Sel Yayıncılık Kasım ayını beş yeni kitapla karşılıyor. Eserleri 40'tan fazla dile çevrilmiş ve bütün dünyada milyonlarca okura ulaşmış B. Traven efsanesi iki romanla geri dönüyor. “Ölüm Gemisi” ve “Köprü” hiç şüphesiz ayın en çok ilgi gören kitapları olacak. Romain Gary'ye ilk Goncourt Ödülü'nü kazandıran “Cennetin Kökleri” ve William Trevor’un sinemaya da uyarlanan Whitebread Ödüllü romanı “Felicia'nın Yolculuğu” da ayın diğer yeni romanları. Simon Critchley’nin konuşmaktan kaçındığımız kavrama felsefi yönden baktığı “İntihar Üzerine Notlar” da ayın son yenisi.
Ölüm Gemisi * B. Traven
Eserleri 40'tan fazla dile çevrilmiş ve bütün dünyada milyonlarca okura ulaşmış B. Traven efsanesi Ölüm Gemisi'yle geri dönüyor!
Pasaportunu kaybeden ve Amerikalı olduğunu kimseye kanıtlayamayan bir denizci, bir ülkeden diğerine sürülür. Ta ki tayfasını toplumun "en altındakilerden", hatta idam sehpasında son nefesini vermek üzere olanlardan toplayan bir ölüm gemisinde iş bulana dek.
Okyanusun dalgalarında sürüklenen gemi, namıdiğer Yorikke, belirsiz bir rotayı takip ederken birer gölgeye, yaşadıklarından bile şüphe edilen varlıklara dönüşen tayfası, sığınmak zorunda kaldıkları bu demirden hapishanenin kendilerine bir de mezar olmaması için direnir. Umut, karada unutulmuş bir hayalet gibi dolaşır kamaraların arasında.
Ölüm Gemisi, Dante ve Balzac'ın komedyalarına bir yanıt olarak yeni bir insanlık durumu ortaya koyuyor: Bürokrasinin imal ettiği kimliksiz, pasaportsuz "hiçkimseler", yalnızca kapitalist sistemin öğütücü makinesinde işe yaramaktadırlar, ama birer insan değil, o makinenin motorunun yakıtı, kömürü, ateşi olarak.
Yaşamı sırlarla dolu B. Traven'in hikâyesiyle paralellikler taşıyan, kendisi de göçmenlik ve kimliksizlikle ilgili benzer koşullar altındayken hapishanede yazmaya başladığı Ölüm Gemisi, Adalet Cimcoz'un yetkin çevirisiyle yeniden Türkçede...
Özgün Adı: Das Totenschiff * Çeviren: Adalet Cimcoz * Dünya Edebiyatı, Roman * 240 Sayfa * 240,00 TL
Köprü * B. Traven
Eserleri 40'tan fazla dile çevrilmiş ve milyonlarca okura ulaşmış efsanevi yazar B. Traven'den, insanoğlunun direngenliğine ve dünyanın bütün annelerine adanmış bir armağan: Köprü...
Dünyalarını bir nehir ayırır: onurlarına leke sürmemeye çalışanlarla sömürü düzenine ortak olanların dünyasını. Modern teknolojiyle ilkel yaşamı, kadim inançlarla Hıristiyan dayatmalarını, beyaz yerleşimcilerle Meksika yerlilerini... Bu iki dünyayı birbirine bağlayan ise derme çatma bir köprüdür: Petrol avcılarının kamyonlarına hizmet eden ve nihayetinde kaynakları kadar canlarını da alacak, Amerikan emperyalizminin elinden çıkma bir köprü...
Yerlilerin bu çelişkiyle hemhal hayatları trajik bir kazayla sarsılır. Meksikalı anneyi acıyla kıvrandıran bu kaza kuşkusuz bir tesadüf değil, "uygarlığın" yol açtığı bir felakettir. B. Traven bir kovboy çizmesi etrafında yarattığı metaforla, ilkel olanın "uygar" tarafından ele geçirilmesini simgeler. Ancak ölüm bir son değildir, bu cengelin bağrında yeşeren, kutlamalara layık bir yaşam umududur aynı zamanda. Her zaman olduğu ve olacağı gibi...
Özgün Adı: Die Brücke im Dschungel * Çeviren: Esat Nermi Erendor * Dünya Edebiyatı, Roman * 184 Sayfa * 220,00 TL
Cennetin Kökleri * Romain Gary / Émile Ajar
Gökyüzü kızıla bulanmış, bir serinliktir çökmüş; uçsuz bucaksız arazide ağır ama zarif adımlarla bir fil sürüsü sakince ilerliyor. Derken fildişi avcılarının giderek yaklaştığını belli eden tüfek atışları... Sükûnet yerini paniğe bırakırken, yeri titreten devasa adımların altında şimdi telaşın gümbürtüsü hâkim. Kara Afrika bir kez daha kana bulanıyor.
Romain Gary'ye ilk Goncourt Ödülü'nü kazandıran Cennetin Kökleri, filleri, tarihöncesi çağlardan miras bu soylu yaratıkları, en büyük düşmanı haline gelmiş insanoğlunun ellerinden kurtarma mücadelesi veren bir özgürlük savaşçısının hikâyesini anlatır.
