, Adrian Hough, Philip Philmar, Steve Bakken ve Sarita Reth başı
çeken isimler.
“Hex”, yabancı ülkede kütü güçler tarafından ele
geçirilen gençler formülünü kullanan bir korku/gerilim. Önce Ben ile
tanışıyoruz. Amcalarıyla balık turuna katılma planlarında tatil yapan sahilde
birasını yudumlayan bir adam. Tam bu sırada gördüğü güzel kadın Amber’den
etkileniyor ve tavlamak için hamlede bulunuyor. Küçük flört oyununun ardından
başlayan birliktelik bir adamla kavga etmesine kadar gidince olaylar başlıyor.
Daha yarım saati dolmadan berbat olduğu anlaşılan
filmlerden biri Hex. Bütünlükten uzak senaryosu ile saç baş yoldurup can
sıkıyor. Her hamlesinin mantıksızlığı ve sürekli değişerek ters yöne gidişiyle
kafa karıştırıcı. Gidelim bir korku filmi çekelim denmiş ve her set günü
sonunda zil zurna olana içmişler de bir sonraki gün o kafayla devam etmişler
gibi alakasız sahnelerle donanmış. Amber’ın bir sorunu olduğu belli ama sürekli
sebeplerinin değişmesi gibi bir saçmalık mevcut. Epilepsiden başlanıp doğmamış
ikize kadar giden süreç inandırıcılıktan uzak. Bu arada nereden ortaya çıktığı
belli olmayan kötü adamlar ve ölümler de sıralanıyor ki hepsinin amatörce
olması güldürüyor. Efektlerin basitliğiyle germekten çok sinirden kahkaha
attıran sahneler bunlar. Betley ve Rudolf Buitendach’ın senaryosu tahmini
mümkün olmayan bir çorba. Senaryo neredeyse hiç olmayınca çıplaklık ve sekse
yüklenelim demişler. Hazır elde güzel bir kadın var çıplak gösterelim,
öpüştürelim, seviştirelim ve seyirci filme devam etsin. Boyd sayesinde atılan
yemin ergenler üzerinde etkili olacağına şüphe yok. Sürekli öpüşme sahnesiyle
bir ara porno filme mi dönüşüyor sorusunu sordurtan film neyse ki sonunda kızın
tuhaflığına dair sebebe karar veriyor da azaptan kurtarıyor herkesi. Beklenenin
dışında yaptığı tercih ile iyi final yapmış gibi görünüyorsa da oraya kadar
dayanabilmek zor.
Prömiyerini Raindance Film Festivali’nde yaptıktan
sonra Vietnam, Meksika ve Polonya’da vizyon görmesine şaşırmamak elde değil. Bütünlükten
yoksun çalakalem yazılmış senaryosu, mantık dışı ilerleyişleriyle berbat bir
film olan “Hex” seksen beş dakikanızı heba etmek için bekliyor. Sakın ola
aldanmayın.
Yorum Gönder