♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

American Housewife : En İyi Ev Hanımı Olmak İçin…

Çocuklar, eş, ev işleri, alışveriş ve sosyal ilişkiler derken kendine zaman ayıramayan kadınlar son dönemde film ve dizilerin popüler konularından biri oldu. Çalışan annelerin tüm bunlara yetişememesi komedilere malzeme olurken önemli bir tabuya da ucundan değinmiş oldu. Anneler de isyan edip her şeyi koyverebilir ve dağıtabilir. Bunun alternatifi de başka bir kavram ile komedinin alt türüne yol açtı: Ev babaları. Artık emekli olunca evinde rahatına bakmayı düşleyen erkeğin hayalleri yıkılıyor ve çocuklarla ilgilenen bir ev babası olarak buluyor kendisini. Neyse, o başka bir yazının konusu… Biz ev annelerine dönelim ve Otto ailesini tanıyalım…

ABC’nin yeni sitcomu American Housewife, seyircisini Otto ailesiyle tanıştırıyor. Hepsi birbirinden cins üç çocuğu ve kocası ile mutlu ama yorucu bir yaşamı omuzlayan, banliyösünün en kilolu ikinci kadını olan Katie Otto ile tanışıyoruz. Sonra da aile fertleriyle: Pek bir şeye karışmayan, rahatına düşkün öğretmen eşi Greg, serpilip genç kadına dönüşünce değişen kızı Taylor, zengin olma hedefine erkenden odaklanan oğlu Oliver ve hastalık hastası kızı Anna-Kat… Her biri ayrı alem ve Katie hepsine birden yetişmeye çalışıyor. Bu da dizinin konusunu oluşturuyor.

Otto ailesi kızları Anna-Kat’in en iyi eğitimi almasını sağlayacak okul sebebiyle zengin bir muhitte yaşıyor ve bu durum Katie’nin en sinir olduğu şeyleri de beraberinde getiriyor. İncecik dal gibi görünen, ellerinde diyet içecekleriyle birbirinin kopyası olan banliyö kadınlarının rahatlığı onda yok çünkü… Aşçısı, temizlikçisi ve çocuk bakıcıları sayesine ayrı ligde oynuyor onlar. Bu kadar rahat olmalarına sinir oluyor Katie… Kilolarıyla barışık. Nasıl olmasın, kocası onu seksi buluyor ve her boş anda istiyor. İlk bölümde bu temelleri atan ve karakterlerini tanıtan dizinin sonrası da Katie’nin her şeye yetişme çabasını işliyor. İlk bölümde karşıdaki evi kendisi gibi kilolu birinin alması için mücadele veriyor. Sonraki bölümlerde de hayati önem taşıyan uyku ihtiyacının peşinde koşturuyor. Kısacık bir an bulup kestirmek istiyor. En iyi ev hanımı olmak için neler yaptığını da anlatıcı olarak dillendiriyor.

11 Ekim Salı akşamı ekran macerasına başlayan ABC’nin sitcomunun “Spin City” kadrosunda pişerek ilk dizi denemesine girişen Sarah Dunn. Oyuncu kadrosu da tanıdık simalardan oluşuyor. Katie’yi canlandıran isim “Mike & Molly”de Molly’nin çatlak kız kardeşi olarak sivrilen Katy Mixon. Mixon’a ilk başrolünde eşlik eden isimse tv dizilerinde 30 yılı deviren Diedrich Bader. Daniel DiMaggio, Julia Butters, ileride adını sıkça duyacağımız Meg Donnelly, Carly Hughes ve Ali Wong da çekirdek kadronun tamamlayıcıları. Mixon ve Bader’in kimyaları tutmuş ve çocuklarla aralarında uyumu da yakalamışlar. Başarılı bir pilotla kendini gösteren dizi izleyicilerden beklenen karşılığı bularak kanalı memnun etti. Dördüncü bölümün yayınlanmasının ardından tam sezon onayı alarak 22 bölüme uzadı.

Çok iddialı olmayan dizinin beklenenden iyi başlamasında Katy Mixon’un sempatikliğinin payı büyük. Bu sempati dizinin bütününe de yansıyor ve yeni sitcomlar arasında sivrilmesini sağlıyor. Bilindik konusu ve tiplemeleriyle yeni bir şey sunmasa da sıkılmadan bitirilen bölümler sunuyor. Dizinin sorunuysa, niye izlemeli sorusuna şimdilik verecek bir yanıtının olmaması. Sempatiklik de bir yere kadar ne de olsa… Komedi ve eğlence dozunun giderek yükselmesi gerekiyor. Bu konuda da umut vaat ediyor. Karakterler oturdukça kadronun uyumundan iyi işleyen bir komedi makinesi görmemiz sürpriz olmaz. Ama o zaman gelene kadar izlense de olur izlenmese de…


Share this:

Post a Comment

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template