♫ ♪♫ ♪•♫♪ 2006'dan bu yana Film, Dizi, Müzik ve Kitaplar üzerine Yazılar Diyarı... ♫ ♪♫ ♪ ♫ ♪♫

Theodora Kürt Tiyatrosu'nda

Cuma, Kasım 30, 2012
Tiyatro yazarı Haşmet Zeybek'in Theodora adlı oyununu yönetmen ve oyuncu Aydın Orak Kürtçeye çevirdi. 
Peri Yayınları'ndan çıkan tiyatro oyunu Theodora, kitapçılarda yerini almaya başladı.

Mimus oyunlarından oluşan kitap Theodora'nın tiyatroyla imtihanını ele alıyor. Haşmet Zeybek'in Theodora üçlemesinin ilk oyunu olan kitap, Kürtçe'nin kurmanci lehçesiyle yayına hazırlandı. Aydın Orak daha önce Yaşar Kemal'in Teneke, Gogol'un Bir Delinin Güncesi, Henrik İbsen'in Nora oyunlarını Kürtçe'ye çevirmişti.

Oyunun tanıtımından: Babil, Sümer, Mısır, Anadolu da yoğrulur fısır fısır, Olimpos’a gelirler, olurlar on iki ölmezler. Yüz kilometre aşağıda da, bizim Erdemitliler, yani yirmi altı ölümsüz kahraman. Böylece, sarsılmaz Zeus düzeni de çözülür. İzmir’de ise artık herkes insan, burada herkesin mücadelesi doğayla. Doğa filozofları dönemi; Tales’le başlayan bu dönem, üç kuşak, on beş filozof, Aristoteles’le biter. İstanbul’da tanrılar tekleşir, gökyüzüne yerleşir. 


David Vann, İstanbul’a Geliyor!

Cuma, Kasım 30, 2012
O, çocukluğunu Alaska’da geçirdi. Anlattıklarına bakılırsa tahmin edebileceğimizden çok daha ıssız ve yalnız bir coğrafyaydı bu… İnsanı kolayca verilemeyecek kararlar konusunda yüreklendiriyordu… On üç yaşındaydı ve bir gün, babasının annesiyle yaptığı bir telefon konuşmasına şahit oldu. Adam, kadına “sensiz yaşayamıyorum” diyordu. O yaşta bir çocuk için bile esaslı bir klişe! Neden sonra babasının elindeki silahı gördü, silah şakağa dayandı ve ateş aldı!

David Vann, 06-07 Aralık 2012 tarihleri arasında İstanbul’da olacak…

Yukarıda yazanlar iyi kurgulanmış bir hikaye gibi dursa da bunlar David Vann’ın yaşadığı gerçekler! Üstelik bu onun garip tesadüfler ve ölümlerle örülü hayatı için sadece bir başlangıç…

İlk romanı Caribou Adası’yla tanıdığımız David Vann, yıllarca yayımlatamadığı kitaplarının Avrupa’da keşfedilip heyecan yaratmasından sonra bir efsaneye dönüştü. Gerçekler ve hayal ürününün iç içe geçtiği romanın sürpriz sonu, romanı unutulmazların arasına yerleştirmişken kısa süre önce de yazarın öykülerini topladığı “Bir İntihar Efsanesi” kitabıyla tanıştık.

Sıra, bu olağanüstü kitapların yaratıcısıyla tanışmaya geldi! 06 Aralık 2012, Perşembe günü İstanbul’a gelecek olan Vann, iki gün süreyle okurları ve Türk basınıyla buluşacak. İşte yazarın Avrupa’da fırtınalar koparan ve dilimize de çevrilmiş iki kitabı hakkında küçük hatırlatmalar:

Baba intihar eder ve çocuk görürse…
… bu her şeyi değiştirir! Dramların içeriği değişse de hepimiz için ortak iki sonuç doğuruyor: Altında ezil ya da bundan güç al. David Vann, küçük bir çocukken babasının ölümünü saniyesi saniyesine izleyen biri olarak “dramdan güç almış”a benziyor. Ancak elbette bıraktığı izleri inkar etmek mümkün değil, Caribou Adası’nda bu tuhaf itici gücün varlığını hissedebiliyorsunuz… Tıpkı kısa bir süre sonra yayımlanacak olan “Bir İntiharın Efsanesi”nde resmen tanışabileceğiniz gibi!

David Vann, ölünün diriye yaptırdıklarının anıtı, muhteşem bir yazar…

Caribou Adası, otobiyografik özellikler taşıyan bir “ilk” roman. Henüz 13 yaşındayken babasının gözleri önünde kendini öldürüşüne tanık olan David Vann, bu olayı farklı bakış açılarından dokuz öyküde toplamıştı. Legend of a Suicide (Bir İntiharın Efsanesi) adlı bu öykü kitabı, bir anlamda Caribou Adası’nın öncüsüydü; çünkü yazar bu romanında, daha önce yazdığı öykülerdeki bazı kişilere ve olaylara da yer veriyor.

Alaska’nın ıssız bir bölgesinde yaşayan Gary ve otuz yıllık eşi Irene, Kaliforniya’dan ayrılıp buraya yerleşmişlerdir. Oğulları ve kızları yuvadan uçup kendi yaşamlarını kurduktan sonra, ömür boyu sorunlar ve doyumsuzluklarla boğuşan Gary, Alaska yakınındaki bir adada kendi elleriyle bir kütük-kulübe yapmayı kafasına koyar. Temeli bile olmayan, sıfırdan yapacakları bu ev, karı-kocanın ortak çalışmasıyla gerçekleşecektir. Ne var ki, Irene bu kulübe takıntısının ardında Gary’nin kendisini terk etme planı olduğundan kuşkulanır ve bu kuşku giderek fiziksel bir hastalığa dönüşür.

Simgesel açıdan bir beraberliğin kurtarılması çabasını irdeleyen roman, fonda Alaska’nın haşin ama harika coğrafyasını yansıtırken, aşkı, acıyı, umudu ve umutsuzluğu yalın, akıcı bir dille anlatıyor. Romanın en çarpıcı tarafı ise şüphesiz öngörülemeyen ve büyük bir şaşkınlık yaratan finali şüphesiz!

Bir İntihar Efsanesi!

“Jim tekrar Roy’un yanına oturup onu seyretti. Hâlâ aynıydı, tamamen aynı. Biraz öteye fırlayan 44’lük Magnum’u eline aldı. Namluyu kendi kafasına dayadı, fakat indirip manyak gibi gülmeye başladı. Kendini öldüremiyorsun bile, dedi kendi kendine yüksek sesle. Sadece kendini öldürme oyunu oynuyorsun. Önündeki elli yıl boyunca ayık kalıp her dakika bunu düşüneceksin. Senin payına düşen bu.”

Hayatta herkesin payına düşen acı vardır. Ölüm başı çeker. Hele insanın yaşamına farklı bir yoldan girdiyse... İntihar eden babaya duyulan özlem, sadece öfke duygusuyla bastırılabilir. Ne hesap sorulabilir ona, ne de anlamaya çalışılır. Ama gün gelir, yazar, alıp kalemi eline bedel ödetir bırakıp gidene; altından kalkamayacağı bir acı yükleyerek...

Bir İntihar Efsanesi, Caribou Adası’yla tanıdığımız Amerikan edebiyatının genç yıldızı David Vann’ı dünya çapında üne kavuşturan kitap. Gerçekle kurmacanın çok ince bir çizgiyle ayrıldığı, insanı, farkına varmadan ya da varmak istemeden alıp götüren öyküler...

