♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Bağlanmak Yok / No Strings Attached


Seks Arkadaşlığı için Bir Çift Bulmak

Oscar adayı, tecrübeli yönetmen Ivan Reitman’ın masasındaki hikâyenin sinemaya uyarlanma potansiyelini görmesi uzun sürmedi. Hikâye bugünleri keşfetme temalıydı ve yaş sınırlaması vardı. Romantik komedi filmlerinin formülleri baş aşağı ediliyordu. Reitman diyor ki: “Üç yıldır Elizabeth Meriwether’le çalışıyordum ve metnin gelişiminin her bir adımı bana tepki verebileceğim bir şey sundu. Burada karakterlerle ilgili bir hikâye var, çok güncel bir ikilemle uğraşan insanlar var dedim. İlginç insanlar, çok komik insanlar açıkça seks ve aşktan bahsediyorlar. Ben de buna aşık oldum.”

Elizabeth Meriwether şöyle açıklıyor: “Bir öpücükle bitmek yerine bir öpücükle başlayan bir aşk hikâyesi fikrini sevdim. Bazen gerçek hayatta da olan şey budur. Romantik komedileri seven biri olarak, modern hissettirecek bir şey yazmak istedim.” Ivan Reitman ise söze şöyle devam ediyor: “Burada ilginç olan şey, genç yetişkinlerin günümüzde duygusal bir ilişki kurmalarının, sekse dayalı bir ilişki kurmalarından daha zor olması. Bu benim ilgimi çekti. 20 yıldan biraz daha uzun bir zaman önce, “Harry Sally’le Buluşunca” şu soruyu sormuşlardı: Bir kadın ve bir erkeğin işin içine seksi karıştırmadan arkadaş olmaları mümkün müdür? Açıkçası, bu soru günümüzde “bir kadın ve bir erkeğin işin içine duyguları katmadan sadece cinsellik yaşamaları mümkün mü?”şeklinde değişti.

New York’ta yeni yeni kendini göstermeye başlayan oyun yazarı Meriwether, neslinin sesi olabilecek biri.. Akıllı, bilgili ve teknolojiye hakim... Meriwather’la ilk görüşmeyi, Montecito Pictures’dan Jeffrey Clifford gerçekleştirmiş. Clifford, “İlk görüşmemizden ve Ivan’dan imzayı aldıktan sonra, Elizabeth gitti ve metinle geri geldi. İçten ve tecrübeli bir yazımı vardı, metin geldiği zaman, onun hemen bir film olacağını hissettiğim nadir anlardan bir tanesini yaşadım. Liz’in eşsiz bir tarzı var ve metin açıldıkça, yıkıcı ve belirgin bir mizah duygusu ortaya çıktı.” diyor.

Reitman, (kendisi, film yapımcı oğlu Jason Reitman’la birlikte, bir çok ödül kazanan “Up in the Air (Aklı Havada)” filminin prodüktörlüğünü de yaptı) neden yönetmenliğe döndüğü konusunda bize çok basit bir cevap veriyor. “Bu bana ilham verdi, Jason’ın ‘Up In The Air (Aklı Havada)’da bir yazar/yönetmen olarak çıkardığı işi sevdim. Bu bana hikâye anlatmayı, iyi fikirlerle karakter ve performans dolu filmler üretmeyi ne kadar sevdiğimi hatırlattı. Ben genelde birçok özel efektle daha büyük boyutlu filmler yapıyordum ve kısacası kıskandım. Liz’in metni geliştikçe, düşündüm ki, bu tarz bir komedi yapmak için bir fırsatım olabilir.”

