Terrence Malick’in yeni filmi “To The Wonder”dan ilk fragman yayınlandı.

Uzun aralarla film çekmesine alıştığımız yönetmenin son yıllardaki çalışkanlığının eseri romantik drama olarak tanımlanıyor. 

"Her seçiş, bir vazgeçiştir" sloganıyla gelen resmi sinopsis, konuyu şöyle özetliyor...
Amerikalı Neil, Paris’te tanıştığı güzel ve hayat dolu Marina ile tutkulu bir aşk yaşamaya başlar. Marina, aşkı için yıllarca tek başına ayakta kalarak kurmaya çalıştığı hayatı geride bırakır ve Neil ile birlikte yeni bir hayat kurmak üzere Amerika’ya yerleşir. Fakat bir süre sonra Paris’teki büyük aşkları artık uzak bir anı gibi gözükmeye başlar. Bu sırada Neil, çocukluk aşkı olan Jane ile karşılaşır. Neil, bu ikilem arasında kaldıktan sonra bencilce Marina’yı yüz üstü bırakır. Aşk, bağlılık, ihanet, fedakarlık gibi kavramları yeniden sorgularken giderek yalnızlaşan Marina da inanç hakkında şüpheleri olan Rahip Quintana ile görüşerek hayatındaki soru işaretlerini çözmeye çalışacaktır. Hem Marina hem de Quintana zaman içerisinde aşkın ve sevginin ömrünü sorgulayacak ve sevginin başka bir formda var olup olamayacağını düşünecektir. Terrence Malick’in 1998’de hayatını kaybeden eski karısına adadığı film, erkekten ziyade kadının iç dünyasına yaklaşarak yitirilmiş bir aşk, duyguların iniş çıkışlı doğası ve hatıralar üzerine görsel bir şölen yaratıyor. Filmin görüntü yönetmenliğinde ise Malick’in 3 filmdir birlikte harikalar yarattığı Emmanuel Lubezki bulunuyor.

Ben Affleck, Olga Kurylenko, Rachel McAdams ve Javier Bardem’in başrollerini paylaştığı film, Marina ve Neil’in geldikleri Oklahama’da dostlarıyla yaşadıklarına odaklanıyor. Marina’nın peder ve bir dostuyla tanışırken, Neil de çocukluk arkadaşıyla yeniden bağ kurmaya çalışıyor. Malick’in yazdığı senaryo geçen yaz çekilmiş, bir adamın iki kadınla yaşadığı romantik ilişkilerine odaklanması Venedik Film Festivali’nde pekte iyi eleştiriler alamamıştı. Son kurguda üç oyuncunun sahnelerinin çöpe atılmasıyla da konuşulan film, atılan sahnelerle öykünün derinleşebildiği kuşkusunu yaratmıştı. 8 Mart’ta vizyona girecek “To The Wonder”, her ne olursa olsun Malick ziyafeti sunuyor yine... Fragmanın “The Tree of Life”a benzerliği gözden kaçmıyor. Yönetmen bu kez dağınık öykü anlatmış olabilir ama görüntü estetiği ve sinema dili konusunda şüphemiz yok... El mahkum, merakla bekliyoruz...

Bu hafta yeni filmlere dair gelen proje haberlerini sizler için derledik.

Universal, “The Mummy” yi tekrar çekmeye karar verdi ve yönetmen koltuğuna Len Wiseman’ı oturttu. En son “Total Recall”u yöneten Wiseman, filmi 2014 yılında gösterime sokmayı planlıyor.   

Farrelly kardeşlerin çekeceği “Dumb And Dumber”ın devam filminin ismi belli oldu: “Dumb And Dumber To”… Jim Carrey ve Jeff Daniels’ın tekrar rol alması beklenen ikinci filmin ilkinden daha iyi olması bekleniyor. Filmin çekimlerine ise baharda başlanacak.

