♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Film Kritikleri

Kitap Kritikleri

Dizi Kritikleri

Son Yazılar

A. F. Harrold Şahaneliği “Hayali” İthaki Çocuk’tan raflarda!

Tuesday, April 23, 2024

Çocuk kitabı kategorisinde olsa da yetişkinleri de büyüleyen o eşsiz kitaplara bir yenisi daha ekleniyor. A. F. Harrold’un gerek kurgusu gerek illüstrasyonlarıyla her yaştan okura ziyafet sunan kitabı “Hayali” yeniden raflara dönüyor. 2014 yılında yayımlanan “The Imaginary” kısa sürede yankı uyandırmış ve aldığı övgülerin ardından ödüllerle de taçlanmıştı. 2017 yılında Kırmızı Kedi etiketiyle “Hayali” adıyla raflara düştüğünde nedendir bilinmez aynı yankıyı uyandırmamıştı bizde. Ya herkes fazla yetişkindi ya da hayal gücünü beslemeye vakitleri yoktu herhalde. Son dönemin en çok ıskalanan kitaplarından biri olan “Hayali” İthaki Çocuk etiketiyle yeniden raflara dönüyor. Bu sefer yayınevinin de etkisiyle daha çok okura ulaşıp kalplerindeki özel yere kavuşur dilerim. Zira istisnasız her yaştan okurun bayıla bayıla okuyacağı ve uzun süre unutmayacağı kitaplardan biri. Okuyun, okutun. 2023 yapımı Japon anime uyarlaması “Yaneura no Raja”yı da merakla bekleyenler arasına da katılın. İnsanlığın ve yaratıcılığın derinliklerine yolculuk etmenin zevkini doyasıya çıkarmak için çok beklemeyin diyerek pası bültene atıyorum.

Hem çocuklar hem de yetişkinler için kitaplar yazıp gösteriler sahneleyen İngiliz şair ve yazar A. F. Harrold’un “Hayali” adlı kitabı, “gerçekle hayali benzersiz bir kurguyla ve kusursuz illüstrasyonlarla birleştiren, uzun süre etkisinde kalacağınız bir hikâye”yi anlatıyor. 

“Fakat bazen yavaş da yeterince hızlıdır” diyerek minik okurlarını selamlayan 232 sayfalık, toplamda 14 bölümden oluşan resimli kitap İthaki Çocuk etiketiyle raflardaki yerini aldı.

“Hayali”nin keyifli öyküsünü resimleyense Wolves kitabıyla illüstrasyon dalında Macmillan Ödülü’nü kazanan İngiliz resimli çocuk kitaplarının yazarı ve illüstratörü Emily Gravett. Çevirisini Ebru Gündem Kızıldağ’ın üstlendiği “Hayali”, İngiliz şair Christina Georgina Rossetti’nin ünlü şiiri “Hatırla” ile başlıyor…

“Hayali”nin konusuna gelince: Rudger, Amanda Shuffleup’ın en iyi arkadaşıdır; en iyi ama hayali arkadaşı... Onu Amanda’dan başka kimse göremez, ta ki kötü niyetli Bay Kirazkuşu kapıyı çalana kadar… Bir gün Rudger, Amanda’sından ayrı düştüğünde, hayali hayatını korumak, silinmekten ya da yutulmaktan kurtulmak için tek başına mücadele etmek zorundadır. Ama gerçek olmayan bir çocuk, onu hayal edecek arkadaşı yokken nasıl hayatta kalır?

A. F. HARROLD: Hem çocuklar hem de yetişkinler için kitaplar yazıp gösteriler sahneleyen İngiliz şair ve yazardır. Çok sayıda kitabı, bir avuç şapkası ve sakalı vardır. Boş zamanlarını sahnede, okullarda ve evde gösteriş yaparak, boş olmayan zamanlarını ise oturup sakalını okşayarak ve bir şeyler yazarak geçirir. Bir komedyen ve iki kedisiyle Reading’de yaşıyor.

EMILY GRAVETT: Brighton’da doğdu. Brighton Üniversitesi’nde çizerlik lisans bölümüne kabul edilmeden önce sekiz yılını yollarda geçirdi. Ağustos 2005’te büyük beğeni toplayan Wolves kitabıyla illüstrasyon dalında Macmillan Ödülü’nü kazandı. Çocuklar için olağanüstü kitaplar yaratarak uluslararası kariyerine başlayan Gravett eşi, kızı ve iki faresiyle Brighton’da yaşıyor.

Hayali / A. F. Harrold & Emily Gravett
Orijinal Adı: The Imaginary
Çevirmen: Ebru Gündem Kızıldağ
İthaki Çocuk
Sayfa Sayısı: 232
Fiyatı: 285,00


Celil Sadık'ın son kitabı “Batı Resminde Korku: Şeytanlar ve Cadılar”, Epsilon Yayınevi'nden Çıktı!

Monday, April 22, 2024

Uygarlığın Ayak İzleri serisinin beşinci kitabında Batı resminde ''Şeytan'' ve ''cadılık'' kavramlarını odağa alan Sadık, yalnızca sanat tarihinin değil, insanlık tarihinin dönüm noktalarını da okuruyla beraber inceliyor.

Kitabın ilk bölümünde şeytan arketipinin doğuşu ve gelişimini konu eden yazar, bu anlatının zaman içinde mitolojiden dine nasıl evrildiğini; Rönesans, Barok ve devam eden dönemlerde bu kavramın resim sanatına yansımalarını irdeliyor. Kitabın ikinci bölümündeyse dini kaygılarla yaratılmış cadılık kavramını ele alan Sadık, tarihin karanlık çukurlarından olan Engizisyon Mahkemeleri ve cadı sorgulamalarını da mercek altına alıyor.  

