Hollywood romantik komedinin kalıplarını tamamen
değiştirip, işin içine cinselliği boca ededursun, okyanusun diğer yanında o
geleneksel kalıplar halen devam ediyor. Üstelik yeni bir ekleme de olmaksızın…
Fransız romantik komedileri bildiğimiz tadını ısrarla koruyor ve alıştığımız
kalıpların dışına neredeyse hiç çıkmıyor. Görünüşte daha cesur olduğunu
düşündüğümüz Avrupa sineması çıplaklığı ve cinselliği söz konusu aşk
filmleriyse kullanmakta çekinmezken, bunu tutkuyu işleme aracı olarak görüyor.
İş romantik komedilere gelince cinsellik daha geri planda kalıyor hemen… Aşka
Şans Ver de bu geleneklerden beslenen ve alışılagelen Fransız romantik
komedilere son eklenen örneklerden…
Erkek karakterin, Julien’in anlatıcı rolünü üstlendiği açılan “Aşka Şans Ver”, türün tüm klişelerini teker teker
sıralayarak filmi açıyor. Mesleği üzerine sahneyle başlıyor komedi, elbette bu
sahne sadece açılış değil, film boyunca tekrar edilecek bir alışkanlığı,
benimsemeyi yaratma amacında aynı zamanda. Peşinden aşık olunacak kadın giriyor
devreye… Yine alışıldığı üzere bir tesadüf söz konusu…O tesadüfün peşinden de muzdarip
olunan konuyu anlatılıyor örnekleriyle…Öyle ya, aşkın mucizesi tüm örnekleri
tersyüz edebilmesi… Elbette söz konusu kadın güzelliğinden çok sevimliliğiyle
ön planda… Açık sözlü, kabına sığmaz bir kadın… Milyarda bir olacak şeylerin
olabilmesine dair istatistikleri de yaşananlar kovalayacak… Yanlış anlaşılmalar
olmazsa olmazlardan…
Julien’in derdi birlikte olduğu kadınlara kötü şans
getirmesi… Üstelik evllilik danışmanı olarak işinde aranan kişi, mucize
yaratmasıyla ünlü… Johanna ile tanışmaları da, ilişkiye girmeleri de pek çabuk
oluyor. Tabii o lanetin Johanna’nın yaşamındaki etkileri de komedinin ana damarı.
Cinselliğe çok dalmadan, tamamen eski usül anlatılan, göstermekten çok gösterecekmiş
gibi yapan romantik komedi türe dair her klişeyi sunarak tamamlıyor 87
dakikasını… Mesajını da apaçık veriyor… Tamam kötü şans vardır, ama bazen iyi
şeylerde getirir. Hele de söz konusu aşksa, siz siz olun ne olursa olsun
vazgeçmeyin… Bir romantik komedi ne anlatabilir ki zaten…
Yönetmen koltuğunda, aynı zamanda aktörlükte yapan bir
isim oturuyor: Nicolas Cuche… Tv dizileri kariyeri arasında ikinci kez uzun
metrajda kamera arkasında… Temiz iş çkarıyorsa da, filmin ekstra beceri
istemediği de bir gerçek… Aşk böceklerinden Julien’i kariyeri yükselişte olan François-Xavier
Demaison oynuyor… Alıştığımız üzere sıradan bir erkek, sevimli bir adam olarak
kadroda, anlatıcılık ve filme buyur etme görevini yerine getirirken hiç
sırıtmıyor role oturuyor. Julien rolü ise adını daha sık duymaya alışmamız
gereken parlak bir isim: Virginie Efira… Katıldığı tv şovları, dergilere verdiği
pozlar derken fiziğini kullanarak tırmanışa geçen Efira, fiziğinin verdiği
artıları değerlendirip birde üstüne Demaison’la uyumu yakalayınca performansını
da katlamış oluyor… Ki filmin ağırlığı daha çok onda… Komedilerde yeterince
pişmesi de bir başka artı elbette…
Alışılagelen Fransız romantik komedilerine yeni bir
soluk getirmeyen La chance de ma vie, eski usül filmleri özleyenlere nostalji
sunan, türle yeni tanışanlara kendini kolayca sevdirebilen yer yer gülümseten
tipik bir Pazar akşamı eğlencesi…
Yorum Gönder