Son zamanların yükselişteki oyuncusu Tom Hardy, projeleri bir bir sıralamaya devam ediyor. Doug Liman’ın yönetmesi beklenen “Everest” için adı geçen Hardy, roman uyarlamasında Everest’i fetheden ama trajik bir şekilde hayatını kaybeden George Mallory karakterine hayat verecek.

“Tinker Tailor Soldier Spy”ın yazarı John Le Carre’nin aynı adlı romanından uyarlanan “A Most Wanted”ın çekimleri Hamburg’da başladı. Anton Corbijn’in yönetmen koltuğunda oturduğu filmin oyuncu kadrosunda Philip Seymour Hoffman, Rachel McAdams, Willem Dafoe, Daniel Brühl ve Robin Wright yer alıyor.

Hollywood’un uzun süredir çekilmesi beklenen projelerinden biri olan “The Prisoners” sonunda kadrolaşmaya başladı. Dennis Villeneuve’nin yöneteceği filmin oyuncu kadrosuna Hugh Jackman ve Melissa Leo’dan sonra Jake Gylllenhaal’da katıldı. Karısı ve kızı kaçırılan marangozun intikam hikayesi için gelecek yıl motor denecek…

Dogmacı olarak bildiğimiz Thomas Vinterberg de Hollywood’a geçiyor. Thomas Hardy’nin “Çılgın Kabalıktan Uzakta” adıyla bildiğimiz “Far from the Madding Crowd” adlı romanını uyarlayacak Vinterberg, başrol için Carey Mulligan’ı düşündüğünü açıkladı. David Nicholls’un senaryosunu üstlendiği filmin çekim takvimi ise şimdilik netleşmedi.

T.P. Louise ve Ashley Wood‘un çizgi romanı “Lore“un beyazperdeye uyarlanması konusunda gelişmeler var. Evvel zaman içinde yaratıklar arasındaki mücadeleyi konu alan filmin Barry Sonnenfeld tarafından yönetilmesi, Dwayne Johnson’ın da başrolü üstlenmesi planlanıyor.

80’li yılların meşhur oyunu “Spy Hunter”ın sinema uyarlanmasında işler biraz karıştı. Warner Bros’un projesinde yönetmenlik koltuğuna oturan Ruben Fleischer, mevcut senaristleri beğenmeyerek yeni bir isimle çalışmak istediğini açıkladı. Projenin başından beri başrole düşünülen Dwayne Johnson konusunda ise halen kesinleşmiş bir şey yok. Zamanının en meşhur oyunlarından biri olan “Spy Hunter” adından da anlaşılabileceği hükümetin gözden çıkardığı ajanları avlayan ajanın öyküsü…

Steven Spielberg’ın yeni bilim-kurgu filmi Robopocalypse’in hazırlıkları son sürat devam ediyor. Filmin oyuncularını belirlemeye başlayan yönetmen, Chris Hemsworth’ten sonra Anne Hathaway ve Ben Whishaw’ı kadroya dahil etti.

Brian De Palma’nın merakla beklenen erotik gerilimi "Passion’dan ilk fragman yayınlandı.

Hayranı olduğumuz De Palma filmlerinin tonuna yakın olan “Passion” iki kadının kedi fare oyununu anlatıyor. Rachel McAdams ve Noomi Rapace bu oyunun baş kahramanları rolünde karşımıza çıkıyor.

Erotik gerilim denince akla gelen “Temel İçgüdü”ye benzetilen yapım, Alain Corneau’nın 2010 yapımı “Crime d'amour”unun yeniden çevrimi… Filmin Toronto Film Festivali’ndeki etkisi “Tehlikeli İlişkiler ile Çalışan Kız'ın birleşimi” cümlelerini doğurmuştu. Yeniden çevrimde ilk gösterimini Toronto’da yapacak ve muhtemelen De Palma’nın öyküye ne kattığına dair cümleler kurulacak. O zamana dek fragmanıyla değerlendirince, ortaya çıkan merakla beklemeye değecek bir filmin bizi beklediği… Yönetmenin en iyi yaptığı şeye yeniden dönmesi ayrıca sevindirici… 

Vizyon tarihi netleşmeyen filmi ne zaman izleyeceğimiz henüz meçhul ama Şubat-Mart en yakın ihtimal gibi görünüyor.

