♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Django Unchained: Beyaz Oynar, Siyah Kazanır!

Sergio Corbucci’nin yönettiği, efsane İtalyan oyuncu Franco Nero’nun başrolde devleştiği Spaghetti Western klasiği Django (1966), öyle çok sevilmişti ki, orjinaliyle hiçbir bağı olmayan bir dizi western çeşitlemesinin isimlerinde, izleyicileri salona çekmek maksadıyla Django takısı kullanmak adeta gelenek haline gelmişti.

Bir önceki filmi Soysuzlar Çetesi’nde (Inglourious Basterds) Faşist diktatör Hitler’i bir sinema salonuna tıkıp havaya uçuran ele avuca sığmaz Quentin Tarantino, yeni filmi Zincirsiz’de (Django Unchained) yine dünya siyasi tarihine dalmış. Yönetmenin Spaghetti Western (ya da İtalyan Western olarak bilinen kovboy filmleri) olarak kurguladığı Zincirsiz, Amerikan İç Savaşı öncesi ‘Vahşi Güney’de 1858 yılında geçen bir fantastik-tarihi drama esasen.

1994’te Ucuz roman’da (Pulp Fiction) kullandığı epizodik ve doğrusal olmayan anlatım ile Hollywood’da deyiş modernizminin kapısını aralayan Tarantino, son yıllarda daha anaakım bir anlatım biçimi tercih ediyordu. Zincirsiz’de de bu değişmemiş; doğrusal ilerleyen, flashbackler aracılığıyla desteklenen bir hikâye yapısı mevcut filmin.

Amerikan tarihinde sömürgecilik ve kölecilik bildiğiniz gibi hayli önemli bir yer kaplar. Hatta öyle ki birleşik devletlerin bu olgular üzerine kurulu olduğu ifade edebiliriz rahatlıkla. Zincirsiz kölelikle ilgili bir film değil, fakat köleliğe kaşı bakış açısının oldukça nesnel olduğu söylenebilir. Sürükleyici karakter Django (Jamie Foxx) ile kurdurulan özdeşlik, seyircinin kölelik karşıtı bir yörüngeye girmesini sağlamış. Bu hassasiyet elbette önemli, ne var ki Zincirsiz özünde iyi kötü ikiliğinden beslenen klasik bir dramaturjiye sahip. Yani, kölelik olgusunu o kadar da ciddiye alan bir film dahi değil elimizdeki, sadece motif olarak görüyor bu olguyu ve evliliğin pek hoş karşılanmadığı o zamanda ‘bir aşk mitosu’ anlatmaya koyuluyor.

Zincirsiz’in en büyük esin kaynağı bütün Spaghetti Western’ler kuşkusuz. Bunun yanında Blaxploitation’lar (siyah sömürü filmleri), ‘siyah westernleri’ (Boss Nigger, Take a Hard Ride, Kid Vengeance vs.) Nevada Smith, Kızgın ve Sakin (Buck and the Preacher) ve Sam Peckinpah klasiği Straw Dogs’u (1971) Tarantino’nun Zincirsiz’i çekerken referans aldığı kaynaklar arasında saymak mümkün sanıyorum. Gelgelelim bu filmin ait olduğu alt-janr ancak ‘mock-spaghetti western’ olarak adlandırılabilir bana kalırsa. Çünkü “Zincirsiz” her şeyden önce ‘sahte bir Django filmi’; 60’lar ve 70’ler boyunca sinema salonlarını saran o furyaya yapılan bir güzelleme sonuç olarak karşımızdaki.

Bu güzelleme, revolverlerin çatapat gibi patladığı, kurşunların vurduğu bedenlerin havada uçuştuğu, splatter filmlerinde görebileceğiz türden kanlı sahnelerin bulunduğu eğlenceli bir seyirlik özetle. Zincirsiz’in tek eksiği –o da bir Tarantino filmine göre- ‘Tarantinoesk humour’unun biraz eksik kaçmış olması…

Zincirsiz, alt-metninde kölelik ile koşut bir politik argüman sürse de genel olarak politik bir tınıdan yoksun bir deneme. Zaten biz de Hitler’i ‘fantastik bir figür’e dönüşten Tarantino’dan kölelik dönemi draması beklemiyorduk açıkçası. Bu usturuplu alegori bize yeter de artar.

1 Şubat 2013 tarihli Aydınlık Gazetesi nüshasında yayımlanmıştır.


Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template