Sayfalarını sanat tarihinden ilgi çekici örneklerin süslediği kitabın yazılış amacıysa Celil Sadık’ın şu sözleriyle özetleniyor: 

“Yaptığımız kötülüklerin bir sebebi olabileceğine dair inancımızdı Şeytan... En güçlü kavramlardan biri olan vicdanın panzehriydi. Ve insanların birbirilerinin yüzüne bakabilmesi için ona ihtiyacı vardı. Bu kitabın ilk bölümü, sizi Şeytan’la yüz yüze getirerek insanlığın içindeki grotesk dışavurumları görmenizde rehber olma amacıyla yazıldı. Bu anlatının nesilden nesle, mitolojiden dine nasıl evrildiğini, içimize attığımız bütün çirkin arzuların Rönesans, Barok ve daha nice dönemle akıma nasıl yansıdığını anlatabilmek için. İkinci bölümdeyse dini kaygılarla yaratılmış bir başka savaşa, cadılığa yakından bakacağız; doğayla bir bütün hâlinde yaşayan insanların, kötüler ve sapkınlar tarafından nasıl avlandığının hikâyesine. Özellikle Barok ve Rönesans resminde sanatçıların bu tip konuları nasıl ele aldığını veya nasıl hicvettiklerini birlikte araştıracak, insanlık tarihinin en karanlık uygulamalarından biri olan Engizisyon Mahkemeleri’ni de yine birlikte inceleyeceğiz. Bu hayatta korkmamız gereken ‘asıl’ şeyin ne olduğunu hiçbir zaman unutmamak için… Ve katledilen tüm ‘cadılar’ için…”

YAZAR HAKKINDA: Celil Sadık, 26 Ekim 1991’de Ankara’da doğdu. Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü’nden 2016 yılında mezun oldu. Fakülteyi “Bizans Dönemi Ankara’sı” ve “Roma Hamamındaki Bizans Eserleri” adlı çalışmalarla tamamlayan Sadık’ın uzmanlık alanı Bizans ve Batı sanatıyla modern sanatlardır.  Ankara ve İstanbul’daki çeşitli sanat galerilerinde seminerler veren Sadık, ressamların hayatlarından Mısır piramitlerine dek pek çok ilgi çekici başlığa dair bilgilerini paylaşıyor ve Türkiye’nin dört bir yanındaki takipçilerine sanat sevgisi aşılamayı sürdürüyor.

Batı Resminde Korku: Şeytanlar ve Cadılar / Celil Sadık
Yayınevi: Epsilon 
Sayfa Sayısı: 220
Fiyatı: 345 TL



Ünlü besteci ve piyanist Dr. Anjelika Akbar’ın yeni kitabı “Kalbimde Olan” Destek Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı

Monday, April 22, 2024

Besteci ve piyanist Dr. Anjelika Akbar yeni kitabı “Kalbimde Olan” ile kalbinden geçeni okurlarıyla paylaşıyor.

Müziğin bir dil ve ana malzemesinin ses olduğuna dikkat çeken Akbar, ses ve sözün gücünü, akış şeklini tüm hayatı boyunca büyük bir doğallıkla kabul ettiğini ve şimdi de kalbinde olanı   aynı akışta okura sunduğunu ifade ediyor.

Ünlü besteci ve piyanist Dr. Anjelika Akbar’ın "akışlar" olarak adlandırdığı şiirsel yazılarının yer aldığı “Kalbimde Olan” Destek Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı.

 Arka Kapak Yazısı:
Kalbimizde olan,
Varlığımızı saran,
Bizi biz yapan Aşk...
İstinat duvarıdır alemin...
ANJELİKA AKBAR

Kalbimde Olan / Anjelika Akbar
Destek Yayınları
112 Sayfa
110 TL

Gazeteci-akademisyen Ercan Çitlioğlu’nun yazdığı “Suriye Dosyası” Destek Yayınları’ndan çıktı

Monday, April 22, 2024

Demokratik bir hak arayışı olarak başlayan ya da bu yönde bir algı yaratılmasına çalışılan Suriye krizi, on yılı aşkın bir süreyi geride bırakmış olmasına karşın her geçen gün devletler ve devletler dışı yeni aktörlerin değişik amaçlarla katılımı, aralarındaki rekabet, çatışma, yenilenen ve bozulan ittifaklar, farklı ve çatışan gelecek tasarımları ile giderek karmaşıklaşarak günümüze ulaşmış bulunuyor.

Gazeteci ve akademisyen Ercan Çitlioğlu, Suriye’de süregelen dinamik ve değişken sürecin yarattığı belirsizliklere karşın,  günümüz ve gelecekte bu konuya ilgi duyanların yararlanabilecekleri referans bir kaynak oluşturmak istediğini belirtirken, ülkemizi gerek ulusal güvenliğimiz gerekse alınan göçler nedeniyle sosyoekonomik, sosyokültürel ve sosyopolitik açılardan doğrudan ilgilendiren bu konu hakkında tarihe bir not düşmek istediğini ifade ediyor.

Geleceği öngörebilmenin ancak geçmişin ayrıntıları ile bilinmesiyle mümkün olabileceğinin  altını çizen Çitlioğlu, Suriye krizini başlangıcından Kasım 2021’e kadar olan dönemi ayrıntılandırdığı çalışmasında, Türkiye’nin ulusal güvenliğini doğrudan ve yaşamsal düzeyde ilgilendiren Suriye krizini tüm detaylarıyla gözler önüne seriyor.

Gazeteci- akademisyen Ercan Çitlioğlu’nun yazdığı  “Suriye Dosyası” Destek Yayınları’ndan çıktı.

Arka Kapak Yazısı:
“GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMEK ANCAK GEÇMİŞİN AYRINTILARINI BİLMEKLE MÜMKÜNDÜR.”

Suriye’de çatışmalar sonlanmamakla birlikte Esad rejiminin içsavaşı askeri anlamda kazandığı, 2024 yılı itibariyle ülkenin yaklaşık üçte ikisini kontrol altına aldığı, dikkatini öncelikle İdlib ve SDG/PYD denetimindeki Fırat’ın doğusuna yoğunlaştırmaya başladığı günümüzde, çeşitli nedenlerle ertelenen başkaca sorunlar yüzeye yansımaya başlamış bulunmaktadır.

Suriye’de sahadaki doğrudan aktör devletler (Rusya, Türkiye, İran, ABD) arasında var olan öncelik, amaç ve vizyon farklılıkları ortak bir paydada buluşulmasını zorlaştırmakta, Suriye’nin yeniden yapılandırılması ve geleceğinin şekillendirilmesine yönelik ciddi görüş farklılıkları ile rekabet, yeni anlaşmazlıklar yaratmaya aday görünmektedir.