Güncelleme: 23 Mart

Filmin 5 Nisan'da vizyona gireceği açıklandı. Resmi bültende yer alan metin ise şöyle:

6 yıl aradan sonra film çeken usta yönetmen Brian De Palma’nın klasik tarzındaki gerilimlerine geri dönüşünü müjdeleyen “Öldüren Tutku / Passion”, Hollywood’un iki seksi yıldızını, son dönemde yükselişte olan Noomi Rapace ve Rachel McAdams’ı buluşturuyor. İki kadın arasındaki intikam oyunlarını konu alan filmde Isabelle Müdürü Christine’ye delicesine hayran olan hırslı bir işkadınıdır. Naif ve kullanılmaya açık Isabelle’nin parlak proje fikirleri Christine tarafından çalınınca intikam almaya karar veren Isabelle, farkına varmadan Christine tarafından tehlikeli bir oyunun içine çekilecektir. Suçlu ile kurbanın sürekli yer değiştirdiği film, izleyiciyi labirentlerle dolu bir zihin oyununa davet ediyor.

Brian De Palma’nın “Dressed To Kill” ve “Basic Instinct”in yolundan giden yeni filmi “Passion”dan ilk kareler geldi.

Rachel McAdams ve Noomi Rapace’nin öpüşmek üzere olduğu karenin yayınlanmasıyla ilgi toplayan film, De Palma’nın yeni sularda yüzdüğünü ve bunda kararlı olduğunu gösteriyor. Hikaye, bir kadınla; onun masum, aşık olunası ve kolaylıkla sömürülebilir bir kadını kanatları altına almasını anlatıyor. Fotoğraflarda ortaya çıkansa elinde bıçak, yüzünde maskeyle görünmesi.

Uluslararası iş aleminde it dalaşı yapan iki kadının iktidar mücadelesini anlatan De Palma, erotik gerilim kalıplarını kullanıyor. Doğal çekiciliğin verdiği fırsatları kullanmaktan çekinmeyen Christine, her tür hırsızlığı yapmaktan çekinmeyen koruması altına aldığı uçarı Isabelle ile ekip olur. Christine’in kendinden daha genç bir kadını yönetmenin zevkini adım adım ileri götürmesiyle başlayan iktidarı, Isabelle’in karşı hamlesiyle savaşa dönüşür. Savaşı ortaya çıkaran ise bir cinayettir.
  

Alain Corneau’nun filmi “Crime d’amour”unun, De Palmanın ellerinde ne hale geldiğini görmek için gelecek yıl bu zamanları beklememiz gerekiyor.

Sevgililer Günü haftasında vizyona girmeyi bekleyen The Wow'dan ikinci afiş ve fragman sonunda geldi. 

2009'da bir Tv filmi "Grey Gardens" ile dikkatleri üzerine çeken ve bolca ödüle boğulan Michael Sucsy'nin yönettiği film tamamen aşka adanmış. Aşk yaşayacak ikilimiz ise Rachel McAdams ve Channing Tatum. Onlara eşlik eden ustalar ise Sam Neill ve Jessica Lange.

Birbirlerini çok seven Paige ve Leo'nun geçirdikleri trafik kazası sonrası hayatları değişir. Paige'in hafızasını kaybetmesiyle hatırlayamadığı Leo'nun, eşini kendisine yeniden aşık etme çabasını anlatan film, hayatta bir kez gerçekleşen aşkın ikinci şans bulup bulamayacağını anlatıyor.

İkinci kez aşk yaşanabilir mi sorusunun yanıtını arayacak olan The Wow, 10 Şubat'ta Amerika'da, 13 Nisan'da da ülkemizde gösterime girecek.