“Bir İntihar Efsanesi, adının vurguladığı gibi kişisel bir mitosu irdeleyerek, dağılmış bir ailenin geçmişine uzanıyor, o geçmişi yeniden sorguluyor ve yeniden kurguluyor.” 
Stewart O’Nan, Kayıplar İçin Türküler’in yazarı

DAVID VANN, 1966’da Alcut Adaları’nda doğdu ve çocukluğunu Alaska’nın Ketchikan şehrinde geçirdi. 13 yaşındayken babası intihar eden David Vann bu olayın altında ezilmedi, tam tersine onu yaşama tutunmak için bir çıkış noktası olarak aldı ve Legend of a Suicide (Bir İntiharın Efsanesi) adlı ilk kitabında bu intiharı işledi. Ama 12 yıl boyunca hiçbir yayınevi onun kitabıyla ilgilenmeyince David Vann denizciliği seçti, kaptan ve tekne yapımcısı oldu. Oysa aynı kitap günümüzde edebiyat çevrelerinde büyük ilgi uyandırarak Fransa’daki Médicis Ödülü dahil 10 büyük ödül kazandı ve New Yorker Kitap Kulübü’ne seçildi; bir bölümü Türkiye’de geçen A Mile Down: The True Story of a Disastrous Career at Sea (Bir Mil Ötede: Denizde Talihsiz Bir Mesleğin Öyküsü) adlı anı kitabı çoksatarlar arasına girdi; Last Day On Earth: A Portrait of the NIU School Shooter, (Dünyadaki Son Gün: NIU [Kuzey Illinois Üniversitesi] Katili Steve Kazmierczak’ın Portresi) adlı kitabıyla AWP Kurgu-Dışı ödülünü kazandı. David Vann, profesör olarak San Francisco Üniversitesi’nde ders vermekte, ayrıca Esquire, Outside, Men’s Journal dergileri ve Sunday Times gazetesi için düzenli olarak makaleler yazmaktadır. Son kitabı Dirt (Pislik) 2012’de yayımlandı.


Yeni Video: R.E.M. "That Someone Is You"

Perşembe, Kasım 29, 2012
REM
Geçtiğimiz yıl dağılan alternatif rock efsanesinin son albümünden bir video klip daha yayınlandı. Blue'da olduğu gibi klibin yönetmeni James Franco... Yönetmekle kalmayan oyuncu aynı zamanda kamera karşısına geçmiş ve Grease filmine selam çakmış...



Yeni Video: Tegan And Sara "Closer"

Perşembe, Kasım 29, 2012
Kanadalı kız kardeşler Tegan and Sara, 29 Ocak'ta yayınlayacakları "Heartthrob"tan ilk şarkıyı kliplendirdi. İkilinin yedinci stüdyo albümü 10 şarkıdan oluşurken, itunes versiyonu iki şarkı ekli halde satışta olacak. Kapağı paylaşılan albümün şarkı listesi şöyle:
1. "Closer"    
2. "Goodbye, Goodbye"    
3. "I Was a Fool"    
4. "I'm Not Your Hero"    
5. "Drove Me Wild"    
6. "How Come You Don't Want Me"    
7. "I Couldn't Be Your Friend"    
8. "Love They Say"    
9. "Now I'm All Messed Up"    
10. "Shock to Your System"    

Bonus tracks iTunes deluxe edition
11. "Guilty As Charged"    
12. "I Run Empty"  



Star Trek 2’den Star Wars’a Proje Günlüğü

Çarşamba, Kasım 28, 2012
Hollywood’da yeni proje haberleri yılbaşına ramak kala azalsa da, ağırlıklı olarak Star Wars üzerinden devam ediyor. Haftanın ön plana çıkan başlıkları yeniden çevrim haberlerini de kapsamakta... İşte haftanın öne çıkan başlıkları...

Star Trek 2’nin Sinopsisi Açıklandı
J.J. Abrams’ın yeniden dirilttiği Star Trek serisinin “Into Darkness” adıyla gelecek mayıs’ta vizyona girecek yeni filminin konusu açıklandı.

Alex Kurtzman, Damon Lindelof ve Roberto Orci’nin yazdığı sinopsis resmi siteden hayranlara duyuruldu. “Atılgan ve mürettebatı eve çağrıldıklarında organizasyonlarının donanmayı dağıttıklarını ve durdurulamaz bir terörün hüküm sürdüğünü görürler. Kaptan Kirk sorunu çözmek için kişisel insiyatif alır ve kitlesek imha silahı olan tek adamı yakalamak üzere harekete geçer!”

Marvin Gaye Biyografisi, Temple’ın Gündeminde
Sürekli yeni haberler gelen ama bir türlü başlanamayan projelerden Marvin Gaye biyografisi için yeni haber Julien Temple’dan geldi. Müzik dökümanterleriyle tanınan Temple, Gaye’in biyografisiyle ciddi şekilde ilgileniyor. 80’lerde Londra’yı mesken tutacak film, “Midnight Love” kayıtları dönemini baz alacak. Lenny Kravitz’in başrolde yer alması konusunda ciddi fısıltılar mevcut.

Syfy Waterworld’ü Diriltiyor
Sinema tarihinin büyük fiyaskolarından “Waterworld” de yeniden çevrim hastalığının son kurbanlarından biri oldu. Kevin Costner’ın düşüşten kurtulmak için çırpındığı dönemde Kevin Reynolds’la yönettiği 1995 yapımı film bütçesinin çok altında gelirle büyük zarar etmişti. Gişe başarısızlığına rağmen kablolu kanal Syfy, filmin yapım haklarını Universal’den aldı. Kanalın yeniden çevrim hazırlığının detayları konusunda hiçbir bilgi yer almıyor. Tahminler muhtemelen mütevazi bir bütçeyle dizi olacağı yönünde.

Stewart ve McKellen “X-Men:Days of Future Past” Kadrosunda
“X-Men: Days of Future Past”in yönetmenlik koltuğuna oturan Bryan Singer, kadro çalışmalarına vakit kaybetmeden girişti. Mevcut kadroya Patrick Stewart ve Ian McKellen da katıldı. Söylentilere göre iki aktör filmde çok fazla gözükmeyecek, gençlik halleri daha ağırlıklı işlenecek.

Matthew Vaughn, Star Wars Episode VII’nin Yönetmenliğine Doğru
Star Wars 7 hakkında çıkan haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Michael Arndt’ın senaristliğe getirilmesinden sonra iyice ayyuka çıkan yönetmen isimleri, söylentileri birer birer yalanlıyor. İşin arkasında Disney’in olmasından çekinen ve stüdyonun işlerine çok karışacağını düşünmeleri bir yana, serinin fanatiklerinin hedefi haline gelmeyi göze alamayan isimler daha teklif gelmeden düşünmüyorum açıklaması yapmaya başladı. Steven Spielberg, Zack Snyder, Brad Bird ve Quentin Tarantino bu isimlerden öne çıkanlar.

En önemli dedikodu ise bugün geldi... “Layer Cake” ile 2004’de başladığı yönetmenlik kariyerinde şu ana dört filme imza atan Matthew Vaughn, büyük ihtimalle yedinci star wars’ın yönetmeni olacak. “Kick-Ass” ve “X-Men: First Class” ile iyi iş çıkaran yönetmen, yeni X-Men’in senaryosunu yazmış ama koltuğu Singer’a devretmişti. Şimdilik ilk izlenimler çok fazla itiraz olmadığı yönünde.

Yeni üçlemenin ne zaman gösterime gireceği konusundaki belirsizlikte nispeten ortadan kalktı. İki yılda bir gösterime gireceği söyleniyor. 2015, 2017 ve 2019 üçlemenin tarihleri olacak. 

Sekiz ve Dokuzuncu film için senaristleri de belli oldu: Lawrence Kasdan ve Simon Kinberg... George Lucas’ın senaryolara son onayı vereceği ve kurguyu şekillendiren ekipte olacağı, oyuncu seçimlerinde de görüşü alınacağı da gelen haberler arasında...