Sınırlarımıza bitişik bir coğrafyada süregelen ve Türkiye’mizi gerek ulusal güvenliğimiz gerekse alınan göçler nedeniyle sosyoekonomik, sosyokültürel ve sosyopolitik açılardan doğrudan ilgilendiren bu konu hakkında istedik ki bir bilgi penceresi açılsın.

Okurlara sunulan ve Suriye krizini başlangıcından itibaren ayrıntılandıran çalışma, her ne şekilde sonlanırsa sonlansın, yaşanan ve yaşanması süregelen bir döneme ışık tutmak için tasarlandı.

Yazar Hakkında:
1943 yılında Dörtyol’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Gazetecilik ve İşletme İktisadı enstitülerini bitirdi. İngiltere’de Oxford Üniversitesi’nde İngilizce eğitimi görerek Proficiency derecesini aldı. 1967-1985 yılları arasında Turizm ve Tanıtma Bakanlığı ile Başbakanlık’ta; Londra Büyükelçiliği basın müşaviri ve Basın Yayın ve Enformasyon genel müdür yardımcısı olarak görev yaptı. 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı’na sivil görevli olarak katılan Çitlioğlu Gazi unvanıyla ödüllendirildi. Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde uzman-danışman olarak görev yapan Çitlioğlu halen Yakın Doğu Üniversitesi - Yakın Doğu Enstitüsü’nde danışman olarak görevine devam ediyor. 

Suriye Dosyası / Ercan Çitlioğlu
Türü: Araştırma
Yayınevi: Destek Yayınları
Sayfa Sayısı: 280
Fiyatı: 260 TL

Arap edebiyatının ulusal simgesi Necib Mahfuz’un kaleminden: Mumyanın Uyanışı

Wednesday, April 17, 2024

Nobel Ödülü’ne layık görülen ilk Arap yazar Necib Mahfuz’un, Antik Mısır dünyasını kadim metinlere, şiirlere dayanarak günümüz yaşantısıyla ustalıkla bir araya getiren birbirinden büyülü beş öyküden oluşan kitabı Mumyanın Uyanışı: Antik Mısır Hikâyeleri, Can Yayınları etiketiyle raflarda.

Arap edebiyatının en saygın romancılarından 1998 yılı Nobel Ödülü sahibi Necib Mahfuz’un, tarihî şahsiyetlere, kadim metinlere ve şiirlere dayanarak Antik Mısır dünyasını günümüzle bir araya getiren büyüleyici ilk dönem öyküleri, Mehmet Hakkı Suçin’in incelikli çevirisiyle okurla buluşuyor.

“Kutsanan Kötülük”, “Firavun Userkaf’ın Affı”, “Mumyanın Uyanışı”, “Sinuhenin Dönüşü” ve “Öteki Dünyadan Bir Ses” adlı beş öyküden oluşan kitaba adını veren öykü Mumyanın Uyanışı: Antik Mısır Hikâyeleri, mezarında rahatsız edilen bir mumyanın 20. yüzyıla öfke içinde uyanışını konu alıyor. 

Mumyanın Uyanışı’nda aynı zamanda ülkesinin görkemli geçmişine uzanan usta yazar, ihanete, sürgüne, açgözlülüğe ve hırsa odaklanıyor.

İnsanların hepsi yapraklı ağacın gölgesine sığınır ama kış gelip de kuraklık ve soğuk ağacı çırılçıplak bıraktığında, aynı insanlar onu gözünü kırpmadan terk eder.

“Mahfuz’un yazısındaki olağanüstü çeşitlilik gözlerimizi kamaştırmaya devam ediyor.”
The Washington Post

“Mahfuz, modern Arap edebiyatının en önemli yazarı.”
Newsday

Mumyanın Uyanışı: Antik Mısır Hikâyeleri / Necib Mahfuz
Çevirmen: Mehmet Hakkı Suçin
Yayınevi: Can Yayınları  
Dizi: Modern 
Tür: Öykü
Sayfa Sayısı: 72
Fiyatı: 110 TL 

Modern Japon hikâyeciliğin ustasından kült öyküler: Raşomon ve Diğer Öyküler

Wednesday, April 17, 2024

Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından Ryunosuke Akutagava, efsanevi yönetmen Akira Kurosawa’nın en önemli filmine de esin kaynağı olmuş “Raşomon” öyküsünün de yer aldığı kitabı Raşomon ve Diğer Öyküler‘le Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor.

İnsani ihtiyaçları ve kusurları ustalıkla ortaya koyan öykülerden oluşan derleme, okuru cadılar, haydutlar ve rahatsız edici olduğu kadar şaşırtıcı karakterlerle dolu efsanevi bir Japonya karanlığına sürüklüyor.

Henüz 35 yaşında iken hayatına son veren Japon hikâyeciliğinin usta kalemlerinden Ryunosuke Akutagava’nın, Japonya'nın kültürel çalkantılarını işleyen rahatsız edici öykülerden oluşan kitabı Raşomon ve Diğer Öyküler, Can Yayınları etiketiyle raflarda!

Ünlü Japon yönetmen Kurosawa’nın muhteşem filmine esin kaynağı olmuş “Raşomon” ve “Koruda” öykülerinin yanı sıra “Örümceğin İpi”, “Cehennem Tablosu” ve “Burun” öykülerinden oluşan kitap, insani ihtiyaçları ve kusurları ustalıkla ortaya koyuyor.  Akutagava, okuru cadılar, haydutlar ve rahatsız edici olduğu kadar şaşırtıcı karakterlerle dolu efsanevi bir Japonya karanlığına sürüklüyor… 

Hırsız olmak veya açlıktan ölmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalan yoksul bir adam, yağmurdan korunmak için toplu mezara dönüşmüş bir harabeye, Raşomon Kapısı’na sığınır. Orada, alacakaranlıkta, cesetlerin saçlarını yolan ihtiyar bir kadınla karşılaşır…

“İnsan onun en iyi eserlerini tekrar tekrar okumaktan asla bıkmıyor. Zarif ve sade üslubu gerçekten ürpertici bir görkeme sahip.”
Haruki Murakami

Raşomon ve Diğer Öyküler / Ryunosuke Akutagava
Çevirmen: Hüseyin Can Erkin
Yayınevi: Can Yayınları  
Dizi: Modern 
Tür: Öykü
Sayfa sayısı: 80
Fiyatı: 60 TL  

Rus edebiyatı üzerine yazılmış en komik kitap Ecinniler, Can Yayınları etiketiyle yeniden raflarda!

