Yaşadığın yerden memnun değilsen gitmektir çözümü... Önce gitmeyi istersin sonra rotanı belirlersin... Hedeflerini de belirlersin ardından... Bu hedeflere ulaşacak para miktarını biriktirip arkanda bırakacaksındır o şehri... Tam gitmenin eşiğine geldiğinde bir şeyler ters gitmeye başlar... Kapana kısılmış gibi hissedersin iyice... O hissi atıp davranmalı ve çıkış yolunu bulmalısındır... Gerçekten gitmek isteyip istemediğini sorguladığında da o riski almak istemezsin bazen... Kahramanımız Nick Wild tastamam öyle biri işte... 2015 yapımı “Wild Card” da onun gidiş öyküsü haliyle...
Bir yeniden çevrim “Wild Card”... Sinemanın en önemli beslenme kaynaklarından William Goldman’ın romanından uyarlama... “Butch Cassidy and the Sundance Kid” ve “All the President's Men”in senaristi olarak iki oscarı bulunan Goldman, “Marathon Man” ve “Chaplin”de de imzası olan bir isim... Son yıllarda Stephen King romanlarının uyarlama senaryolarını kotardıktan sonra kendi romanına el atmış bu kez... 1986’da “Heat” adıyla uyarlamış ve Dick Richards’ın yönettiği filmin başrolünde de Burt Reynolds yer almış... Hatırlayanı kalmamış bu filmi yeniden uyarlarken bu dönemde daha iyi iş yapacağını düşünmüş olmalı... Suç filmleri daha çok ilgi çekiyor ne de olsa... Yönetmen koltuğundaysa iyi çıkış yaptıktan sonra düşüşe geçen Simon West oturuyor... Son olarak 2012’de “Stolen” adlı o rezilliği görünce ümidi kesmiştik kendisinden ama işi değiştiren bir kadro kurmuşlar... Kahramanımızı Jason Statham canlandırırken ona Michael Angarano, Dominik Garcia-Lorido, Milo Ventimiglia, Hope Davis, Stanley Tucci, Jason Alexander, Sofía Vergara ve Anne Heche eşlik ediyor...
Las Vegas’ın parıltılı dünyasındayız... Adamımız bodyguard... Bağlantılarını kullanarak eli uzun ve önemli isimleri tanıyarak düzenini kurmuş bir adam... Sıkılmış artık, hedefi 500 bin dolar biriktirip korsika’da yelken açmak... Sık sık gözünün önüne gelen hayalin peşinde ama küçük işlerle uğraştığı için ulaşması hayli zor bir hayal... Arkadaşlarından birinin aramasıyla işler değişiyor... Zengin çocuklarından birinin parti malzemesi olarak dayak yemiş ve hastane önüne bırakılmış Holly, yardım istiyor ve olaylar gelişiyor...
Tek bir olay örgüsü üzerinden gitmeyen senaryo bir türlü meramını anlatamamaktan muzdarip... Ne anlatmak istediğini anlamak da zor zaten... Birden fazla hikaye anlatayım, ilginç karakterlerle donatayım havasıyla işi götürelim demiş Goldman ve West... Hepsinin teoride kaldığını görmek için ilk yirmi dakikayı izlemek yetiyor... Sürekli yan öykülere yönelen filmin Nick'i merkeze alıp gitmesini sağlama çabası da özellikle ikinci yarıda bir hayli zorlama ve komik duruyor... Anlattıklarının klişe olduğunu da ekleyeyim... Silah kullanmadan dövüşen kahramanımızın fırlattığı kredi kartının peşine kamerayı takmak gibi numaralarla bir kaç aksiyon sahnesi mevcut ama beklentileri karşılamak çok uzakta... Yaratıcılık adına da tek bir hamlesi yok... Finali de aşırı zorlama olunca geride anlatacak, iyi diyebilecek bir şey kalmıyor...
Kahramanını allayıp pullamaya çalışırken konudan konuya atlayarak dağılan ve bu bocalamalarla tempo kaybederek izleyicisini sıkıntıdan patlatan “Wild Card”, 92 dakikalık seyir işkencesi... Aşırı Jason Statham hayranlarının bile uzak durmasında fayda var...
Yorum Gönder