Nick Cave & The Bad Seeds’den Yeni Albüm Müjdesi

Çarşamba, Kasım 28, 2012
Nick Cave & The Bad Seeds, resmi site üyelerine yolladığı mail ile yeni albüm müjdesi verdi.

Nick Launay tarafından Güney Fransa’daki eski bir konakta yapılan albüm kayıtlarından birde albüm taser yayınlandı. 18 Şubat 2013’te yayınlanacak albüm “Push the Sky Away” adını taşıyacak ve dokuz şarkı içerecek. Üç ayrı formatta satışa sunulacak albüm “Super Deluxe Box Set”, “Limited Deluxe CD / DVD” ve standard baskı ile dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Tüm versiyonların ön siparişleri alınmaya başlanırken, ilk duyacağımız şarkı “We No Who U R” 3 Aralık’ta yayınlanacak...

1. We No Who U R
2. Wide Lovely Eyes
3. Water’s Edge
4. Jubilee Street
5. Mermaids
6. We Real Cool
7. Finishing Jubilee Street
8. Higgs Boson Blues
9. Push The Sky Away



2012’nin En İyi Albümleri Listeleri: NME Top 50

Çarşamba, Kasım 28, 2012
Sektörün en önemli dergisi NME, yılın en iyi albümleri listesini duyurdu. Listenin tepesinde Tame Impala yer alırken, Cohen ve Dylan gibi ustalar yer almıyor... Lana Del Ray’in 45 numarada ne aradığını da anlamak zor...

50 Purity Ring – Shrines
49 Flying Lotus – Until The Quiet Comes
48 The 2 Bears – Be Strong
47 John Talabot – fIN
46 Bobby Womack – The Bravest Man In The Universe 
45 Lana Del Rey – Born To Die
44 Kendrick Lamar – Good Kid, mAAd City
43 Ratking – Wiki93
42 Paul Weller – Sonik Kicks
41 Ty Segall – Twins
40 Polica – Give You The Ghost
39 Liars – WIXIW
38 TEED – Trouble
37 Enter Shikari – A Flash Flood Of Colour
36 The Vaccines - Come Of Age
35 Metz – Metz
34 Bat For Lashes – The Haunted Man
33 Hot Chip – In Our Heads
32 Graham Coxon – A+E
31 G.O.O.D. Music – Cruel Summer
30 Breton – Other People’s Problems
29 Mac DeMarco – 2
28 Spiritualized – Sweet Heart, Sweet Light
27 Jessie Ware – Devotion
26 Spector – Enjoy It While It Lasts
25 Ariel Pink – Mature Themes
24 Merchandise – Children Of Desire
23 Richard Hawley – Standing At The Sky’s Edge
22 Beach House – Bloom
21 Cat Power – Sun
20 Howler – America Give Up
19 Toy – Toy
18 Tribes – Baby
17 Grizzly Bear – Shields
16 Melody’s Echo Chamber – Melody’s Echo Chamber
15 Sharon Van Etten – Tramp
14 The xx – Coexist
13 DIIV – Oshin
12 David Byrne & St. Vincent – Love This Giant
11 Django Django – Django Django
10 Jack White – Blunderbuss
09 Jake Bugg – Jake Bugg
08 The Cribs – In The Belly Of The Brazen Bull
07 Pond – Beard Wives Denim
06 The Maccabees – Given To The Wild
05 Alt-J – An Awesome Wave
04 Crystal Castles – (iii)
03 Frank Ocean – Channel Orange
02 Grimes – Visions
01 Tame Impala – Lonerism


2012’nin En İyi Albümleri Listeleri: Paste Magazine Top 50

Çarşamba, Kasım 28, 2012
Alternatif kültür dergisi Paste, yılın en iyi albümlerini ve en iyi 50 şarkısını açıkladı. Diğer listelere göre daha toparlayıcı ve dengeli olduğunu söylemek mümkün. Dergiye göre yılın en iyi şarkısı Cee Lo Green’in “Fuck You”su... Albüm listesindeki ilk 10 sıranın tüm dergilerin listelerindeki ortalamayı yansıttığını söylemek mümkün. 

50 Grimes – Visions
49 Kelly Hogan – I Like To Keep Myself In Pain
48 Lord Huron – Lonesome Dreams
47 Baroness – Yellow and Green
46 Damien Jurado – Maraqopa
45 Punch Brothers – Who’s Feeling Young Now?
44 Godspeed You! Black Emperor – Allelujah! Don’t Bend! Ascend!
43 Stars – The North
42 Bettye LaVette – Thankful N’ Thoughtful
41 Of Monsters And Men – My Head is an Animal
40 Todd Snider – Agnostic Hymns & Stoner Fables
39 Leonard Cohen – Old Ideas
38 Dr. John – Locked Down
37 Shovels & Rope – O Be Joyful
36 Cat Power – Sun
35 King Tuff – King Tuff
34 Cloud Nothings – Attack On Memory
33 Howler – America Give Up
32 Woods – Bend Beyond
31 The Avett Brothers – The Carpenter
30 David Byrne & St. Vincent – Love This Giant
29 Killer Mike – R.A.P Music
28 Divine Fits – A Thing Called Divine Fits
27 John K. Samson – Provincial
26 Bob Dylan – Tempest
25 Grizzly Bear – Shields
24 Justin Townes Earle – Nothing’s Gonna Change The Way You Feel About Me Now
23 Jens Lekman – I Know What Love Isn’t
22 Hospitality – Hospitality
21 The Lumineers – The Lumineers
20 The Mountain Goats – Transcendental Youth
19 Rufus Wainwright – Out Of The Game
18 Kendrick Lamar – good kid, m.A.A.d city
17 Andrew Bird – Break It Yourself
16 Tame Impala – Lonerism
15 Jack White – Blunderbuss
14 The Walkmen – Heaven
13 The Shins – Port Of Morrow
12 El-P – Cancer 4 Cure
11 The Men – Open Your Heart
10 First Aid Kit – The Lion’s Roar
09 Beach House – Bloom
08 Japandroids – Celebration Rock
07 Dirty Projectors – Swing Lo Magellan
06 Alabama Shakes – Boys & Girls
05 Sharon Van Etten – Tramp
04 Fiona Apple – The Idler Wheel …
03 Titus Andronicus – Local Business
02 Father John Misty – Fear Fun
01 Frank Ocean – Channel Orange


2012’nin En İyi Albümleri Listeleri: The Fly Magazine Top 50

Çarşamba, Kasım 28, 2012
Popüler İngiliz dergisi The Fly Magazine, yılın en iyi albümleri listesini duyurdu. Diğer dergilerden farklı olarak ilk sırada Sharon Van Etten yer alıyor. Beach House’un neden o kadar geride olduğunu listeyi hazırlayanlara sormak lazım... 