Tuesday, April 16, 2024

Elif Batuman, Amerika’da “2010’un En İyi Kitapları” listelerinde yer alan ilk kitabı Ecinniler’de, özyaşamöyküsü, gezi günlüğü, deneme, eleştiri ve inceleme biçimlerini incelikle iç içe geçirerek Puşkin’den Platonov’a kadar en sevdiği Rus yazarların izini sürüyor. Büyük edebiyatçıların eserlerinden yaptığı okumaları, onların hayatlarının hüzünlü ve komik hikâyeleriyle ustaca birleştiren yazar, hayata dair mühim soruların yanıtlarını arıyor.

Elif Batuman, Amerika’da “2010’un En İyi Kitapları” listelerinde yer alan ilk kitabı Ecinniler’de, özyaşamöyküsü, gezi günlüğü, deneme, eleştiri ve inceleme biçimlerini incelikle iç içe geçirerek sadece entelektüel birikimini değil, aynı zamanda “Rus edebiyatı ve okurlarıyla maceralar”ını aktarıyor. Yeri geliyor Tolstoy’un atalarının malikânesindeki olası bir cinayeti araştırmasını izliyoruz, yeri geliyor Stanford, İsviçre ve St. Petersburg’a doğru yol alıyor, Puşkin’in Kafkasya’daki gezintilerinin izini sürüyor; eski Özbekçede neden ağlamak fiili için yüzlerce farklı kelime bulunduğunu öğreniyor ya da Neva Nehri’nin üzerine inşa edilen 18. yüzyıldan kalma bir buz sarayını görüyoruz.

Aşk ve roman, tarihte birey, yüksek lisans öğrencisinin varoluşsal krizleri: Hepsi Ecinniler: Rus Edebiyatı ve Okurlarıyla Maceralar’da yerini buluyor. Puşkin’den Platonov’a kadar en sevdiği yazarların izinden giden Batuman, büyük edebiyatçıların eserlerinden yaptığı okumaları onların hayatlarının hüzünlü ve komik hikâyeleriyle ustaca birleştirerek hayata dair mühim soruların yanıtlarını arıyor.

“Ecinniler, Rus edebiyatı ya da yüksek lisans üzerine yazılmış en komik kitap olabilir. Sayfaları bir bir okurken bazen öyle eğleniyorsunuz ki Batuman’ın doğal kalemi ve zekâsına imrenmeyi bile unutuyorsunuz. Kuşağının en iyi yazarlarından biri olduğunu belirtmeye gerek bile yok.”
Benjamin Kunkel

Ecinniler: Rus Edebiyatı ve Okurlarıyla Maceralar / Elif Batuman
Çevirmen: Sabri Gürses
Yayınevi: Can Yayınları  
Dizi: Çağdaş 
Tür: Deneme 
Sayfa Sayısı: 304
Fiyatı: 240 TL 

Tarih boyunca her kültürde insan etiyle beslenen canavarları mercek altına alan “Ölü Yiyiciler” Ayrıntı Yayınları’ndan raflarda

Tuesday, April 16, 2024

Akademisyen yazar Kevin J. Wetmore Jr.’ın, dünya üzerindeki her kültürde kendine bir yer bulan insan yiyen canavarlara dair anlatılara odaklanan araştırması Ölü Yiyiciler, Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı. Çalışmasında mitolojiden çağdaş popüler kültüre uzanan Wetmore, ustalıkla kaleme aldığı kitabında hortlaklar, yamyamlar, zombiler, vampirler, gulyabaniler gibi ölü yiyen tüm şeytani yaratıklar hakkındaki mitleri ve hikâyeleri inceliyor. Ölüm ve beden algısı, ölü bedenle ilişki içerisinde olmanın bir tabu olması gibi konulara ve bu canavarlarla ilgili anlatıların insanları dehşete düşürmesinin sebeplerine de değinen Ölü Yiyiciler, ceset yiyenlerin insan doğasına ve en derin korkularımıza dair pek çok şey öğretebileceğini ortaya koyuyor.

Ayrıntı Yayınları’nın Sanat ve Kuram Dizisi’nden çıkan Kevin J. Wetmore Jr. imzalı Ölü Yiyiciler – İnsan Yiyen Canavarlar Hakkında Mitler ve Hikâyeler’i dilimize Selin Kurugül çevirdi.

Dünya üzerindeki her kültürde, insan yiyen canavarlara dair anlatılara tanık oluruz. Grendel’den ortaçağda bir yamyam olan Sawney Bean’e; antik İran’daki gulyabanilerden Teksas Katliamı’na kadar, bu varlıkların insanları yediği her hikâye, evrensel ve bir o kadar da korkutucu nitelikler taşır. Bu kitapta Kevin J. Wetmore Jr., hortlaklar, yamyamlar, wendigolar ve insan etiyle ziyafet çekmeyi seven diğer varlıklar da dahil olmak üzere ölü yiyen canavarların tamamına yer veriyor. Mitolojiden başlayarak tarihe ve çağdaş popüler kültüre yönelen Wetmore, antik Yunan tanrılarının insanlarla beslenme hikâyelerinden Tibet’teki gökyüzü cenazelerine; Zerdüştlükten modern toplumlardaki gerçek yamyamlık vakalarına kadar görünüşte insanlık dışı olan bu eylemleri inceleyerek Ölü Yiyiciler’de, ceset yiyenlerin bizlere insan doğası ve en derin korkularımıza dair pek çok şey öğretebileceğini ortaya koyuyor.

“Wetmore, temel bir geri dönüşüm niteliğinde olan yamyamlığın etkileyici hikâyesini kaleme almış. Bir canlının kendi türünü yemesinin tabu olan bu tarihi, görmezden gelinemeyecek ya da hafızalardan silinemeyecek bir enkaz niteliğinde. Eser iki boyutlu; yalnızca bizlerde kalıtsal olarak bulunan yenme korkusunu değil, aynı zamanda kendimizin de birer yamyam olma potansiyeline dair kaygımızı da irdeliyor. Yenip yutulması gereken bir tiksinti ziyafeti, huzursuzluk yaratan bir söylev.”
Del Howison, ödüllü editör, Dark Delicacies’in sahibi

Ölü Yiyiciler – İnsan Yiyen Canavarlar Hakkında Mitler ve Hikâyeler, raflarda ve internet satış sitelerinde!