Meriwether modern çağın ilişkilerinin ayrıntılarını betimleyen bir film yazmak ister. “Birçok insanın ilişki kronolojisi, takılmak ve ardından ne olacağını bilemedikleri bir boyuta geçmeleri şeklinde sıralanır. Birkaç kez daha görüşülür, sonra bunun gerçek bir şey olup olmadığına dair bir tartışmanın içine düşersiniz. İşler bu şekilde yürür. Romantik komedilerde insanların birbirlerine aşık olmalarına, öpüşmelerine ve birdenbire beraber olmaları gerektiğine ve tam olarak ne yapmalarını gerektiğini bilmelerine alıştık.” diyor Meriwether.
           
Aslında, filmin temel dayanağı, mantıklı ve hatta ideal bir düzeni (hiç olmazsa kağıt üzerinde) keşfetme fırsatı veren bir fikir gibi gelir. Senaryo yazarı bunun onun için bir arzu tatmini olduğunu itiraf ediyor. “Oturup sadece fiziksel bir ilişki kuracağınıza karar veriyorsunuz ve başka bir şey gelişirse, gemiyi terk edeceğiniz konusunda anlaşıyorsunuz.”

Baş karakter Emma, yoluna herhangi bir şeyin çıkmasını -özellikle de aşkın- istemez. O ilişkilerin kızı değildir, ilişkilerden vebadan kaçar gibi kaçar. İhtisas yapan bir doktor olan Emma, hiç durmadan haftada 80 saat ardı ardına vardiyalarda çalışıp durur. Güvenilirliğe ve işlevselliğe önem verir. Cinsellikten çok hoşlanır. Onun için talep doğduğunda seks yapma anlaşması harika bir çözümdür. Senaryo yazarı Emma’yı şöyle tarif ediyor: “Emma, kız gibi bir kız değil. Hayata mantıkla yaklaşmak istiyor. Sadece eğlenmek istiyor ve bir ilişki üzerinde baskıcı olmak istemiyor, o zamanlarda insanların kendilerinin tuhaf bir versiyonuna dönüştüklerini düşünüyor.”

Erkek karakter Adam ise kadınlarla her zaman basit ilişkiler kuran, hayata umursamazca yaklaşan biridir. Eski bir televizyon yıldızının oğlu olan Adam, kadınlarla rahat ilişki kurmaktadır ve takılmak onun için yabancı bir kavram değildir. Son kız arkadaşı Vanessa’dan ayrıldıktan sonra, onu yanında yeni erkek arkadaşıyla görünce yıkılır. Meriwether “Adam, babasının kendi eski kız arkadaşıyla çıktığını öğrenince, belki de çok açık ve çok nazik davrandığının farkına varır” der.  “Duygusallığın tehlikeli bir fikir olduğuna karar verir. Bunun sonrasında, kapıyı kapatıp, dalgasına bakmaya karar verir.” Yaptıkları şey budur- dalgalarına bakarlar. Hem de çok.

Tesadüfi biçimde gelişen bir takılmadan sonra bir sabah, Emma ve Adam koşulsuz bir ilişki fikrini keşfederler. Birbirlerini sadece seks amaçlı kullanmaya ve genellikle ilişkilerde olan her şeyden uzak durup, sadece arkadaş kalmaya karar verirler.

Film için herhangi bir araştırma yapıp yapmadığını sorduğumuz Ivan Reitman gülüyor ve şöyle açıklıyor: “Neyse ki Liz Meriwether, hâlâ 20’li yaşlarında ve teknolojiye ve nesile ait olan gelişmelerin tam ortasında. Bir katılımcı ve gözlemci olarak, günümüz ilişkilerinin küçük ritüelleri konusunda son derece keskin bir gözlem yeteneğine sahip.

Bazen araştırmayı eve taşıdığını kabul ediyor. “Bu tarz şeyleri tecrübe eden 20’li yaşlarında olan 3 çocuğum var. Ben de kendimi bir gözlemci ve izleyici olarak düşünmeye çalışıyorum. Bu da filmde yansıtılan tanıdıklık ve gerçeklik duygusuna katkıda bulundu diye düşünüyorum.”

