“House M.D.” ve “The Good Doctor”un uyarlamalarıyla tıp dramaları ülkemizde yeniden popülerleşmişken ekranların son dönemde en iyi işlerinden birini anlatmanın ve tanıtmanın vaktidir. İki örnek gibi tek bir karakterin ağırlığında olmayan, daha eşit dağılımlı ve daha çok insan hikayesi işleyen bir takım oyunundan bahsedelim biz. Ekranlarda ikinci sezonunun yayını süren “New Amsterdam” duygusal ağırlığı çokça hissedilen bir tıp draması. Bir uyarlama ve şimdiden beş sezonu garantilemiş durumda. 2018’de başlayan diziler arasında sonraki sezon onayları konusunda en başarılı işlerden.
Netflix, Amazon ve Apple derken dizi izleme alışkanlıklarımızın değiştiği ve farklı kodlamalara evrildiği aşikar. Artık dizilerde aranan daha kısa bölümlerden oluşan sezonlar ve hepsinin tek seferde yayınlanarak maratona hazır hale gelişi. Bir ulusal kanal dizisinin 22 bölümlük sezonunu hafta hafta takip etmek, sezon aralarıyla dokuz ay içinde tamamlamak artık hayli zor ve seyircinin de tercih ettiği şey olmaktan çok uzakta. Bu yüzden ulusal kanal dizileri eski başarılarından çok uzakta. Küçük istisnalar gerekiyor artık. İşte o küçük istisnalardan biri olarak öne çıkan dizilerden biri New Amsterdam. Seyircisini etkileyen ve iz bırakan işlerden. NBC ekranlarında 25 Eylül 2018’de başlayan macerası şu anda ikinci sezonunda. Geçtiğimiz hafta aldığı üç sezon onayı ile üç, dört ve beşinci sezonları dolayısıyla da yüz bölümü garantilemiş durumda. Ülkemizde de artan tıp draması ilgisi söz konusuyken benzer dizi arayışındakilerin ilgisine mazhar.
Eric Manheimer’ın “Twelve Patients” adlı kitabından uyarlanan dizinin başında David Schulner var. Daha önce de tıp dramasına soyunan Schulner, “Do No Harm” ile tutunamamıştı. İrili ufaklı pek çok dizinin yürütücü yapımcılığından sonra yaratıcı sıfatıyla ilk dizisinde… Ryan Eggold, Freema Agyeman, Janet Montgomery, Jocko Sims, Anupam Kher, Tyler Labine ve Lisa O'Hare de kadronun başını çeken isimler.
New York’tayız… Bir devlet hastanesi olan “New Amsterdam”ın koridorlarında dolaşıyoruz. Amerika’ın en eski devlet hastanesinde işler çığrından çıkmış. Düzen bozulmuş, çarklar işlemiyor ve yetkililer işleyişten mutsuz. Sistemsizliğin başı çektiği ihmaller ve sıkıntılar sebebiyle sık sık yönetici değiştiren ve sürekli zarar hastanenin yeni medikal direktörü ile tanışıyoruz: Max Goodwin. Tam bir işkolik olan Goodwin, hastaları önemseyen radikal kararlar almaktan çekinmeyen bir doktor olarak ilk adımı da koca kardiyoloji bölümünü komple kovarak atıyor. Bu iddialı girişin ardından diğer doktorlarla tanışıyor ve takım oyununun diğer parçalarını da tanıyoruz. Acil servisin sorumlusu Dr. Lauren Bloom, meşhur onkolog Dr. Helen Sharpe, kalp cerrahı Dr. Floyd Reynolds, psikiyatrist Dr. Iggy Frome ve nörolog Dr. Vijay Kapoor. Max’in radikal kararlarıyla daha işlevsel hale gelen ve herkese daha rahat yardım edebildiklerini fark eden doktorlar kısa sürede ellerini taşın altına koyuyor ve takım oyununu başlatıyorlar. Elbette her şey güllük gülistanlık değil. Lauren’ın ilaç bağımlılığı, Helen’in annelik sorunları, Floyd’un eş arayışı, eşcinsel Iggy’nin evlililiği ve ailesi, Vijay’in oğlu ile arasındaki sorunlar dizinin yan öykülerini oluşturuyor. En önemli yan öyküyü ise Max taşıyor. Gırtlak kanseri olan Max, hamile eşiyle de sorunlar yaşıyor. Zor bir hamilelikle baş etmeye çalışan eşiyle arayı düzeltmek, kanser tedavisine başlamak ve hastane koridorlarında sürekli dolaşarak her şeye yetişmeye çalışmak Max’in günlük rutini. Standart tıp dramasında olan her şeye ek olarak beş doktor ve Max’in öyküleri New Amsterdam’ın konusunu oluşturuyor.
Her karakterine gerekli süreyi tanıyarak seyirciye yaklaştıran bir dizi New Amsterdam. Her bölümde duygusal hikayelere yer vererek insan yaşamının değerine vurgu yapmayı ihmal etmiyor. Etkileyici sahnelerle yer yer gözyaşı döktürüyor. Özellikle çok iyi sezon finaliyle şok edici anlar yaşatma ve yürek sökme konusunda hayli cesur kararlar veriyor. Kanseri bol bol işlerken, kalp hastaları, organ nakli zincirleriyle de hastaları el üstünde tutuyor. Max’i kısa sürede sevilen karakter haline getirerek onun kalbinden geçenlere ortak ediyor. Elbette o kalbin yardımcı fiileriyle oluşan bütünle ortaya keyifli bir seyir çıkıyor.
Evet devir değişti. Artık bir çırpıda izlenen diziler ve fantastik dünyalar ile gerçeğin uzağına konuşlandı diziler. Kıyametin sonrasında değişim geçiren insanlar ve yaratıklar arasında biraz daha insani ve dokunaklı hikayeler izlemek ve kalbine ortak fiiler arayanlar için sıcacık bir dizi New Amsterdam. Beş sezonluk garantisiyle tıp draması sevenler için iyi bir dost.
Yorum Gönder