Ölü Yiyiciler – İnsan Yiyen Canavarlar Hakkında Mitler ve Hikâyeler / Kevin J. Wetmore Jr.
Orijinal Adı: Eaters of the Dead Myths and Realities of Cannibal Monsters
Çevirmen: Selin Kurugül
224 Sayfa
190 TL


Erkeklerin olmadığı bir dünya hayali: Erkeksiz Kadınlar

Tuesday, April 16, 2024

İranlı yazar Shahrnush Parsipur, kadın özgürlüğünü tasvir ettiği için İran’da yayımlandıktan kısa bir süre sonra yasaklanan Erkeksiz Kadınlar kitabıyla İran toplumuna cesur bir pencere açıyor. Hayatla mücadele eden, birbirinden farklı beş kadının iç içe geçen hikâyelerini ustalıkla betimleyen yazar, okuru toplumsal cinsiyet, bekâret, ahlak, şiddet ve ilişkiler üzerine düşünmeye davet ediyor.

Çağdaş İran'daki yaşamın güçlü bir alegorisi olan Erkeksiz Kadınlar, Can Yayınları etiketiyle raflarda!

Çağdaş İran edebiyatının güçlü kalemlerinden Shahrnush Parsipur, Erkeksiz Kadınlar’da Tahran’ın eteklerindeki bir bahçede birlikte yaşamak için farklı hayatlardan gelen; aralarında orta yaşlı varlıklı bir ev kadını, bir fahişe ve bir öğretmenin de bulunduğu beş kadını ve iç içe geçen kaderlerini anlatırken aynı zamanda İran toplumuna cesur bir pencere açıyor.

Kadın özgürlüğünü tasvir ettiği için İran’da yayımlandıktan kısa bir süre sonra yasaklanan kitabında geleneksel İran cinsiyet ilişkilerine karşı protestosunu sürdüren yazar, okurları toplumsal cinsiyet, ahlak, ölümlülük, şiddet ve ilişkiler üzerine düşünmeye davet ediyor.

Yakın İran tarihinden izler taşıyan bu unutulmaz roman, toplumun dar sınırlarından kaçan kadınları betimliyor ve erkeklerin olmadığı bir dünyada yaşayacakları bir gelecek hayal ediyor.

“Parsipur cesur, yetenekli bir kadın ve hepsinden önemlisi büyük bir yazar.”
Marjane Satrapi

“Parsipur, bu büyüleyici, güçlü kısa romanda hem fabl hem de tartışma tekniklerini kullanarak geleneksel İran cinsiyet ilişkilerine karsı protestosunu sürdürüyor.”
Publishers Weekly

Erkeksiz Kadınlar / Shahrnush Parsipur
Çevirmen: Yıldız Uysal
Yayınevi: Can Yayınları  
Dizi: Çağdaş 
Tür: Roman 
Sayfa Sayısı: 104
Fiyatı: 110 TL 

Mahi Grand'dan göz alıcı bir Kafka uyarlaması: Akademi İçin Bir Rapor

Monday, April 15, 2024

Desen Kitap bayram hediyesini duyurdu. Franz Kafka’nın pek bilinmeyen, geride kalan öykülerinden “Akademi İçin Bir Rapor”unun çizgi roman uyarlaması raflarda yerini aldı. Pek bilinmeyen derken açıklamak gerek esasen. Kafka’yı sadece romanlardan ibaret sananlar için keşfedilesi öykülerindendir. Kafka okurları içinse en iyi öykülerinden biridir. Çok iyi öyküdür. Pek çok esere kaynaklık etmiştir. Söz konusu hayvanlarla bağ kurmak olduğunda referans olarak alınır. Aklıma gelen ilk örnek, Karen Joy Fowler’ın etkileyici romanı “Hepimiz Tamamen Kendimizi Kaybettik”in çıkış noktasıdır. Sevdiğim öykülerden biri olduğu için grafik roman uyarlaması güzel haber oldu. Öykü zaten iyi, tadımlık dosyası da çok iyi görünüyor. Çizimler ve renkler göründüğü kadarıyla öykünün ruhunu yansıtabilmiş. Bir an önce okumak için sabırsızlandırıyor. Daha fazla uzatmadan pası bültene aktarırken öyküyü ve uyarlamayı tavsiye etmeden geçmeyeyim. 

Özgürleşmenin yolu ille de insanlaşmadan mı geçiyor?

Çok yönlü Fransız sanatçı Mahi Grand'ın elinden çıkan Akademi İçin Bir Rapor, etkileyici çizimleri ve göz alıcı renklendirmesiyle okurun zihninde şimşekler çaktıran bir başkalaşım hikâyesi. 

Franz Kafka'nın pek bilinmeyen bir öyküsünden uyarlanan bu çarpıcı grafik roman, eskiden maymun olan bir adamın anı kırıntılarını takip ederek insanlık yolunda attığı ürkek adımları cesur çizgilerle buluşturuyor. 

İnsanın gerçekten isteyince, hele de çıkış yolu bulması buna bağlı olunca, nasıl kolay öğrenebildiğini gösteren kitap; başkalarının boyunduruğu altına girmenin kaçınılmaz sonuçları üstüne ince ince düşündürüyor.

Beş sene, takvim açısından bakıldığında o kadar da uzun bir süre gibi görünmeyebilir; ancak söz konusu süre bir maymun için düşünüldüğünde, zaman çarklarının tersine işlediği apaçık ortada!
Bugün artık o eski maymun gerçekliğime dönemesem de en azından tasvirimin ona uygun olduğuna şüphe yok.