Entelektüel ve duygusal açıdan uygun olmayan Emma karakteri için uygun bir oyuncu bulmaya çalışırken, Oscar adayı oyuncu Natalie Portman işi kabul eder. Portman, metni çok akıllıca bulur ve basitleştirilmemiş bir romantik komedi fikrini beğenir. “Romantik komedilerdeki kızlar genellikle bir dergide ya da moda sektöründe görüntülerini değiştiren kişiler olurlar. Bu filmde ise tanıdığımız insanlar var” diyor Portman.

Metnin alışılmadık temeline ek olarak, Portman, Meriwether’ın karakter gelişimi ve kadınları betimleme şeklini de çok beğenir. “Liz, karakterleri gerçekten tanıyor. Her karakterin gerçekten kendine ait bir sesi var.- kadınların komik ve ilginç olmasını sağlamış.”

Meriwether’la başka bir proje için bir araya gelen, fakat bu sırada No Strings Attached (Bağlanmak Yok)’un dayandığı temel noktaları duyan Portman ilgisini ifade eder. Gelişim aşamaları boyunca Portman işin içindedir. Bu da Meriwether’ın Natalie’yi aklında canlandırarak, karakteri oluşturmasını sağlar. Meriwether, daha önce Portman’ın hiç bürünmediği bir romantik komedi karakterine bürünmesi konusunda çok heyecanlanır. “Natalie’yi daha önce bu rolde eğlendiği kadar eğlenirken görmemiştik. Muhteşem kariyeri boyunca, onu imparatorlukları yönetirken, lazer silahlarıyla ateş ederken ya da bir devrimci olarak metrolarda koşarken ve daha başka birçok şey yaparken gördük. Onun saçma şeyler yapıyor olmasını sevdim. Onun saçmalamadığını ve kötü olduğunu görmek eğlenceli.”

Emma, geleneksel romantik komedi türünde eşi olmayan bir karakter. Bu türde genelde kadın karakterler Bay Doğru’yu bulmaya ve onunla evlenmeye çalışırlar. Bunun tam tersi olarak, Emma’nın en büyük meydan okuması ve en büyük engeli ‘aşık olmak’. “Emma, ilişki aramayan bir doktor. İlişkilerden tiksiniyor çünkü insanları kaybettiğinde zor anlar yaşıyor” diye açıklıyor Portman.

Portman’ın Emma’ya can verdiğini görmek bir yazar için rüya gibidir. “Söz konusu Natalie olduğunda söyleyecek bir şeyim yok. O, akıllı ve komik. Bu da karaktere işliyor. Romantik komedi türüne yeni bir kadın modeli kazandırmış oldu: güçlü ama sempatik... Onun aşkı bulmasını istiyorsunuz ama onu bulmak için kendisini kaybetmesi gerekmiyor.”

Portman’a göre bir komedi filminde olmak yeni bir sınırdır ama kendini yalnız hissetmez. Portman’ın açıklaması şöyle: “Böyle bir şeyde birçok profesyonelle birlikte olmak harikaydı çünkü bu en rahat ettiğim alan değildi. Bir komedi filmi benim için çok değişik bir deneyim, seyirci olmadan, iyi bir iş çıkıp çıkmadığını anlamak zor. Etrafınızdakiler bir şeyin komik olduğunu düşünseler bile, çekim sırasında gülemezler.”

Adam rolü için, Reitman hem kadınlar tarafından çekici bulunan ve arzulanan hem de romantik keşiflerinde güvensizlik hissini yansıtabilecek bir erkek bulması gerektiğini düşünür. Reitman aradığı Adam’ı komedi oyuncusu Ashton Kutcher’da bulur. Onda başrol oyuncusunun sahip olması gereken görünüm ve rolün gerektirdiği cazibe (altta yatan kırılganlığın yanı sıra) bileşimi mevcuttur.

