♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Clickbait : Kameraya Gülümse!

Aranan her tür bilginin ulaşılabileceği, her gün yeni maddeler eklenen büyük bir ansiklopedi olarak tanımlanan ve uzakları yakın eden “internet” hayatımıza girdiği gibi kalmadı. Canlı sohbetlerle başlayan yol, facebook’un hayatımıza girişiyle her şeyi geri dönülmez olarak değiştirdi. Cep telefonlarının gelişimiyle paralel olarak bugün twitter ve instagram başta olmak üzere birçok platformda sıradan insanlar kendisine hayran buluyor. Milyonlarca tık ve izlenme alarak ünlü sıfatına erişiyor. “Stalk” diye bir kavram var artık dünyamızda. Hiçbir vasfı olmayan, beyin yerine sünger taşıyan yaşam formlarının meşhur olmalarına şahit oluyoruz. Kişiler ve isimler değişse de profil aşağı yukarı hep aynı oluyor. O meşhurluk ya da fenomenlik mertebesine erişmek için yapılanların ise sınırı yok. 2019 yapımı Amerikan bağımsızı “Clickbait” bu sınırsızlığı ele alırken farklı bir yol deneyerek benzerlerinden sıyrılıyor.

Konuyu bugüne dek yorumlayan onlarca filmden farklı olarak komedi ile korku/gerilimi harmanlayan ve her şeyi misliyle abartarak gerçeğin dışına iterek hicveden filmin yaratıcıları Sophia Cacciola ve Michael J. Epstein. Çiftin birlikte yazıp yönettikleri ilk iş değil elbette. Bizde pek bilinmedikleri tanıtmanın vaktidir diyelim. On parmağında on marifet ikili her şeyi paylaşarak üretiyor. Sette yapmadıkları görev neredeyse yok gibi. Dizi ve kısa metrajları da sayarsak Cacciola’nın 21, Epstein’in de 38 kez motor demişliği var. 2012 yapımı kısa metraj “Los Locos Manos” ile ilk adımı atan Epstein olmuş. Aynı yıl kısa metraj gerilim “Ten” ile birlikte çalışmaya başlamışlar. Kısa filmler ve korku kolektifi filmlerle üretmeye devam etmişler. Her işleri izleyiciden karşılık buluyor ve bolca ödülleri mevcut. Uzun metrajı da ihmal etmiyorlar elbette. İkilinin ilk uzun metrajı 2014 yapımı macera/gerilim/gizem kırması “Ten”, festival gediklisi olarak ödüllerin de kapısını açmış ve küçük bir çevrede adlarının duyulmasını sağlamış. Bir yıl sonra “Magnetic” ile fantastik/bilim-kurgu denemesinden altı ödülle çıkarak takip edilesi yönetmenler arasına adlarını yazdırmışlar. 2016 yılıysa kariyer zirvelerine sahne olmuş. Vampir mitine attıkları zeki bakış “Blood of the Tribades”, türe dair her festivalde ayakta alkışlanmış ve sekiz ödülle taçlanarak kısa sürede kült mertebesine yükselmiş. Bizde maalesef hiçbir filmleri bilinmiyor ve çevirileri yapılmadığı için izlemek de bulmak da pek kolay değil. Üç yıl sonra yeniden uzun metraj için yönetmen koltuğuna oturan çiftin oyuncu kadrosu da her zamanki gibi yeni yüzlerden oluşuyor. Türün yeni yıldız adayı gibi görünen sarışın Colby Stewart, iticiliğiyle akılda kalan Brandi Aguilar başroldeki ikili olurken onlara Seth Chatfield, Ryan James Hilt, Cedric Jonathan ve Jannica Olin eşlik ediyor.

