♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

İlk Bakış: Khumba / Cesur Zebra

Farklılıklara sadece hoşgörülü yaklaşmaya değil, farklılıklardan keyif almaya da cesaretlendirecek eğlenceli animasyon “Khumba”, “Cesur Zebra” adıyla 18 Temmuz’da gösterime giriyor...

Güney Afrika yapımı animasyon, 2012 yapımı “Zambezia / Kuşlar Şehrinde Macera” filminin yapımcılarının yeni macerası... Yine kalabalık bir senaryo ekibinin ürünü... Yedi kişilik ekipte başı çeken ikili Raffaella Delle Donne ve filmin yönetmenliğini de üstlenen Anthony Silverston... Şu sıralarda “Khumba 2”nin post-prodüksiyon aşamasıyla meşgul olan yönetmenin 2005’te çektiği bir dakikalık kısa filmden sonra ilk uzun metraj denemesi... Jake T. Austin, Steve Buscemi, Loretta Devine, Laurence Fishburne, Richard E. Grant, Anika Noni Rose, AnnaSophia Robb, Catherine Tate, Liam Neeson ve Charles Adler’ın yer aldığı orijnal seslendirme kadrosuyla dikkat çekiyor olsa da ne yazık ki yine Yekta Kopan ve arkadaşlarının seslendirmesine katlanmak zorundayız...

Çizgilerinin yarısı olmadan doğan genç zebra Khumba için hayat sadece siyah ve beyazdan ibaret değildir. Batıl inançlara sahip zebra sürüsü, topraklarını birdenbire etki altına alan kuraklıktan onun çizgisiz doğmasını sorumlu tutarlar. Khumba yeryüzündeki ilk zebraların çizgilerini edindiği efsanevi su birikintisini bulup, çizgilerini yeniden kazanmak için bir grup sırnaşık antilop ve havalı deve kuşuyla birlik olur. Khumba çizgilerini kazanmak ve tüm hayvanları tehdit eden susuzluk için çıktığı bu eğlenceli ve macera dolu yolculukta, Büyük Karoo Çölü’ndeki cesur arayışı boyunca bir sürü acayip karakterle tanışır ve acımasız bir leoparla da burun buruna gelir. Cesur zebra Khumba ve arkadaşlarını inanılmaz bir serüven beklemektedir.

Filme ilk bakışı yönetmenin görüşleriyle atalım...
Khumba, bir zebranın sürüsü tarafından kabul görmek adına eksik çizgilerini aradığı fakat asıl yolculuğunun bir tür “kendini olduğu gibi kabul etmek” olduğu bir cesaret ve rüştünü ispatlama hikâyesi.

“Tam bir zebra olmak, kaç çizgi ister?”

Khumba’nın arayışının temelinde bu soru yatıyor. Eğer – şifacı antilobun sorusunda da ifade ettiği gibi – Khumba farklılığına odaklanmaya devam ederse, hangi noktada kendisiyle barışacaktır?

“Khumba” ismi Zulu ve Xhosa dillerinde “deri/post/ten” anlamlarındaki kelimeden gelir ve Khumba da kendisini dış görünüşüyle; derisindeki çizgilerle tanımlar. Tüm çizgilerini kazanmak,değişmek ve tüm diğer zebralar gibi olmak ister fakat bunun yerine farklılığını sahiplenmesi gerekmektedir. Aslına bakılırsa onu zebra sürüsünün geriye kalanından ayıran şey farklılığıdır. Ancak farklılığını iyi bir şey olarak gördüğü zaman kendinden öteye bakabilecek ve Karoo’daki diğer tüm hayvanlara yardım edebilecek cesareti bulabilecektir.

Khumba, başlangıçta bana kişisel bir hikâye gibi geldi, fakat çabucak fark ettim ki hikâyenin değindiği temalar evrenseldi. İnsanlara hikayeden bahsederken; onlar karakterle empati kurmadan önce “Yarısı çizgili bir zebra hakkında…” demekten öteye geçemiyordum. Bilmeleri gereken tek şey, onun farklı olduğu, topluluğa uymadığıydı. Bence bunun sebebi, pek çoğumuzun kendi bedenimiz içinde iyi hissetmek için müşterek bir mücadeleyi deneyimlemiş olmamızdır. Kendimizle ilgili, içsel veya dışsal olarak beğenmediğimiz bir şey olabilir ve bu tek şey olmasaydı bütün işlerin daha kolay olacağını, her şeyin güzel olacağını düşünerek büyürüz. Kendimizle ilgili değiştirebileceğimiz belli şeyler ve kabullenmemiz -hatta kucaklamamız- gereken başka şeyler de olduğunu fark etmeye başladığımızda, belki de tüm yaşamımız boyunca mücadele ettiğimiz bu şeyin, bizi olumlu yönde şekillendirdiğinin de farkına varırız.

Senaryo gelişiminin kritik bir aşamasında, ben de kendi çizgilerimin arayışında olduğumu fark ettim ve Khumba gibi benim de farklılıklarımı sahiplenmem gerekti. Çünkü bu benim kendi yaşamımdaki mücadelelerle ilgili olmasaydı, Khumba hikâyesi de var olmayacaktı! Fakat bu artık yalnızca benim kendi hikâyem değil. Biz kendi maceramıza çıkarken, yol boyunca unutulmaz bir karakter ordusuyla doldurduğumuz fantastik bir dünya yaratmamızda Triggerfish’deki inanılmaz ekibin de bana katılması, benim için büyük bir onurdu. Ve şimdi bu macerayı dünyanın her yerindeki izleyicilerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

Sonuçta, felsefi konular bir yana, asıl amaç çocukları –kökeni ırk, din, kültür, sınıf ve cinsiyet olup olmadığı fark etmeksizin- farklılıklara sadece hoşgörülü yaklaşmaya değil, farklılıklardan keyif almaya da cesaretlendirecek eğlenceli bir animasyon filmi yaratmaktı.

Silverston’un bu sözlerinden kurulacak fazla cümle yok aslında... Uzun zamandır gösterime girmeyi bekleyen film, ertelemelerin ardından kendine vizyon şansı bulabildi... Bu arada da korsan alemde unutuldu bile... 2013 yapımı film Toronto’da yaptığı prömiyerin ardından birçok ülkede gösterime girdi ve bolca seyirciye ulaşıp mesajını verdi... İyi bir yolculuk filmi olarak tanımlandı ve sevildi, ikinci filmin de gelecek yıl gösterime girmesi planlanıyor... Bildik konusuyla ve mesaj kaygısıyla büyüklere fazla gelen, tamamen küçüklere hitap eden film çok sıradan görünüyor...



Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template