Çok değil, henüz beş yıl öncesine kadar maymun olan bir ''adam'', yaşadığı muhteşem evrimi raporlamak üzere Bilimler Akademisi'ne davet edilir. Afrika'da yakalanıp kaçırılan maymun-adam, baş döndürücü bir çaba harcayarak bir insanın ortalama kültür düzeyine erişmeyi başarmıştır! Anlattıklarına göre insanların dünyasına girebilmek ve orada kendisini kabul ettirebilmek için olağanüstü bir mücadele vermiştir. Peki ama ne pahasına? Geçmişinden vazgeçmek ona özgür bir gelecek mi vadetmiştir, yoksa konforlu bir yaşamın kapılarını mı aralamıştır? Hele ki, cüzdan kalınlığının her kapıyı açtığı bir dünya düzeninde beyhude sayılabilecek böylesine bir çabaya ne sebep olmuştur? 

İnsanların zulmünden korunmak için çıkış yolunu ilkel benliğinden tamamen sıyrılıp uygar dünyanın bir parçası olmakta arayan bir maymunun muhteşem değişim ve dönüşümüne tanıklık ettiren bu sarsıcı kitap, ''manzaranın içinde eriyip kaybolmanın'' dayanılmaz çekiciliği hakkında nokta atışı tespitlerde bulunuyor.  

Okurları zaferle sonuçlanan insanüstü bir insanlık girişiminin kodlarını çözmeye davet eden Akademi İçin Bir Rapor, vahşi bir hayvanı ehlileştirme fikrinin ardında yatan duyguları bilinçaltının dehlizlerine dalarak keşfetmeye çağırıyor.

Hiçbir insanlık eğitmeni yeryüzünde benden daha ilgili bir öğrenci bulamazdı.

Akademi İçin Bir Rapor / Mahi Grand
Türkçeleştiren: Hasan Can Utku
Baskı Detayları: 128 sayfa
Satış Fiyatı: 349,00 TL

İlhami Algör’den yeni kitap: Aziz İnsanlık

Monday, April 15, 2024

Özlediğimiz kalemlerden İlhami Algör sürpriz bir kitapla çıkageldi. Bu kez kurgu dışı bir kitapla okuru selamlayan Algör’ün “Okumalar, Değinmeler” alt başlıklı “Aziz İnsanlık”ı İletişim Yayınları etiketiyle raflarda yerini alıyor.

İlhami Algör’ün Aziz İnsanlık adlı kitabı İletişim Yayınları tarafından yayımlanıyor. Algör’ün kitaplardan yola çıkıp bir metnin diğer metinlerle, yazarlarla ve okurlarla kurduğu ilişki üzerine düşünen yazılarının bir araya geldiği bu kitap, düşünceyle gündelik hayat arasındaki alışverişin sanılanın aksine daha kuvvetli olduğunu gösteriyor.

“Herkes hayat dediğimiz, sonraları tarih olan bir süzgeçten geçiyor. Kuşaklar arasında süzgeç farkı var. Acaba yazarın metinleri, tarihsel akışın neresine denk düşüyor, nasıl etkileniyor, düşünüş ve ifade biçimi nerelerden süzülüyor?”

Aziz İnsanlık'ta İlhami Algör'ün kitaplardan yola çıkıp bir metnin diğer metinlerle, yazarlarla ve okurlarla kurduğu ilişki üzerine düşünen yazıları bir araya geliyor. Bu yazılar, politikadan gündelik hayata, sinemadan tarihe geniş bir alana da uzanıyor sıklıkla. Kitapların temas ettiği her şeyle bir ilişki kuruyor. Böylece, düşünceyle gündelik hayat arasındaki alışverişin sanılanın aksine daha kuvvetli olduğunu gösteriyor: Üstelik sıkıcı olmadan, hayatın dışına, teoriye taşmadan, bir ayağını hep sokağın içinde tutarak...

Aziz İnsanlık / İlhami Algör, Bugünün Kitapları, 272 Sayfa, 210 TL

Fem Güçlütürk’ten bitkileri seven ve sevmek isteyen herkes için bir başucu kitabı Labofem: Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi

Thursday, April 04, 2024

Bitkilere ilgi duyuyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyor musunuz? “Kaktüsü bile öldürürüm ben!” diyenlerden misiniz? Öyleyse bu kitap tam size göre. Bitki uzmanı Fem Güçlütürk’ün kaleme aldığı, Mundi’den çıkan Labofem: Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi, bitkileri seven ve sevmek isteyenlere oldukça pratik çözümler sunan bir baş ucu kitabı.

Bitkiler dünyasının önde gelen isimlerinden; BeIN, YouTube, Neoskola gibi mecralarda bitki bakımı dersleri anlatan, atölyeler düzenleyen Fem Güçlütürk’ün kaleme aldığı Labofem: Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi, bitkileri seven ve sevmek isteyenlerin yardımına koşuyor. Mundi’den çıkan kitapta, özellikle saksı bitkileriyle ilgili birçok tüyo yer alıyor. Labofem: Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi’nde hangi bitkiye nasıl bakılmalı, hangi besin verilmeli, nasıl toprak kullanılmalı, en sık karşılaşılan sorunlar neler gibi birçok soruya yönelik pratik çözüm önerisi bulmak mümkün. Üstelik bu bilgiler, bir fotoğraf sanatçısı olan Güçlütürk’ün çektiği etkileyici fotoğraflarla desteklenerek bol görselli, renkli, eskimeyecek bir kaynak niteliğinde okuyucuyla buluşuyor.

Kurumsal hayattan doğaya dönüş
Fem Güçlütürk, yıllarca içinde bulunduğu kurumsal hayatı bırakıp doğaya dönen bir bitki uzmanı, Labofem markasının kurucusu. Muğla'nın Gökova bölgesinde bir köyde doğayı merkezine alan bir yaşam sürüyor. “Şehirli” insanın doğayla ilişkisini ilk elden bilen biri olarak, kitapta bitki yetiştirirken karşılaşılabilecek sorunlara yönelik somut öneriler getiriyor. Özellikle evde bakılan saksı bitkileri için gerçek bir rehber sunuyor. 