İnternet fenomeni olmak için hemen hemen her şeyi yapabilecek bir üniversite öğrencisi hayranı tarafından kaçırılır onu kurtarabilecek tek kişi her şeyden habersiz ev arkadaşıdır şeklinde konusu özetlenen “Clickbait”, imdb bilgilerine ya da konusuna bakıldığında tahmin edilecek bir film değil her şeyden önce. Türü Korku/Gerilim/Komedi olarak geçiyor ve film izleme sitelerinde korku filmi olarak sunuluyorsa da özgün bir hiciv. Korku filmi bekleyenler karşılaştıkları manzara ile ilk on dakikadan sonra hızla uzaklaşacaktır. Küçük videolar ya da kendi deyimiyle flashlar çeken Bailey ile tanışıyoruz. Str33ker adlı video izleme sitesinde yüksek izlenme oranlarına kavuşmak, bolca yıldız almak, ilk sıraya tırmanmak yaşam amacı. Ev arkadaşı Emma ise ona kameraman olarak yardım eden kitap kurdu, normallik ve mantığın filmdeki tarafı. Üniversiteyi çok umursamayan Emma, sitede ilk sıraya yükselen rakibini küçümseyerek açıyor filmi. Kanser olduğunu açıklamış ve herkes izleyip üzülmüş ama Emma buna inanmıyor. Kurgudur diyor. Zirveyi yeniden ele geçirmek üzere kolları sıvıyor ve olaylar gelişiyor.

Her şeyi abartarak hicveden bir tavra sahip Clickbait. Normal olan hiçbir şeye yer vermiyor. İki ana karakterinin tamamen geri zekalı ve mantık yoksunu olması üzerine kuruyor her şeyi. Diyaloglar anlamsız. Hareketler, jestler, mimikler abartılı. Konuşmalar da bağır/çağır ve itici. Filmi sevmeniz ya da içine girmeniz için hiçbir malzeme vermiyor. Her şeyin gerçekliğin ve mantığın dışında olması bir diğer yönü… Cacciola ve Epstein filmi tamamen gerçek üstü müsamere tavrıyla işliyor. Her yan öyküyle bu mantık bağını daha da koparıyor. İzleyicinin sinir krizi geçireceği ölçüde bir kopukluk mevcut… Sitenin sponsoru olarak reklam filmleriyle araya giren hamur işinin tamamen radyo aktif olması ve herkesin tüketiyor oluşu gibi uçukluklarla destekleniyor. Sponsorun reklamları da filmin kurgusunun parçası olarak sık sık karşımıza çıkıyor. Gerilim ve korku adına tek bir an yer almadığı gibi, türün tüm klişelerinden olabildiğince uzakta duruyor ikili. Her şey tamamen hiciv ve gerçeklik üzerine kurulu… Bu gerçeklikte de ana unsur işin tamamen ciddiyetten uzaklaşması aslında. Bu tür izlenme sitelerinde ve sanal alemde her şey o kadar sınırsız ve saçma ki “Clickbait” tüm mantıksızlığına rağmen gerçekçi duruyor. Gerçekten olabilecekmiş gibi duruyor. Cacciola ve Epstein’in filmle vermek istedikleri mesaj da tam olarak bu. Kameraya bir gülümsediği zaman gelen beğeni yağmuru ile gerçeklikten kopup başka bir evrende buluyor insan kendini. O evrende bulutların üzerinde her şeye yer var ve yapılabileceklerin sınırı yok. Mantık ile bağ koptuğunda da hayal gücü bile kısır kalabiliyor. İnsanın gösterme merakı ve marazi meraklar birleştiğinde ortaya koca bir saçmalıklar seremonisi çıkıyor. Yakın gelecekte Bailey gibi insanlar görmeyeceğimizi kim iddia edebilir.

80 dakikalık süresiyle tüm mesajını veren, yer yer güldüren Clickbait, yılın çizgi dışı filmlerinden biri olarak festival gediklisi olarak taçlanmış durumda. Ödül hanesine 16 adaylık ve 6 ödül yer alıyor. Oyunculara, müziğe ve yönetmenlerine gitmiş ödüllerle başarısını perçinlemiş. Haziran’ın ikinci yarısında internet izleyicisine sunulan film, dilinden anlayanları mutlu eden bir hiciv... Farklı bir şeyler izlemek isteyenler için önemli bir keşif. Iskalanmamasında fayda var. En azından yakın zamanda daha ötesini görmeyeceğimiz aşikâr…

Share this:

Yorum Gönder

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template