Nazilerin toplama kamplarında tutsak düşen Morel, Afrika'nın gerçek sahipleri olan filleri yeryüzündeki en özgür hayvanlar olarak kederine ve düşüncesine ortak eder. Kurtulmayı başardığında ise hayatını onların katlini durdurmaya adamaktan başka yolu yoktur artık. İnsanlığın filizlendiği bu topraklardan esaret altındaki zihnin engin okyanuslarına dalanlara, doğanın lisanını konuşanların tamtamlarından yükselen karşı konulmaz bir çağrıdır bu. Peki bu kadim savaşın ortasında yaşamı onurlandırmak, gözünü güya hep ileriye dikmiş "medeniyetin" tankı ve topuyla sürdürdüğü bu vahşi talanın önüne geçebilmek mümkün müdür?
İnsanlık onuru için canını hiçe sayanlardan, inancın kudreti ve direnişin yüceliğine inananlardan tabiata bir saygı duruşu.
Özgün Adı: Les racines du ciel * Çeviren: Hasan Can Utku * Dünya Edebiyatı, Roman * Ödüller: Goncourt Edebiyat Ödülü * 472 Sayfa * 440,00 TL
Felicia'nın Yolculuğu * William Trevor
İrlanda'nın yetiştirdiği en büyük yazarlardan, sayısız edebiyat ödülüne layık görülen William Trevor, son derece sıradanmış gibi başlayan bir olayı ustalıkla bir psikolojik gerilime evriltiyor. Üstelik gürültüsüz bir gerilim bu, "hava kesin bozacak" tedirginliğini elden bıraktırmayan, gözleri şüpheyle kıstıran cinsten.
Küçük bir kasabada yaşayan Felicia'nın başından onu bulutlara çıkaran bir gönül macerası geçer. İngiltere'den memleketine kısa süreliğine gelmiş Johnny, işsizlikten bunaldığı, ailesiyle kıt kanaat geçinmeye çalıştığı o kara ama tekdüze günlerinde genç kadına nefes aldırır. Johnny yeniden çalışmaya döndüğünde ise Felicia, çok basit bir ayrıntıyı atladıklarını fark eder; arkasında bir adres bırakmamıştır. Ancak Felicia'nın ona kesinlikle ve hemen ulaşması gerekmektedir, nedeni mâlumdur.
Sevgilisinin izini sürmek için sürüklendiği ama onu insan ruhunun en tekinsiz yanlarıyla yüz yüze getirecek yolculuğu işte bu noktada başlar. Umut yerini çaresizliğe, gelecek düşleri ahlaki sorgulamalara, alınan kararlar pişmanlıklara dönüşürken "İrlandalı kız" kendini bambaşka bir hikâyenin içinde bulur. Travmalara, öfkeyle çarpıklaşan zihinlere, kadınlara ve nihayet yalnızlığa dair ürkütücü bir hikâyenin içinde.
Atom Egoyan tarafından sinemaya da uyarlanan Felicia'nın Yolculuğu, talihsiz karşılaşmalara, gözleri kör eden çaresizliğe ve burada yuvalanan karanlığa dair sarsıcı bir anlatı.
Özgün Adı: Felicia's Journey * Çeviren: Dilek Şendil * Dünya Edebiyatı, Roman * Ödüller: Whitebread Ödülü * 240 Sayfa * 240,00 TL
İntihar Üzerine Notlar * Simon Critchley
Simon Critchley, genellikle üzerine konuşmaktan kaçındığımız, duyduğumuzda bizi derin bir kedere ya da sessiz bir kınamaya sevk eden intihar olgusuna felsefi bir yönden bakıyor. Onu hukuki ve ahlaki açıdan suç olarak değerlendirmek yerine, öncesi ve sonrasıyla intihar eyleminin bizzat ne olduğunu anlamlandırmaya çalışırken, kendimizi boşluğun kucağına bırakabilme potansiyeli taşıyor olmamızın, bizi insan kılan şeylerden biri olduğu düşüncesinden yola çıkıyor.
Bedenimiz üzerinde tahakküm kurma hakkını kendinde gören teolojik dayatmanın altında yatan gerçek anlamı irdeleyerek ve onu günah derekesinden çıkaran ancak tedavi edilmeye mecbur bir hastalığa indirgeyen psikiyatriyle de arasına mesafe koyarak, özgür bir edim olarak düşünmeye müsaade eden bir alan açmaya girişiyor.
İntiharı güzellemek ya da yermek yerine bütün yönleriyle sorgulamayı kamçılayan, yaşanmaya değer hayatlara selam duran bir tartışma.
"İntiharın yüzüne gözümüzü dikip uzun uzadıya bakmak zorundayız; onu ölçüp biçip etraflıca düşünmek zorundayız; niteliklerinin, hasletlerinin, kalıtımsal karakter özelliklerinin, marifet ve kurnazlıklarının neler olduğunu yoklamalı, yüzünde oluşan kırışıklıkları tek tek incelemeliyiz. Belki de yakından baktığımızda gördüğümüz şey, bize dönüp ters ters bakan kendi çarpık yansımamızdır."
Özgün Adı: Notes on Suicide * Çeviren: Utku Özmakas * Araştırma / İnceleme, Deneme * 96 Sayfa * 140,00 TL
Yorum Gönder