50 Trailer Trash Tracys - Ester
49 Lucy Rose - Like I Used To
48 Lotus Plaza - Spooky Action At A Distance
47 2:54 - 2:54
46 Egyptian Hip Hop - Good Don't Sleep
45 Errors - Have Some Faith In Magic'
44 Stealing Sheep - Into The Diamond Sun
43 Pulled Apart by Horses - Tough Love
42 Trash Talk - 119
41 Two Door Cinema Club - Beacon
40 Allah-Las - Allah-Las
39 Mystery Jets - Radlands
38 Best Coast - The Only Place
37 The Invisible - Rispah
36 Liars - WIXIW
35 Howler - America Give Up
34 David Byrne & St. Vincent - Love This Giant
33 Animal Collective - Centipede Hz
32 Beach House - Bloom
31 Here We Go Magic - A Different Ship
30 Graham Coxon - A+E
29 Poliça - Give You The Ghost
28 TOY - TOY
27 Chairlift - Something
26 Bat For Lashes - The Haunted Man
25 Melody's Echo Chamber - Melody's Echo Chamber
24 Daughn Gibson - All Hell
23 Twin Shadow - Confess
22 Dirty Projectors - Swing Lo Magellan
21 The Cribs - In The Belly Of The Brazen Bull
20 King Tuff - King Tuff
19 Diiv - Oshin
18 Pond - Beard Wives Denim
17 The xx - Coexist
16 The Vaccines - The Vaccines Come Of Age
15 Purity Ring - Shrines
14 Ariel Pink's Haunted Graffiti - Mature Themes
13 Grizzly Bear - Shields
12 Alt-J - An Awesome Wave
11 Lana del Rey - Born To Die
10 Tame Impala - Lonerism
9 The Maccabees - Given To The Wild
8 Kindness - World You Need A Change Of Mind
7 Field Music - Plumb
6 Django Django - Django Django
5 Jessie Ware - Devotion
4 Cat Power - Sun
3 Frank Ocean - Channel Orange
2 Grimes - Visions
1 Sharon Van Etten – Tramp


2012’nin En İyi Albümleri Listeleri: Decibel Magazine Top 40

Çarşamba, Kasım 28, 2012
Heavy Metal dergisi Decibel, Ocak sayısında yayınlayacağı yılın en iyi albümleri listesini duyurdu. Türden o kadar uzaklaşmışım ki, bir kaç isim dışında hiçbiri tanıdık gelmedi bana...

40 Gojira – L’Enfant Sauvage
39 Meshuggah – Koloss
38 Agalloch – Faustian Echoes EP
37 The Shrine – Primitive Blast
36 Incantation – Vanquish In Vengeance
35 Samothrace – Reverence To Stone
34 Devin Townsend Project – Epicloud
33 Panopticon – Kentucky
32 Saint Vitus – LILLIE: F-65
31 Mutilation Rites – Empyrean
30 Author & Punisher – Urus Americanus
29 A Life Once Lost – Ecstatic Trance
28 Asphyx – Deathhammer
27 Farsot – Insects
26 Gaza – No Absolute For Human Suffering
25 Inverloch – Dark/Subside
24 Swans – The Seer
23 Horrendous – The Chills
22 Killing Joke – MMXII
21 Early Graves – Red Horse
20 Liberteer – Better To Die On Your Feet Than Live On Your Knees
19 High On Fire – De Vermis Mysteriis
18 Napalm Death – Utiltarian
17 Torche – Harmonicraft
16 Grave – Endless Procession Of Souls
15 Satan’s Wrath – Galloping Blasphemy
14 Testament – Dark Roots Of Earth
13 Cattle Decapitation – Monolith Of Inhumanity
12 Blut Aus Nord – 777: Cosmosophy
11 Municipal Waste – The Fatal Feast
10 Pig Destroyer – Book Burner
09 Paradise Lost – Tragic Idol
08 Royal Thunder – CVI
07 Enslaved – Riitiir
06 Neurosis – Honor Found In Decay
05 Pallbearer – Sorrow and Extinction
04 Witchcraft – Legend
03 Evoken – Atra Mors
02 Baroness – Yellow & Green
01 Converge – All We Love We Leave Behind


2012’nin En İyi Albümleri Listeleri: Mojo Top 20

Çarşamba, Kasım 28, 2012
Yılı bitirmemize ramak kala sektörün majör yayıncılarından yılın en iyi albümleri listeleri gelmeye başladı. Mojo’nun listesi ağırlıklı olarak bilinen isimlerin yeni albümlerinden oluşuyor. Zira genelde bu tür listeler iyi çıkış yapan yeni grupları keşfetmeye araç olmuştur her zaman... Fazla mainstream bir liste olduğunu ve yılı pekte yansıtmadığını düşünüyorum ama son karar sizin...

20 Lee Fields & The Expressions – Faithful Man
19 Advance Base – A Shut-In’s Prayer
18 Orbital – Wonky
17 Mark Lanegan Band – Blues Funeral
16 Bobby Womack – The Bravest Man In The Universe
15 Cat Power – Sun
14 Hot Chip – In Our Heads
13 The xx – Coexist
12 Tame Impala – Lonerism
11 Scott Walker – Bish Bosch
10 Bob Dylan – Tempest
09 Julia Holter – Ekstasis
08 Dr. John – Locked Down
07 Django Django – Django Django
06 Black Keys – El Camino
05 Dexys Midnight Runners – One Day I’m Going To Soar
04 Leonard Cohen – Old Ideas
03 Bill Fay – Life Is People
02 Frank Ocean – Channel Orange


İlk Bakış: Snitch / Muhbir

Pazartesi, Kasım 26, 2012
Gerçek bir öyküden esinlenen yeni Dwayne Johnson aksiyonu “Snitch”ten ilk fragman yayınlandı.

Zaman zaman diğer türlere geçiş yapsa da, aksiyon yıldızı olarak benimsenen Dwayne Johnson’un yanına iyi oyuncular serpiştirilmiş ve görünen o ki en azından sıkılmadan izlenebilir bir aksiyon ortaya çıkmış. “Revolutionary Road”un senaristi Justin Haythe ile 1984’ten bu yana sayısız filmin dublör kadrosunda görev aldıktan sonra yönetmenliğe geçiş yapan Ric Roman Waugh’un birlikte kotardıkları film, yönetmenin “Felon” ile yakaladığı çıkışı sürdürme arayışı aynı zamanda. İlk uzun metraj deneyimi “In the Shadows” ile 2001’de vasatı aşamayan Waugh, yedi yıl sonra ikinci uzun metrajı ile beklentilerin üzerinden bir iş ortaya koymuştu. Beş yıl sonra üçüncü filmiyle aynı etkiyi yakalayabilmek için işi sıkı tutmuş.

Johnson’a Susan Sarandon, Michael K. Williams, Nadine Velazquez, Jon Bernthal, Benjamin Bratt ve Barry Pepper eşlik ediyor. 10 yıla mahkum edilen oğlunu kurtarmak ve adını aklamak için gizli göreve başlayan bir babanın macerası, uyuşturucu patronunun yakalanması için federallerle yaptığı işbirliğiyle herşeyini riske atmasını anlatıyor. Anlaması zor olmayan konu sonrası gerilimini ailesi için çıkışsız yola sapan adamdan alan film, hızlı akıyormuş gibi görünüyor. Aksiyonseverler için gerekli karışımda bir sorun yok... 22 Şubat’ta vizyona girecek film, muhtemelen ülkemizde ev sinemasında karşımıza çıkacak...

Güncelleme: 
Ev sinemasında beklediğimiz film, "Muhbir" adıyla 14 Haziran 2013’de Pinema Film dağıtımıyla D Productions tarafından vizyona çıkarılacağı duyuruldu...




İlk Bakış: Jack the Giant Slayer

Pazartesi, Kasım 26, 2012
Bryan Singer’ın masal anlatmaya soyunduğu filmi “Jack the Giant Slayer”dan yeni fragman yayınlandı.

Klasikleşmiş öykülerin modernleştirilmiş versiyonu, tıkanan edebiyatçıların göndermelerin ucunu bucağını kaçırıp mevcut öykü ve gerçekleri değiştirerek aslında böyle oldu demelerinin yeni tarzı. Bir nevi şehir efsanesi anlatımı, edebiyatta kendine yeni bir raf açmış, sinemada da Shrek’le başlayan bir dizi beğenilen örnek doğurmuştu. Bu kez yaratıcılar “Shrek Forever After”ın senaristi Darren Lemke ve vasati gişe filmlerinin yönetmeni David Dobkin... Akıllarına gelen öykünün senaryolaşma safhasında Lemke’ye, Dan Studney ve “The Usual Suspects”le tanıdığımız Christopher McQuarrie eklenmiş. Üçlünün kotardıkları senaryo açıklanan konuya bakılırsa tam bir ailecek izlenecek gişe canavarı gibi görünüyor.