“Ne zaman ki hayatımıza yeni ithal bitkiler, boy boy kaktüsler, saksılar ve sosyal medyada içinde #jungle etiketi geçen gönderiler, baktıkça ağzımızın suyunun aktığı bitki dolu evlerden dekorasyon fikirleri girdi, işte o zaman durum ciddiye bindi! Sukulentler, tropikal, subtropikal bitkiler, akıllı saksılar, askılı saksılar, süpermarketlerin kasa yanında karşımıza çıkan renkli poşetler içinde çeşit çeşit torflar, topraklar, hangisini ne zaman ve niye kullanacağımız endişesiyle seçmeye çalıştığımız besinler derken kafalar iyice karıştı. Herkes kendine göre bir toprak karışımı önerdi. Birçoğu hezimetle sonuçlandı,” diyen Güçlütürk, kitabını şöyle anlatıyor: 

“Bu kitapta, ‘Bitkilerinizle konuşun, çakranızı temizleyin, doğayla bütünleşin,’ gibi muğlak kişisel gelişim ifadeleri yerine, aldığım aile ve okul eğitimi gereği bünyeme işlemiş daha nokta atışı, daha teknik tavsiyeler, kişisel merakımla araştırmalarımın ve yıllara dayalı tecrübelerimle harmanlanmış bitki bakımının ipuçlarını bulacaksınız.”

Labofem: Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi hem yeni başlayanlar hem de bitki bakımında yol almış olanlar için Güçlütürk’ün tecrübe ve tavsiyeleriyle şekillendirdiği gerçek bir rehber…

Labofem: Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi / Fem Güçlütürk
Tür: Bitki bakımı
Yayınevi: Mundi
Sayfa sayısı: 240
Fiyatı: 450 TL

Zaman, para değil hayattır! Öyleyse “Neden Çalışalım ki?”

Wednesday, April 03, 2024

Freedom Press tarafından hazırlanan ve Türkiye’de Tellekt etiketiyle yayımlanan Neden Çalışalım ki?: Boş Zaman Toplumuna Dair Savlar, çalışma kavramının tarihini, insanı masaya zincirleyen “iş kültürü”nü ve vaat edilen boş zaman toplumunu mercek altına alıyor. “Zaman, para değil hayattır!” mottosunu hatırlatan kitap, provokatif makale ve illüstrasyonlardan oluşan bir koleksiyon ve sarsıcı bir manifesto.

1886’da Londra’da kurullan anarşist yayınevi Freedom Press tarafından hazırlanan Neden Çalışalım ki?: Boş Zaman Toplumuna Dair Savlar, “Neden bazılarımız devasa otomatik üretim çağına girene kadar hâlâ çalışıyor, diğerleri ise işsizlikten açlık çekiyor? Vaat edilen dinlence toplumu nerede?” sorularına yanıt arıyor. Tellekt etiketiyle raflarda yerini alan kitap, 19. yüzyıldan günümüze yazar ve sanatçıların yazdığı; “iş”i, onun kapitalizm altındaki biçimini ve alternatif bir toplumun olanaklarını inceleyen provokatif makale ve illüstrasyonlardan oluşan bir koleksiyon. Kitap, William Morris ve Bertrand Russell gibi geçmişin önde gelen isimlerinin, David Graeber ve Juliet Schor gibi çağdaş teorisyenlerin katkılarını ve Clifford Harper ile prole.info'nun işyeri potansiyelleri ve tuzaklarına ilişkin resimli incelemeleri içeriyor.

Ücretli işçiliğin özünde ahlaki bir değerinin bulunmadığına ve her ne kadar uzak görünse de hayatın daha farklı yaşanabileceğine hatta yaşanması gerektiğine dair sarsıcı bir manifesto sunan kitap, “Zaman, para değil hayattır!” mottosunu hatırlatırken, modern dünyada köleliğe yer olmadığını vurguluyor.

Neden Çalışalım ki?: Boş Zaman Toplumuna Dair Savlar
Derleyen: Freedom Press
Çeviri: Begüm Berkman
Yayınevi: Tellekt  
Tür: Siyaset-Sosyoloji
Sayfa Sayısı: 304
Fiyatı: 220 TL


Édouard Louis’den kendini keşfeden bir annenin gerçek hikâyesi: Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri

Wednesday, April 03, 2024

Ülkemizde Eddy’nin Sonu, Babamı Kim Öldürdü ve Şiddetin Tarihi kitaplarıyla bilinen, günümüzün en etkili genç yazarlarından Édouard Louis, bu kez annesini anlatıyor. Louis, Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri’nde kırk beş yaşına vardığında isyan bayrağını çeken, arzuladığı gibi yaşamayı seçerek yavaş yavaş özgürleşen, sonunda kendini keşfeden bir kadının, kendi annesinin gerçek yaşam öyküsünü anıları üzerinden aktarıyor.

Bir kadının kurtuluşunun, anne ve oğulların, tarihin ve kalp kırıklığının, politika ve gücün hem yakıcı hem sempatik hikâyesini ustalıkla işleyen Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri, Can Yayınları etiketiyle raflarda!

Homofobiyi, ırkçılığı, egemenlerin zorbalığını, işçi sınıfını ve sosyal eşitsizliği odağına alan kitapları yirmiden fazla dile çevrilen genç yazar Édouard Louis, Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri’nde ilk üç kitabın aksine bu kez tamamen annesine odaklanıyor. 

Bir kadının hayatı, kısacası…

Louis, kırk beş yaşına vardığında isyan bayrağını çeken, arzuladığı gibi yaşamayı seçerek yavaş yavaş özgürleşen ve sonunda kendini keşfeden bir kadının, kendi annesinin hikâyesini anıları üzerinden anlatıyor. Fransız toplumundaki bir kadının bir sosyal statüden farklı bir sosyal statüye geçerken göğüs germesi gerekenleri tüm sancılarıyla ele alan yazar, okuru bu dönüşüme tanık ediyor. Çocukken farklı bir anneye sahip olma arzusuyla bugün onu her şeye rağmen özgür ve mutlu bir kadın olarak görme deneyimi arasındaki anlatısında hayatlarımızı yöneten zalim sistemleri ve onlardan kaçış olasılığını da ele almaktan kaçınmıyor – yine çekincesizce, yine güçlü bir şekilde.

Bu fotoğrafa bakarken dili yitirdiğimi hissettim. Onu bütünüyle özgür, tüm bedeniyle geleceğe doğru yol alırken görmek, aklıma babamla paylaştığı yılları, maruz kaldığı aşağılamaları, yoksulluğu, yirmi beşle kırk beş yaşları arasında, başka kadınlar hayatı, özgürlüğü, yolculuğu, kendini tanımayı tecrübe ederken, eril şiddet ve sefalet tarafından yaşamından koparılmış, neredeyse yok edilmiş yirmi yılı getirdi. Bu fotoğrafı görmek bu yok edilmiş yirmi yılın doğal bir şey olmadığını, ondan bağımsız dış güçlerin –toplum, erillik, babam– eylemlerinin bir neticesi olduğunu hatırlamamı sağladı, demek ki her şey başka türlü olabilirdi.