Natalie Portman’ın senaryoya verdiği tepkiye benzer bir şekilde, Kutcher da Liz’in senaryosunun benzersiz ve aynı zamanda komik olduğunu düşünüyor: “Genelde bir komedi filmi senaryosunu okuduğunuzda, bir noktada, komik olması için zorlanmış gibi hissedersiniz ama Liz asla bir espri için uğraşmıyor. Bu gerçek bir karakter komedisi ve şamatayla geçen bir film değil.

Meriwether’a göre, Kutcher, Adam rolü için mükemmel bir tercih. “Ashton role aşk ve hayat dolu bir açıklık getirdi ki bu Emma’nın duygusal yolculuğunun tam zıttı. Kalbinizi açacak biri varsa, o da Ashton Kutcher’dır. “Ashton gerçekten çok eğlenceli ve anlaşması kolay biri. Nasıl doğaçlama yaptığını ve sahnede nasıl oynadığını görmek harika” diyor Portman. Kutcher, oyuncu arkadaşıyla ahenk içinde: “Natalie her zaman hazırdır, buna ek olarak, karakteriyle alakalı ilginç seçimler yapar. Günün sonunda, gerçekten tatlı ve verici biridir. Onun gibi bir iş arkadaşına sahip olmak harika.”

Adam ve Emma yaşadıkları ilk seksten sonra ve bütün o ‘koşulsuz’ tarzı ilişkinin kuralları konmadan önce, Adam uzun zamandır arkadaşı olan bu kişiye nasıl davranacağını bilmez ve elinde bir hediyeyle hastaneye gider: “İlişkinin başında, insanlar genellikle onu tanımlama ihtiyacı duyarlar ve bazen de onu bir kutuya koyarlar” diye açıklıyor Kutcher. “Adam ve Emma arkadaşlıktan birden cinselliğe geçerler-bu noktada, biri hediye ya da benzeri bir şey alma ihtiyacı hisseder. Benim oynadığım karakter ona balon götürüyor.”

Balon olayından sonra, Emma ve Adam anlaşmaları için yeni kurallar koyarlar ve yeni arkadaşlıklarını ‘seks arkadaşları’ olarak tanımlarlar.  Yakınlık arttıkça işler karışır. Bir olay da Adam’ın, elinde kekler ve “regl karışımı” adı verilen aşk şarkılarıyla dolu karışık CD’yle “ayın o günü”nde Emma’nın evine gitmesinden sonra yaşanır. Sarılarak uyunan gecelerin sonrasında, Emma üzerinde baskı hissederek uyanır çünkü “koşulsuz” kurallarından birini çiğnemiştir. “O sahneyi yazmak benim için eğlenceliydi çünkü tek gecelik ilişkilerden sonra yaşanan “ertesi sabah” meselesini tersine çeviriyordu. Bu sahne sarılarak uyuduktan sonra uyanınca dehşete kapılmakla ilgiliydi” diyor Meriwether. Emma için sınırı ihlal eden şey seksin izi bile olmadan biriyle uyumaktı.”

Sıradan romantik komedi sahnelerinin Reitman ve Meriwether’ın alt üst haldeki aynalarından görünümü, insanları güldürecek büyük fırsatlar yaratır. Yönetmen sonuçlardan oldukça memnundur. Reitman şöyle diyor: “Filmin kadrosuyla gururlanıyorum. Bence filmin başrollerindeki Ashton ve Natalie, nesillerinin ikonik temsilcileri, 20’li ve 30’lu yaşlarında olan insanların oluşturduğu nesil. Natalie Portman’ı birçok ciddi filmde oynarken gördük ama onu bir komedide oynarken görme fırsatımız olmamıştı. İnsani ve gerçekçi bir şekilde, ondan almayı beklediğim şey buydu ve bence o bundan çok daha fazlasını verdi. Ashton Kutcher genellikle komedi filmleri ve televizyonda yaptığı işlerle tanınıyor. İsteğim, onu ne kadar düşünceli biri olduğunu ve ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu gösterebileceği bir yere koymaktı. Yine tüm doğru notalara basmayı başardı.”

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template