Geçtiğimiz İstanbul Film Festivali'nde Uluslararası Yarışma'da gösterilen ve izleyicinin gönlünü fetheden “Frank”, 16 Mayıs’ta gösterime giriyor...
Senaryosuna “The Men Who Stare at Goats”un yazarı Jon Ronson ile kitabı filme uyarlayan son olarak “Tinker Tailor Soldier Spy”la oscar adayı olan Peter Straughan’ın imza attığı filmin yönetmeni her filmiyle bir öncekini aşan Lenny Abrahamson... Oyuncu kadrosu da Michael Fassbender, Maggie Gyllenhaal, Domhnall Gleeson, Scott McNairy, Tess Harper ve Matthew Page’den oluşuyor...
Filmin konusu zaten neyle karşı karşıya olduğumuzu özetliyor gibi... The Soronprfbs grubu alternatif müzik dünyası için bile aykırı tiplerden oluşmuş bir gruptur. Parlak ancak güç bela ayakta duran grup, dengesiz ve karizmatik bir müzik dâhisi olan Frank’in etrafında toplanmıştır. Frank’in en ayırt edici özelliği kafasından hiç çıkarmadığı maskesidir. Grupta ona en yakın isim hırçın Clara’dır. Ana akım müziğin tam anlamıyla bir anti-tezi olan Clara ile birlikte grubun diğer üyeleri Nana, Moe-Tucker ve Baraque’dir. Grubun klavyecisi kendisini boğmaya kalkışınca, ekibe Jon katılır. Kendini müzikal anlamda oldukça yaratıcı sanan Jon aslında sıradan yetenekleri olan, tekdüze kasaba yaşamından kaçmaya çalışan bir gençtir. Jon için bu fırsat, hayatında beklediği kırılma, gerçek müzik yapma şansı ve hayallerini kurduğu rock’n’roll dünyasına girmek demektir. Ancak bir şeyin farkına varır: Bu dünyaya tutunabilmek için gerekli, doğuştan gelen o yetenekten mahrum biridir. Grubun bir parçası olmak için 18 ay boyunca albüm hazırlıklarının bütün masraflarını karşılayan Jon, Frank’e yakın durarak onun müzikal sırlarını öğrenmeye çalışır. Ancak bu sırada Clara ile ilişkileri gerilmeye başlar ve Jon, sevdiği şeyleri bir bir mahvetmek üzeredir.
Bir de yönetmen ve iki başrol oyuncusunun film hakkında söylediklerine bakalım...
“Bu filmi sınıflandırmak güç. Frank, gerçek ve kompleks bir karakter. Film oldukça geniş bir yelpazede yer alıyor. Karanlık ama eğlenceli, nükteli ama dokunaklı bir film.” diyor yönetmen Lenny Abrahamson... Michael Fassbender’se “Senaryoyu okuduğumda kahkahalarla güldüm. Bir sonraki sahneden karşıma neyin çıkacağını bilmiyordum. Tarzıma uygun bir mizahı vardı: dokunaklı, saçma ve eğlenceli. Garage ve What Richard Did’e bayılmıştım. Lenny ne yapmak istediğini ve neyi nasıl çekmek istediğini bilen ve dersini çalışan biri.” sözleriyle mizaha vurgu yapıyor ve ekliyor “Frank oldukça saf biri ki bu da onu kırılganlaştırıyor. İnsanlarla ve toplumla iletişim kurmakta zorlanıyor fakat mükemmel bir müzisyen ve kendini müziğiyle ifade ediyor. James Brown’ın tuhaf bir versiyonu diyebiliriz. Grubun yaratıcı ismi o; ama herkes ona bakıcılık yapıyor.”
Filmi “iletişim ve bu iletişimi birbirimizle nasıl kurduğumuz üzerine bir film. Kafasında kocaman bir maskeyle dolaşan bir insanla birlikteysen iletişim kurmanın ne demek olduğunu, iletişim kurmanın ne kadar önemli ve korkutucu olduğunu sorguluyorsunuz.” Maggie Gyllenhaal oynadığı Clara’yı şu sözlerle anlatmış: “Jon, herkesin dinleyebileceği türde müzikler yapmak istiyor ancak bu grubun doğasına ters. Özellikle Clara bunu gerçekleştirmek için ne kadar fedakarlık yapmaları gerektiğinin farkında. Yalnızca bir avuç insanın bağlanabileceği özel bir müzik yapmanın yarattığı farklı bir iletişim duygusu var Clara için.”
Festivalde izleyen herkesin hayranlığını kazanan film, aynı tepkiyi gösterildiği her yerde alarak şimdiden yılın olaylarından birine dönüşmüş durumda... Başka sinema organizasyonuyla çok şehir gezmeyecek olması ne kadar üzücü olsa da, herkese şiddetle tavsiye ediyoruz...
Yorum Gönder