♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Ratter : Biri Bizi Gözetliyor

Çağ internet çağı ve herkesin kimliği apaçık ortada. Facebook, twitter, instagram, e-mail başta olmak üzere birçok hesapla her şeyimizi herkes görebiliyor. Telefonlar akıllandı, laptopların yerini tabletler aldı ve hepsinde kamera olunca gözetlenmek de daha kolay hale geldi. Hal böyle olunca son teknolojinin kâbusu da bu hesapların hacklenmesi. Bir hackerın bu hesaplara erişebilmesi, hakimiyet kurabilmesi neredeyse her şeyi yapabilmesini sağlıyor desek yeridir. 2015 yapımı bağımsız gerilim “Ratter” işte bu kâbusu anlatıyor.

“Ratter” bir ilk film. Branden Kramer’in ilk filmi. Senaryoyu da kotaran Kramer, ilk adımı da aynı konuyla atmış. Dört yönetmenli sekiz dakikalık 2012 yapımı kısa film “Webcam”, Mart 2010’da gerçekleşen bir olaydan yola çıkılarak çekilmiş. California’da gerçekleşen olayda 31 yaşındaki bir hacker gözetlediği genç kadını kaçırmış. Kısa filmin senaryosunu yazan Kramer, projeyi daha da geliştirerek uzun metraja dönüştürmüş ve teknolojinin kötü niyetle kullanıldığında insanın başına ne işler açabileceğini anlatmış. Filmin dikkat çekmesini sağlayan ise oyuncu kadrosu olmuş. “Pretty Little Liars”ın yıldızı Ashley Benson gözetlenen kızımızı oynarken ona “How to Get Away with Murder”ın Asher’ı Matt McGorry, Rebecca Naomi Jones ve Alex Cranmer eşlik ediyor.

Emma ile tanışıyoruz. Sevgilisinden yeni ayrılmış, New York’ta taze bir başlangıç yapmaya çalışan öğrenci kızımız üniversite okuyor. Tek başına yaşıyordur ama çok geçmeden gariplikleri fark etmeye başlar. Garip telefonlar, hesaplarındaki gariplikler, mesajlarında eksikler derken birinin onu izlediğini düşünmektedir. 

Mütevazi bir korku gerilim filmi olan “Ratter” izleyicisini hackerın gözünden anlatıyor. Kramer, buluntu film formülünü kullanıyor. Gündelik yaşamı, üniversitede dersleri, arkadaşları ve annesiyle olan konuşmaları derken çoğunlukla evin içinde Emma’yı izliyoruz. Senaryonun zaafları da burada başlıyor. Emma’nın çok sıradan bir karakter ve sıradan bir tip olması filmi sıradanlaştırırken izlemeyi de zorlaştırıyor. Sarışın afet Ashley Benson’un varlığı ile heyecan yaratan film, oyuncusunu saç rengi başta olmak üzere tipini de değiştirerek kullanmış. Bu sıradanlığın yarattığı ilk darbenin devamı da işleyişle geliyor. Beklendiği gibi çıplaklık, frikikler falan yok. Cinselliği elinin tersiyle iten yönetmen şiddet ve korku konusunda da aynı ürkeklikle hareket ediyor. Hackerının yüzünü göstermemesi doğru tercih olsa da varlığının yarattığı tehdidi işleme konusunda da aynı ürkekliği gösteriyor. Birinin gözetlenmesinin yeterince korkuttuğunu düşünerek seyircinin Emma ile özdeşleşmesini bekliyor. Bu tercih korku gerilim bekleyen izleyicinin filmden uzaklaşmasını sağlıyor. 80 dakikalık film korkutmuyor, germiyor, Emma’nın durumunu dramatize ediyor. Salt tek cümleyle özetlenebilecek olay evet korkutucu ama sadece o kadarla kalıyor yönetmen. Hackerın izlemekle kalmayacağı harekete geçeceğini hissettirmekten de uzak kalınca hayli sönük bir final yapıyor Ratter.

Prömiyerini yaptığı Slamdance Film Festivalinde pek beğenilmese de herkesi teknolojik kâbus üzerine düşünmeye teşvik ederek yılı festivallerde geçirmiş bir film. Konuyu ve Benson’un varlığını görünce heveslenen izleyicilerde hayal kırıklığı yaratıyorsa da gerçek olaydan yola çıkılmış olması ve örneklerin yıllar içinde çoğalacak olması dolayısıyla yine de seyircisini etkiliyor. Ne kadar kötü film olursa olsun filmde konu edilen olaylar her an herkesin başına gelebilecek denli ürkütücü. Tüm kimliğini, benliğini internet üzerinden paylaşan insanların kapısında bekleyen bu düşmandan sakınmasında fayda var…

Share this:

Post a Comment

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template