Devler ve insanlar barış içinde yaşarken, insanların prensesinin kaçırılması bu durumu bozar. Elbette bir kurtarıcı gerekir... Genç bir çiftçi bu görevi üstlenir... Benzerini defalarca izlediğimiz klişe bir öykü için onca ismin biraraya gelmiş olması hayli tuhaf görünüyor. Özellikle yönetmen koltuğunda Bryan Singer’ın neden oturduğuna bir anlam vermek zor.

Nicholas Hoult, Eleanor Tomlinson, Stanley Tucci, Ian McShane, Bill Nighy ve Ewan McGregor’un kadrosunda yer aldığı film daha yapım aşamasında iki değişime uğramıştı. Önce 22 Mart 2012 olarak açıklanan vizyon tarihi 1 Mart 2013’e ertelendi. Daha sonra adı “Jack The Giant Killer”dan “Jack The Giant Slayer”a evrildi. Şüphesiz bu iki değişim filmin herkese kucak açmaya çalışan “Karayip Korsanları” tarzı bir eğlenceliğe öykündüğünü gösteriyor. Singer’ın X-Men sonrası yaşadığı düşüş, başka bir deyişe cepten yeme halinin daha ne kadar süreceğini merak etmeden duramıyor insan... Fragmanı izleyince de bu durum değişmiyor... Tamam ilgi çekici bir seyirlik, anlaşılan keyifle izleyeceğiz ama yönetmenlik namına ne olduğu şimdilik muamma...



13 Korku, 13 Öykü: Anne Işıkları Açık Bırak

Pazartesi, Kasım 26, 2012
"Korku Tanrısı Phobos sıkılmıştı. Savaşlar da eskisi gibi değildi ki artık. Şimdilerde bir düğmeye basmakla her şey bir anda olup bitiyordu, patlatan ile patlayana düşünecek vakit kalmıyordu. Korku Tanrısı daha renkli olduğunu düşündüğü bir alan yaratmıştı kendine. Phobos şöyle derin bir soluk alıp doğruldu. Aşağı, sıradan insanların meskenlerinde ateş gözleriyle göz gezdirdi, eline korkulardan birini aldı ve fırlattı... "Kime denk gelirse artık..." diye fısıldadı ve korkunç dişlerini göstererek gülmeye başladı..."

Korku Tanrısı Phobos, insanların yüreklerine bu duyguyu saçmayı amaçlarken, korkuların sayısının bir gün beş yüz otuzu bulacağına hesaplamamıştı belki.

Alev İnan bu kitabında modern çağ arazlarıyla paralel giden korkuları, ilginç ve düşündürücü on üç öykü ekseninde, zaman zaman mizahi bir anlatımla dile getiriyor.

Öykülerin baş kahramanları kimi zaman aşktan, yalnızlıktan, kimi zaman evlilikten, ölümden, bazen ilahi adaletten, cehaletten, güzelliğini yitirmekten, yetersizlikten ve hatta korkusuzluktan korkuyor.

Perran, Emre,Yaşar, Rana Selçuk ve Varol, hepsinin öyküsü farklı ama hepsinin dehşeti aynı...

Lakin biz baştan alalım, her şeyin başladığı noktadan; Bir çocuğun karanlık korkusundan...

Dharma Yayınları'ndan çıktı, tüm kitabevlerinde...  


İlk Bakış: Broken / Koşulsuz Sevgi

Pazar, Kasım 25, 2012
Cannes film festivalinin açılış filmi olarak ses getiren “Broken”dan uluslararası fragman yayınlandı.

Tanınmış tiyarto ve opera yönetmeni Rufus Norris’in ilk uzun metrajı, Daniel Clay’in romanına dayanıyor. Uyarlayan isimse “Boy A” ile ses getiren senarist Mark O'Rowe... Cillian Murphy, Tim Roth ve Rory Kinnear’ın başını çektiği kadronun yıldızı genç oyuncu Eloise Laurence... Üzerine kurulmuş öykünün altından başarıyla kalktığı söylenen Laurence, Londra Film Festivali’nden birde adaylık koparmıştı. 

11 yaşındaki şeker hastası bir kızın yaz tatilinde yaşadıklarına odaklanan film, mahallelerinde yaşanan tecavüz olayı sonrası kapana kısılan, korkunç şüphelerle her yere yabancılaşmasına varan süreci anlatıyor. Fragmandan göründüğü kadarıyla iyi bir dram bekliyor bizi, eleştirmenler haftasındaki gösterimlerinde aldığı övgüleri de ekleyince vizyona girmesi umudunu taşıyoruz... Özgün müziklerdeki imzanın da Damon Albarn’a ait olduğunu ekleyelim... “Koşulsuz Sevgi” adıyla anılan filmi gördüğünüz yerde kaçırmayın dememek için herhangi bir neden göremiyoruz...

Güncelleme: 1 Nisan
Filmin "Koşulsuz Sevgi" adıyla 5 Nisan'da vizyona gireceği açıklandı...



Kerem Topuz'dan Sıradışı Bir Aşk Hikayesi: Lavinya

Cumartesi, Kasım 24, 2012
Tamamını doğaçlama olarak çektiği ilk filmi ‘Film’ ile sinema çevreleri tarafından dikkatleri çekmeyi başaran ve yurt dışında aldığı ödüllerle adından söz ettiren yönetmen Kerem Topuz, ikinci sinema filmi “Lavinya” için kamera arkasına geçmeye hazırlanıyor. Senaristliğini de Kerem Topuz’un yaptığı filmin, yapımcılığını Arti Film olarak Türker Korkmaz üstleniyor.

Önümüzdeki aylarda çekimlerine başlanacak olan ve 2014'te vizyona girmesi planlanan filmin başrollerinde şimdilik gizli tutulan tanınmış sürpriz isimler yer alıyor.
                     
Geçtiğimiz yıl Nisan ayında gösterime giren ilk filmi, 'Film' ile dikkatleri çeken genç yönetmen, yine Türkiye sineması için sıra dışı kabul edilecek bir filme imza atmaya hazırlanıyor. Tıpkı Özdemir Asaf'ın şiirinde olduğu gibi gitme dese de gidecek olan ama adını kimseye söylemeyeceği Lavinia'nın hikayesinin anlatılacağı yapım, şaşırtıcı anlatım tarzı ve etkileyici görselliğiyle şimdiden merak konusu.

Yepyeni biri olmak uğruna, sahip olduğu her şeyden vazgeçen genç ve güzel model Lavinya ile gerçek aşkı arayan bohem yazar Can Vural’ın çıktıkları trajik yolculuğu anlatacak olan film, İstanbul'da başlayıp Karadeniz'de küçük bir kasabada son bulacak.


Sanat yönetmenliğini Natali Yeres'in, film müziklerini başarılı müzisyen ve besteci Murat Özdemir üstleneceği, KRMFilm'in yapımcılığında hazırlıkları süren 'Lavinya', 2014'te izleyici ile buluşacak. Türkiye'nin yanı sıra uluslararası film pazarlarını da hedeflediklerini söyleyen Topuz, oldukça iddialı bir yapımla karşımızda olacak.

İlk Bakış: Parental Guidance

Perşembe, Kasım 22, 2012
Aile komedisi “Parental Guidance”ten yeni fragman yayınlandı.

