♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Kill Command : Yapayların Talimi

Bilim Kurgu filmlerinin en sık kullandığı teoriye göre, günün birinde robotlar insanlardan daha zeki olduklarını fark ederek harekete geçecek ve hükmetmek için adımlar atacak. İnsanlığın kıyameti de bu yolla gelecek. Bu senaryo üzerine çekilmiş filmler türün bel kemiğini oluşturuyor. Her biri farklı bir evreyi mercek altına alan öncüllerine göre daha mütevazı bir film bugünlerde bolca izleniyor. 2016 yapımı İngiliz işi Kill Command bu kıyametin ilk adımlarına odaklanıyor.

Filmin yaratıcısı görsel efektçi Steven Gomez ilk uzun metrajına soyunmuş aynı zamanda. Tv ve video yapımlarında görev alan Gomez, 1996’da çektiği kısa filminin ardından ikinci işiyle karşımızda. Bilim kurgu özlemi çeken izleyicilerin dikkatini çeken yönetmen, senaryoyu da kendisi kotarmış. Çekimleri 2014 yılında tamamlanan filme ancak iki yıl sonra son şeklini verebilmiş. Oyuncu kadrosunu da tanıdık simalardan oluşturmuş. Vanessa Kirby, Thure Lindhardt, David Ajala, Bentley Kalu, Tom McKay, Osi Okerafor, Mike Noble ve Kelly Gough’a robotlar eşlik ediyor.

Yakın bir gelecekteyiz... Askeri bir eğitim için hazırlıklar yapan yedi kişilik bir ekiple tanışıyoruz. Onlara bir de yarı robot Mills ekleniyor ve ekimiz eğitim talimi için yola çıkıyor. Issız bir adaya havadan iniş yaparak hazırlanıyor ve tabletlerindeki bilgilerle göreve başlıyorlar. Eğitim tatbikatının amacı, yeni icat edilmiş olan robotların yapay zekasını test etmek ve gelişimlerini sağlamak. Daha önce defalarca bu görevde bulunduklarını anladığımız ekip bu kez bir değişiklik olduğunu fark edince olaylar kontrolden çıkıyor.

Hangi zamanda ve nerde olduğumuzla hiç ilgilenmeyen bir film Kill Command. Issız bir adayı mesken tutuyor ve az insanla kuruyor öyküsünü. Ne geçmişi ne de geleceği bilmemizi istemiyor. Bir labaratuvar sahnesi ile askeri tesis dışında dünyayı da popülasyonu da hiç kullanmıyor. Tıpkı ekip gibi her şeyin ortasına düşmemizi istiyor Gomez. Bunu da başarıyor. Tam ortasına düştüğümüz eğitim talimine bolca vakit ayırarak aksiyonu işlerken akıllara “Preadator”u getiriyor. Sonrasında da “Alien”la başlayan uzun bir liste ile her öncülünü hatırlatıyor neredeyse. Özgün olmak gibi bir derdi olmadığını anlıyoruz. Bir görsel efektçi olarak mekanı, atmosferi ve robotları yaratıp oyuncularla aynı kaba koyup çalkalamış hepsi bu. Kötü oyunculuklar, klişe diyaloglar ve karakterlerle bir şeyler anlatmaya çalışıyorsa da nafile. Yeni bir şey denemeden, risk almadan olanları kullanarak basit bir karma yaratmayı seçmiş. Bu seçimi sayesinde de daha çok bir dizinin ilk bölümü gibi duruyor. Bir türlü atmosferi kuramayan Gomez, seyircisini bir türlü filmin içine sokacak hamleyi yapamıyor. Ne heyecan, ne gerilim ne de aksiyon... Ne yapsa etkisiz... Elde hiçbir şey olmayınca da mantık hataları daha da göze batar hale geliyor ve tempo sorunu sayesinde daha yarısına gelmeden eziyete dönüşüyor. 

Robotların yaratım sürecine daha fazla mesai harcadığı belli olan yönetmenin senaryosundaki zaafları görmemesi türün fanatiklerini kızdıracak düzeyde. Robotların giderek gelişim göstermesinin altını bir türlü dolduramıyor. İşin görseline bu kadar odaklanmak yerine konuyu biraz daha derinleştirebilse en basit anlatımla “Terminator” serisinde konu edilen o meşhur “makinelerin yükselişi” vakasına milad olabilir ve serinin önüne de konuşlanabilirmiş. Bir kaç numarayla robotlarını da T serisinin ataları haline getirebilirmiş ama onun yerine işi ucuz Predator çakması haline getirmeyi tercih etmiş.

Mayıs ortasından itibaren seyirciyle buluşan film türün hayranlarını da ikiye bölmüş durumda. İnternet çağında film izlemeye başlayan ergenlerce kült potansiyeli taşıdığı düşünülerek övgüler de alıyor, görsellikten ibaret bir balon yergileri de... Özellikle 99 dakikalık süresiyle fazla uzun görünen Kill Command, bilim kurgu sevenleri bu süre ile sınayarak yapay bir talime zorluyor.

Share this:

Post a Comment

 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template