Gandolfini’nin son iki filminden biri olan “Enough Said”, hayata dair bir öyküyü gerçek oyuncularla anlatmayı hedef edindiğinin altını çizen bir yapım... Filmin kadrosu belirlenirken en önemli detayın “gerçek oyuncular kullanmak” olduğunu söylüyor yönetmen Nicole Holofcener, Eva karakterini canlandırması için Julia Louis-Dreyfus’a neden teklif götürdüklerini ise şöyle anlatıyor: “Julia, gerçekten çok güzel bir kadın ama o bildiğimiz güzel kadınlardan değil. Herkesin apartmanında yaşayan güzel kadınlardan, öyle doğal ki Eva gibi naif bir karakteri ancak onun canlandırmasından korkmayacak ve hiç endişe etmeyecektim. Senaryoyu ona gönderdiğimde tepkisi “beni yazmışsın?” oldu, hem filmimde rol aldı hem de çok yakın arkadaşım oldu, onun gibi biriyle çalışmaktan son derece keyif aldım. Albert karakteri ise gerçekten güvenilir bir tip olmalıydı ve tanıdığım en güvenilir tip James Gandolfini’dir. Sopranos’taki muazzam oyunculuğu ve inandırıcılığı beni ona doğru itti. İyi ki onunla çalışmak istemişim ve o da kabul etmiş, hayatımda tanıdığım en dikkatli ve özenli aktör James. Çok önemli oyunculardan biriyle hazin ölümünden önce tanışma gururuna eriştim. Marianne rolüne hayat veren Catherine Keener, bu rolü gerçek hayatında yaşamış biri olduğu için kendini canlandırdı diyebilirim. Filmimdeki 3 isimle de gurur duyuyorum. Yaptığımız iş o kadar içime sindi ki hiçbir endişem kalmadı. İzleyenlere keyifli anlar ve geçmişlerine yolculuk diliyorum.” diyor.
1996 yapımı ilk uzun metrajı “Walking and Talking” ile parlak bir başlangıç yapan Holofcener, 2006’da ikinci filmi “Friends with Money” adını herkese ezberletmiş ve dört yıl sonra aynı başarıyı “Please Give” ile tekrarlamıştı... Kadın merkezli ilişkiler komedilerinden vazgeçmeyen yönetmen, yine hayatın içinden bir anı yakalamış gibi görünüyor... Yine iyi bir oyuncu kadrosuyla, James Gandolfini, Julia Louis-Dreyfus, Catherine Keener ve Toni Collette ile çalışmış...
Eşinden ayrılıp kızını tek başına büyütmeye başlayan Eva, mesleği olan masörlüğü büyük bir keyifle yapan; ancak kızının koleje gitmek için evden ayrılma tarihinin yaklaşmasına üzülen bir kadındır. Bir gün çok dürüst ve eğlenceli biri olan Albert’la tanışır. Aralarındaki etkileşim hızla artan Eva ve Albert zamanlarının çoğunu birlikte geçirmeye başlarlar. Bu sırada Eva Marianne isimli yeni müşterisiyle iyi arkadaş olmuştur. Marianne çok güzel bir kadın ve şairdir. Eva, Marienne’in tek kusurunun eski eşini sürekli aşağılaması olduğunu düşünmektedir. Eva, Marienne’in eski eşiyle olan ilişkisinin detaylarını öğrendikçe, kendi ilişkisinden şüphe duymaya başlayacaktır. İçe dokunan, zarif ve bir o kadar da gerçek bir film olan “Başka Söze Gerek Yok”, pek çok ilişkinin başlangıcında yaşanan karışıklıkları işlerken, bu yönüyle izleyen herkesi, kendi hayatından bir hikâyeye götürme iddiası taşıyor.
Bildiği dünyadan kendine göre bir öyküyü anlatan Nicole Holofcener, iyi bir oyuncu kadrosu, bonus olarak Gandolfini’yi izleme şansı... İlk gösterimini Eylül’de Toronto’da yapan film, gezdiği festivallerde ilgiyle karşılanmış ve övgüler almıştı... Vizyona girdiği 11 Ekim haftasında açılış hasılatında 232 milyon doları yakalayarak yapımcısının da yüzünü güldürdü... Fragmanı da hayli keyifli, içten ve eğlenceli bir film izlemek için merakla bekliyoruz...
Yorum Gönder