“Parenthood” ile zirvesini gören aile kalabalık aile komedilerinin yeni halkası tipik bir tatil günü gişesi canavarı olarak hesaplanmış. Şükran gününde vizyona girmesi planından yakın zamanda vazgeçilmiş ve noel zamanına kaydırılmıştı... Billy Crystal, Bette Midler ve Marisa Tomei’nin başrollerini oynadığı komedinin yönetmeni Andy Fickman... Lisa Addario ve Joe Syracuse’un yazdıkları senaryoyu tekrar elden geçiren Lowell Ganz ve Babaloo Mandel dolayısıyla sancılı bir senaryo dönemini geride bırakan yapım türün iyi örneklerine imza atan Mandel’le sorunları aşmış görünüyor. “Parenthood”un senaristi olarak başarısını aynı adlı dizide de sürdüren Mandel, künyedeki en önemli isim olarak görünüyor. Fickman’ın filmografisinde ünlü filmler olsa da, halen vasat komedilerin yönetmeni etiketinden kurtulabilecek birşey yapmadığı da aşikar.

Kızları iş seyahatine gidince, yaramaz üç torunla baş başa kalan büyükanne ve dedenin eski usüllerle yeni çağ veletlerini kontrol edemeyeceklerini anlamalarının öyküsünü anlatan film, ülkemizde “Evde Curcuna” adıyla gösterime girecek. Yeni yardımcılar tutmaya dek uzanan torunları kontrol altına alma macerası işlerin tamamen çığrından çıkmasına kadar sürecek gibi... Benzerlerini defalarca izlediğimiz konuyu tekrar izleme ihtimalimiz varmı diye fragmana bakıyoruz ama herhangi bir yenilik görmeyince, tvde yayınlandığında denk gelirsek ve zamanımız bolsa izleriz diyoruz, ki o da belki...

Amerika’da 25 Aralık’ta vizyona girecek film, bizde de 29 Mart’ta gösterimde olacak...



İlk Bakış: Dark Skies / Karanlıktan Gelen

Perşembe, Kasım 22, 2012
“Priest” ve “Legion” ile tanıdığımız Scott Stewart’ın yeni filmi “Dark Skies”ın ilk fragmanı yayınlandı.

Görsel efekt departmanında hayallerini pelikülde görerek peşpeşe önemli filmlerde çalışan Stewart, ilk uzun metrajı “Legion” ile yönetmenlik kariyerine kendisine hayli yakın mecradan giriş yapmıştı. Peşinden çektiği “Priest” ile çizgisini sürdüren yönetmen, çok iyi filmlere imza atmamış olsa da en azından fantastik film türüne vasatın biraz üzerinde iyi seyirlikler üretiyor şimdilik. Dark Skies ile kendisinden beklenen etkiyi yaratıp yaratmayacağını göreceğiz. En azından şimdilik konusundan yine vasatla iyi arasında gezinen bir film olacağını söylemek mümkün. Bilim-kurgu korku türüne ait film, aramızda yaşayan bir uzaylı tarafından gelecekte kaçırılmak üzere işaretlenmiş altı yaşındaki çocuğun öyküsünü anlatıyor.

Kadronun yıldızı Keri Russell’a Dakota Goyo ve Josh Hamilton eşlik ediyor. Şimdilik Amerika ve Rusya’da belirlenen vizyon tarihi 22 Şubat... Göreceği ilgiye göre başka ülkelerde de vizyon şansı bulup bulmayacağı belirlenecek, fragmandan görünen ilgi çekici olduğu ve büyük ekrana yakışacağı... Nede olsa benzer örnekler karşımıza sinemada pek çıkmıyor...

Güncelleme:
Filmin "Karanlıktan Gelen" adıyla 31 Mayıs'ta gösterime gireceği açıklandı...


Edebiyatla Geçen Bir Ömrün Hikâyesi

Perşembe, Kasım 22, 2012
2012 Ebubekir Hazım Tepeyran Roman Ödülü’nü alan İnci Aral’ın nehir söyleşisi Unutmak, yazarın yaşamına ve edebiyatına bütünlüklü bir bakış sunuyor.

İnci Aral, otuz yılı aşan edebiyat uğraşının bu noktasında duruyor ve Tolga Meriç’in sorularına verdiği yanıtlarda kendini, tıpkı romanlarından birinin kahramanıymışçasına irdeliyor. Parçalanıp dağılmış bir aile, beslemelerle paylaşılmış odalar, parasız yatılı okullar, mektuplar, yolculuklar, uçurumlar, şehirler, şarkılar ve tabii öldürücü aşklar ama hepsinden daha büyük bir aşkla bağlanılmış kitaplarla kâğıtlar...

Acısını suskunluğa dönüştüren bir çocuk, kaybettiği annesiyle kâğıt üzerinde yeniden karşılaşıp onun küçük bir ajandaya düştüğü duygu ve hatırlayışların diliyle edebiyatı keşfettiğinde nasıl olup  da kendi sesini duymaya başlar?

“İnsan unutmak zorundadır. Ama bu unutmanın kendisi değildir. Unutmak yoktur,” diyen İnci Aral’ın, hem özel hem de yazarlık dünyasını okuruna açtığı, yazıya adanmış kalbinin ve zihninin bütün odalarını tek tek dolaştığı bu anlatı, hayatına edebiyatın, edebiyatına hayatın ışıklarını düşürebilen bir yazarı daha iyi tanımak, yazdıklarının derinine girmek ve yazma tutkusunun ne olduğunu anlamak isteyenler için...

Nihat Genç, Yeni Kitabıyla Kırmızı Kedi’de

Perşembe, Kasım 22, 2012
Köşe yazıları ve televizyon programlarıyla ses getiren Nihat Genç’in Odatv’deki yazıları meraklıları için bu kitapta bir araya getirildi.

“Bu iktidarın en gaddar günlerinde hiç kimseden korkmadan, çekinmeden ‘cumhuriyet’ için yollara düşmüş bu kalabalıklara çok şey borçluyuz, çok şey...

Cumhuriyet Bayramı kutlaması için yola çıkanlar...

Hem iktidara hem Amerika’ya hem de yedi düvele hesaplarının çok yanlış olduğunu  –taşa, sopaya, çirkinliğe, hukuk dışılığa asla müsaade etmeden– neşeli marşları ve sloganlarıyla bir daha gösterdiler. 

Cumhuriyet bu meydanlardaki yüz binleri arkasında bulduğu müddetçe, hiçbirimiz için havada karada ölüm yok.”

Bol Yıldızlı Sihirbazlık Gerilimi “Now You See Me”den İlk Fragman

Pazartesi, Kasım 19, 2012
Yıldız oyuncu kadrolu sihirbazlık gerilimi “Now You See Me”nin ilk fragmanı yayınlandı.

Gişe aksiyonlarıyla bilinen Boaz Yakin ile Edward Ricourt’un aklına gelen fikir, “Bill & Ted's Excellent Adventure” ve “Men in Black”in senaristi Ed Solomon’un desteğiyle senaryo haline gelmiş, gişe canavarı fantastik filmlerin yönetmeni Louis Letterier yönetmen koltuğuna oturmuş. Kadrodaki yıldızlar ise: Jesse Eisenberg, Isla Fisher, Dave Franco, Woody Harrelson, Mark Ruffalo, Melanie Laurent, Morgan Freeman ve Michael Caine... 

Karizmatik Atlas’ın başını çektiği sihirbaz grubu “Mahşerin Dört Atlısı” teknolojinin tüm nimetlerinden yararlandıkları sihirbazlık gösterileri yapmaktadır. Yeteneklerini sadece sahne üstünde göstermekle kalmazlar, bankalar ve izleyicileri soydukları kurbanlar arasındadır. Elbette durdurulmaları gerekir, FBI ve İnterpol ünlü bir sihirbazdan yardım alarak devreye girer... Bir yanda sihirbazlık gösterisi, diğer yanda dört atlı’nın işbirlikçisinin kim olduğuna dair şüpheler arasında bir soygun gerilimi... Konudan da belli olduğu üzere “Ocean Eleven”ın sihirbazlık gösterisiyle süslenmiş hali... Bu ilizyonun beyazperdeye yansıyacağı tarih ise 15 Mart 2013...