“Édouard Louis kendi kuşağının en önemli edebî seslerinden biri.”  The Guardian

Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri / Édouard Louis
Çevirmen: Ayberk Erkay  
Dizi: Çağdaş 
Tür: Roman 
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 80
Fiyatı: 90 TL 


Edebiyata öyküleriyle merhaba diyen Işıl Aydın, ilk romanı “En Uzun Yol” ile Kafka Kitap’ta!

Tuesday, April 02, 2024

“Cemal ve Soysuzluk” adlı öykü toplamıyla tanıdığımız Işıl Aydın, ilk romanı ile selamlıyor okurunu. Sekiz öykülük toplam ilk kitap için fazlasıyla iyiydi. Sesini bulmuş bir kalemle tanıştırmıştı bizi. Güçlü anlatımı, sürükleyiciliği , insan-doğa ilişkisine yaptığı vurgular ve fantastik öğeleriyle 2020’ye not düştüğüm kitaplardandı. Yeri gelmişken tavsiye de edeyim. Bu kez romanla gelmesine sevindim. Merak ve heyecanla bekliyoruz o halde diyerek pası bültene atıyorum.

Editörlüğünü Mahir Ünsal Eriş’in yaptığı “En Uzun Yol”, bir arayışın öyküsü. Yazarın gözünü budaktan sakınmadan kurduğu bu usta işi dünyanın her bir katmanından farklı tatlar alınacağı da aşikâr. Okurla beraber çıkılan bu yolculukta ağaçların gölgeleri, kırık faylar, mavi şehirler, sınırlar, bu yakalar, karşı yakalar okura eşlik ediyor. Şehirlerin içinden geçen karakterlerse izledikleri yolun ne heyecan verici olduğunu henüz kitabın başlarındayken açık ediyor.  

“Bu dünyaya ayrılmaya mı geldik? Bu dünyaya ayrılıp da mı geldik? Ana babalar kendi ana babalarından doğamadan mı bizim ana babalarımız oldular? Sahi bu dünyada kim kimdik? Sınır neredeydi? Ben nerede bitiyordum da öteki başlıyordu? Fay bu yüzden mi vardı? Mevsimler neden böyle çabuk dönmüş ve yine yaz gelmişti? Yoksa en uzun yol yaz mıydı?”

Hayatları altüst eden yıkıcı bir sarsıntının ardından seyri değişen çocukluk, bambaşka bir şehirde büyümeye doğru yeniden kuruluyor. Kabuk değiştiren hayatın içinde yeşeren dostluk önce bir kayıp, sonraysa uzun bir yolculuğa, bitimsiz bir arayışa dönüşüyor. Gerçek, ağaçların sesi, denizin kokusu, şehirlerin ve yolların büyüsü, kardeşlik ve dostluğun emniyeti arasından kendine yol açıyor.

Edebiyatın perdesini öyküleriyle aralayan Işıl Aydın, ilk romanı En Uzun Yol’da kulağını yere dayayıp yeryüzünün nabzını dinliyor, ağaçların gölgelerini tarayarak uzun yollara düşüyor, uzaktan mavi görünen şehrin içine kendi rengini katıyor. En Uzun Yol, bir arayışın öyküsü ve Aydın, gözünü budaktan sakınmadan, usta işi bu ilk romanla perdenin üzerine hiç kapanmayacağının teminatını veriyor.

Işıl Aydın, 1983’te Yalova’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra dünyanın farklı coğrafyalarında, birçok ülkede yaşadı. İngilizce ve İspanyolcadan kitap çevirileri yaptı. 2020 yılında Cemal ve Soysuzluk adlı ilk öykü kitabı yayımlandı.

En Uzun Yol / Işıl Aydın
Yayınevi: Kafka Kitap
Sayfa Sayısı:99
Fiyatı:110 TL


Merve Köken’in kaleminden Türk epigrafisi, duvar yazıları ve anıtlarıyla "Türk Sanatı"

Tuesday, April 02, 2024

Kayıp Kitaplar Kütüphanesi dizisine verdiği emek ve “Türk Mitolojisi” kitabıyla tanıdığımız Merve Köken yine meraklandıran kitapla okur karşısında. “Türk Sanatı”nı da aynı ilgiyle okuyacağız diyerek dikkat çekip pası bültene atıyorum.

Orta Asya Türk toplumu, en eski, en köklü uygarlıklardan biri… Peki yaşadığımız toplumun kültürüne dair her şeyi biliyor muyuz? İslamiyet öncesi Türk toplumunda, bu topraklarda neler oluyordu? Sanat; bir toplumun kültürüne, yaşayışına, refahına dair çok fazla ipucu içerir, o sanatı doğru okumasını bilenlere… Atalarımızın duygu ve düşüncelerini öğrenmeye hazır mısınız? Araştırmacı, edebiyatçı ve sanat tarihçisi Merve Köken’in çok yalın bir dille kaleme aldığı Türk Sanatı Karakarga Yayınları’ndan çıktı!

Arka Kapak Yazısı:
Türk Sanatı, Orta Asya bozkırlarında yaşamını sürdüren Türklerin doğayla, Şamanizm’le, göçebe kültürleriyle, savaşçı yapılarıyla, Gök Tanrı diniyle paralel hayatlarının bir yansımasıdır.

Avrasya Hayvan Üslubu nasıl oluştu?
Kurganlardan neler çıkarıldı?
Türk heykel sanatının ilk örnekleri hangileriydi?
Türklüğü tüm dünyaya tanıtan Türk epigrafisi, duvar yazıları ve anıtlarıyla günümüz modern Türk sanatının ilk tohumları Orta Asya’da nasıl atıldı?

Türk Sanatı / Merve Köken
Eser Alt Başlığı: Gök Tengri’den Gök Kubbeye 
Türü: Araştırma
Yayınevi: Kara Karga Yayınları
112 Sayfa
110 TL

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template