The Heat’ten İlk Fragman

Pazartesi, Kasım 19, 2012
Sandra Bullock’lu komedi “The Heat”ten ilk fragman yayınlandı.

“MADtv” ve “Parks and Recreation”ın senaristi Katie Dippold’un ilk film senaryosunu yöneten isim “Bridesmaids”le ilgi odağı haline gelen Paul Feig...  “The Heat” yine kadınlar üzerine kurulmuş bir komedi... Sandra Bullock ve Melissa McCarthy’e Demian Bichir, Tony Hale, Taran Killam, Kaitlin Olson, Michael Rapaport’un eşlik ediyor. Bir FBI ajanının Boston polisiyle birlikte çalışarak Rus gangaster ve çetesinin peşine düşmesini konu alan komedi, 5 Nisan 2013’te vizyonda olacak...



İlk Bakış: The Mortal Instruments City of Bones / Ölümcül Oyuncaklar: Kemikler Şehri

Pazartesi, Kasım 19, 2012
Sinemadaki seri film yaratma hevesi bitmiyor. Yeni fantastik seri denemesi “The Mortal Instruments”ten ilk fragman görücüye çıktı.

Cassandra Clare’in uzun soluklu roman serisinden yapılan ilk uyarlama, tutarsa devamını getirmek için heyecanla bekliyor. “Pretty Little Liars” ile adını iyice duyuran I. Marlene King ve Jessica Postigo’nun uyarladıkları senaryoyu çeken isim Harald Zwart... Filmografisi gençlik komedileriyle dolu Zwart, son olarak Karate Kid’in yeniden çevrimini yönetmişti. Filme dair beklentileri düşürebilecek bir detay olarak, kendilerini kanıtlamamış yönetmen ve senaristlerin pekte doğru seçim olmadığını, biraz hafif kaldıklarını söylemek mümkün... Lily Collins, Jamie Campbell Bower, Jared Harris, Lena Headey, Jonathan Rhys Meyers, Kevin Durand ve Aidan Turner’dan kurulu kadroya ise herhangi bir itirazım yok... Hoş, bana kalsa Lily Collins’e itirazım var... Bu kalın kaşlı kızımız üzerine fazla gidilse de, pek star ışığı taşımıyor, oyunculuk desek yaşıtlarından farklı değil, güzellik desek pek itici ama bir yürü ya kulum halleri var işte, şanslı hatun...

Günümüz New York’undayız... Gayet sıradan bir kız olan Clary’nin kim olduğunu keşfetmesiyle macera başlar. Dünyamızı şeytanlardan koruyan yarı melek savaşçıların topluluğu gölge avcılarının torunudur... Annesinin kaybolmasıyla bir grup gölge avcısına katılır ve ölümcül yaratıklarla dolu Aşağıdünya adlı başka bir New York’ta bambaşka bir maceraya girişir... Benzer serilerden pek farklı olmayan konusuyla çok orjinal bir seri olmadığını söylesekte, dünyada çok ilgi görmüş ve satmış bir fenomen var karşımızda. Harry Potter ve Alacakaranlık serilerinden sonra iyice ayyuka çıkan yeni seri yaratma denemelerinden başarılı olabilen, ikinci filmi görebilen pek çıkmamıştı. Fragman sonrasında da durum pek değişmiyor, tonla benzeri olan fantastik bir girişim gibi görünüyor... Elbette iki dakikalık fragmandan net fikir sahibi olmak zor ama, ne konusu ne de fragmanı heyecan vermiyor... 23 Ağustos’ta vizyona girerek yaz bombası olmayı deneyecek film, yeterince ilgi görürse seri halinde devam ederek yeni fenomen olmaya şimdiden özeniyor... Bizdeyse 30 Ağustos'ta vizyonda olacak...



Möbius’dan İlk Fragman

Pazar, Kasım 18, 2012
Jean Dujardin’in ajanı canlandırdığı kara para aklama gerilimi “Möbius”tan ilk fragman yayınlandı.

Uzunca bir şeridin ucunu 180 derece büküp diğer ucuyla birleştirince elde edilen şerit, üzerindeki bir noktadan hareket edilmeye başlandığında tüm alanı tarayarak aynı noktaya geri dönmeyi anlatmakta. Filme katkısı da bu yönde... 

Seksenli yılların sonunda doksanların ortalarına kadar peşpeşe çektiği filmlerle hatırı sayılır başarı kazanan ama bunu iki binli yıllara taşıyamayan Eric Rochant’ın yazıp yönettiği filmde Dujardin’e, Tim Roth ve Cecile de France eşlik ediyor. Belçika, Lüksemburg, Ukrayna, Rusya ve Fransa’da çekilen film, şeridini bu ülkelerle çizen bir kara para aklayan şirkete odaklanıyor. Fransa’daki gösterim tarihi 27 Şubat olarak belirlenen gerilimi burda ne zaman izleyeceğimiz henüz belli değil...



Admission’dan İlk Fragman

Pazar, Kasım 18, 2012
Tina Fey ve Paul Rudd’lu komedi “Admission”dan ilk fragman yayınlandı.

Senaryosunu Karen Croner ve Jean Hanff Korelitz’in yazdığı filmin yönetmeni Paul Weitz. İlk “American Pie”ın yönetmeni olarak tanıdığımız Weitz, kariyerini hafif komedilerle sürdürmüşse de “About a Boy” ile ciddiye almıştık kendisini... Son olarak “Being Flynn”da da iyi iş çıkarmıştı ama anlaşılan yine özüne dönmüş ve hafif bir öykü anlatmaya soyunmuş.

Yaratıcısı olduğu “30 Rock” ile altı sezondur ekranları fetheden Tina Fey’in aynı etkiyi beyazperde de yaratma denemelerinin sonuncusu, herşeyi kitabına göre yaşayan bir kadının kuralları esnetmeye başlatmasıyla yaşadığı süreci anlatıyor. Fey’in düzenini bozan erkek rolünde de Paul Rudd’u görüyoruz. Michael Sheen, Gloria Reuben, Wallace Shawn ve Lily Tomlin’de ikiliye eşlik eden diğer isimler. 

Princeton Üniversite’sinde kabul memuru olan Portia, binlere öğrenciyi değerlendiren aşırı zeki ve hırslı bir kadındır ama herşeyi çok olağan ve kitabına göre yaşayan biridir. Başvurular sırasında gittiği bir okulda, eski okul arkadaşı John’la karşılaşır. Peşinden karşısına çıkan Jeremiah’ın yıllar önce evlatlık verdiği oğlu olabileceği şüphesi hayatını alt üst eder... Bakalım kuralları esneten Portia’nın hayatı bize nasıl bir öykü hissettirecek demek için beklememiz gereken tarih, 8 Mart 2013...



İlk Bakış: Warm Bodies / Sıcak Kalpler

Pazar, Kasım 18, 2012
Gençlere aşkı pazarlama konusunda sınır tanımayan yapımların ardı arkası kesilmiyor. Bu kez aşık olan vampir değil, zombi...

Isaac Marion’un ilk romanından uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda, son olarak “50/50” ile gönülleri fetheden Jonathan Levine oturuyor. Senaryoyu da bizzat uyarlayan yönetmen, filmografisine bakıldığında kendisine çok uyan bir projenin başına geçmiş besbelli... Lakin konuya bakıldığında bir tür Alacakaranlık öyküsü olduğunu görmek zor değil. Elbette aşk herşeye kadirdir ama mutlaka doğaüstü yaratıklar arasında olmak zorunda değil... İki normal insanın aşkı bulması ve yürütmesi de aynı oranda zor yahu...

Bir zombinin kendisini öldürmeye gelen kıza aşık olmasıyla iyileşmeye başlama sürecini anlatan Warm Bodies, Nicholas Hoult ve Teresa Palmer üzerinden aşkın bizi insan yaptığını anlatmaya soyunuyor. İkiliye eşlik edenler arasında Rob Corddry, John Malkovich, Analeigh Tipton, Dave Franco ve Cory Hardrict yer alıyor. Aşk filmi olunca kaçınılmaz pazarlama gününde vizyona girmesi de şaşırtıcı değil elbette... 1 Şubat 2013’te vizyona girecek film, Levine için daha büyük dağıtım ağıyla, daha çok sinemada görücüye çıkan ilk yapım olacak. 

İşin arkasında Levine olunca, derli toplu anlatılan bir öykü olduğunu fragmandan görmek mümkün. Her zamanki gibi iyi bir soundtrack sahnelere eşlik ediyor. Saf romantizme boğulmadığını da birkaç espriyle anlıyoruz... Umarım Levine çok ticari bir işe imza atmamıştır da keyifle izleriz... Şimdilik fragman umut veriyor...



Güncelleme: 13 Mart
Filmin 5 Nisan'da vizyona gireceği duyuruldu. 

Yönetmen ve Oyuncuların Görüşleri

Yönetmen Jonathan Levine “Filmin temasında beni en çok etkileyen kısım, insan olmanın ne demek olduğunu unutanların bu film sayesinde sevginin ne anlama geldiğini yeniden anlayacak olmaları. Ben filmin zombi filmi olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Benim için WARM BODIES bir yaratık hikâyesinin aşka dönüşmesinin filmi oldu.” diyor.

Yapımcı Bruna Papandrea “Castı yaparken zombi karakterini canlandıracak olan isim için Skins’deki inanılmaz performansıyla Nicholas Hoult’u hiç şüphesiz tercih ettik. Onun yüzünde inanılmaz bir ifade var ve performansı tam da aradığımız güçteydi.” diyor.

Julie’nin soğuk babası ve zombilerden kaçan insanların lideri General Grigio karakterine hayat veren John Malkovich, “Filmin anlatılışından o kadar çok etkilendim ki rolü kabul etmeden önce çok da uzun süre düşünmem gerekmedi. Kitabın sinema uyarlamasının hala roman kokması beni en çok etkileyen şeylerden biri oldu.” diyor.



İlk Bakış: The Host

Pazar, Kasım 18, 2012
Alacakaranlık serisinin yazarı Stephenie Meyer’in bilim-kurgu romanından uyarlanan “The Host”un ilk uzun fragmanı görücüye çıktı.

2000’li yılların roman destekli mitini oluşturan Meyer’in bilim-kurgu öyküsünü uyarlayan türe önemli örnekler vermiş bir isim: Andrew Niccol... “Lord of War”dan sonra verdiği 6 yıllık arayı bolca eksik gedik içeren, biraz alelacele çekilmiş gibi görünen “In Time” ile kapatmaya çalışan ama beklediği geri dönüşü yakalayamayan Niccol, bu kez arayı fazla açmıyor. Ülkemizde “Göçebe” adıyla raflarda olan kitap, görünmeyen yaratıkların insanları işgal ettiği bir geleceği anlatıyor. İşgal yöntemi, insanların bedenlerine girmek... Oyuncu kadrosu Saoirse Ronan, Diane Kruger, William Hurt, Jake Abel ve Max Irons’tan oluşan film, en azından künyeye bakıldığında iyi duruyor ve merak ettiriyor.

Konu güzel, oyuncu kadrosu sağlam, yönetmen desen şüphemiz yok ama soru işaretini yaratan uyarlanan roman ve arkasındaki isim... Meyer’in adının ergenlere pazarlamayla eşit anılması, filmin yetişkinler yerine ergenlere hazırlanma ihtimalini akıllara getiriyor. Ergenlere yönelik yeni bir seri düşüncesiyle yola çıkıldıysa Niccol’un bu filmde ne işi var diye sormak gerekiyor en başta...

29 Mart’ta gösterime girecek film, iki dakkalık fragmanı boyunca bolca öpüşme sahnesiyle herşeyin o aşk çerçevesinde geliştiğini gösteriyor, ki ilk izlenimde filmin ergenler için yeni aşk masalı olarak pazarlandığını düşünmemek elde değil... Niccol’un yanlış yer ve zamanda boş işle uğraştığını düşünüyorum sonuç olarak...



Yeni Video: R.E.M. "Blue"

Cumartesi, Kasım 17, 2012
REM
21 Eylül 2011'de yaptıkları açıklamayla dağılan alternatif rock efsanesi R.E.M., aynı yıl yayınladıkları son stüdyo albümleri "Collapse into Now"da yer alan Patti Smith'li şarkıları "Blue"yu kliplendirdi. Klibin yönetmen koltuğunda James Franco otururken, Lindsay Lohan kameranın önünde...



“Last Resort” “666 Park Avenue” ve “Partners” İptal

Cumartesi, Kasım 17, 2012
Artık alıştığımız cuma kararlarına bu hafta beklenen iptaller damgasını vurdu. Partners, Last Resort ve 666 Park Avenue iptal edildi.

Sezonun ilk iptal kararına “Made in Jersey” ile imza atan CBS, iptal olmasına kesin gözüyle bakılan “Partners” için daha fazla beklemedi ve resmi açıklamayı yaptı. Pazartesi akşamları yayınlanan ve bir türlü istenen reytingleri yakalayamayan komedi, biri homoseksüel biri heteroseksüel iki çiftin hikayesini anlatıyordu. Will & Grace’in yaratıcılarının yeni dizisi olması sebebiyle yarattığı beklentinin çok altında kalan dizi, altı bölüm sonunda iptal olmayı bence hak etti.

CBS ayrıca, tam sezon onayı verdiği iki dizisinin bölüm sayılarını değiştirdi. Elementary 24, Vegas 21 bölümden oluşacak. 

ABC’nin kararları ise beklenen ama istenmeyen kararlar oldu. Bir denizaltı mürettebatının verilen emre karşı gelerek kendini bağımsız sulara çekmesiyle yaşanan olaylara odaklanan “Last Resort” aslında konu olarak çok iyi bir diziydi. Her zamanki gibi milliyetçi duyguları körüklemeyip, tam tersi muhalefet yaratınca az izlendi ve iptal edildi. Halen izleyenler için belirtelim, herhangi bir tehlike yok. Sipariş edilen 13 bölümün yayınından sonra dizi ilk planlanan finalini yaparak ekranlara veda edecek.

Ekranlardaki klişe korku özentisi olarak, çok iyi olmasa da en azından bir boşluğu dolduran “666 Park Avenue”de beklenen reytingleri bir türlü yakalamayadı. Dizilerin ağır toplarının peşpeşe ekrana geldiği pazar akşamında zaten çok şansı yoktu. Özgün bir hikaye anlatabilse, iyi kadrosuyla izlenebilir bir yapıma dönüşebilirdi ama, kablolu kanal dizilerine geçilmesi dizinin sonunu getirmiş oldu. Tıpkı Last Resort gibi 666 Park Avenue de, 13. bölümüyle final yapacak.

Günün tek yeni sezon onayı ise, Web Therapy’den geldi. Lisa Kudrow’un internet üzerinden kısa terapiler yapan psikoloğu canlandırdığı komedi on bölümden oluşacak üçüncü sezon onayını aldı.

2012/13 Sezonu dizilerinin iptal/onay listesine şurdan bakabilirsiniz…


 
Designed by OddThemes & Distributed by Free Blogger Template